'Kandil'den sandığa oy vermeye mi geliyor?'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Hiç kimse demiyor ki Kandil'den Türkiye'ye bir grup, eli silahlı terörist geliyor. Güvenlik unsurları bunlara karşı koyup, büyük bir faciayı, tehlikeyi önleyebilmek için çatışmaya girdiğinde, Mehmetçik öldüğünde hiç sesiniz çıkmayacak, terörist öldüğü zaman Türkiye'yi yakacaksınız. Böyle bir şey olabilir mi?" dedi.
cumhuriyet.com.trMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Kastamonu mitinginde yaptığı konuşmada, 12 Haziran'daki seçimlerin, Türkiye'nin çok ciddi iç ve dış tehditlerle karşı karşıya kaldığı, gittikçe ağırlaşan sorunların yaşandığı bir ortamda yapılacağını söyledi. Seçimlerin, milletin kaderi için önemli bir karar anı olacağını dile getiren Bahçeli, ''Hangi siyasi partiden olursak olalım, bu ülkenin evlatları olarak, seçimleri önemsemeliyiz ve yüksek bir katılımla seçimleri gerçekleştirmeliyiz'' diye konuştu.
Böyle bir süreçte, 12 Haziran'da sandığa gidildiğinde ortaya konulacak tercihin, yeni bir dönemin başlangıcı olacağını anlatan Bahçeli, şunları söyledi: ''Bunun için çok samimi ve açık olmak lazım. Sayın Başbakanın seçim zamanında çok sık kullandığı, televizyonlarda her zaman tekrarladığı bir temel sloganı var. 'Durmak yok, yola devam' diyor. Şimdi bu sloganı dikkate alınarak bir muhasebe yapmak lazım. 2002 yılından bu yana geçen 9 yıl içerisinde milletimizin her unsuru ve her kesimi bu 9 yıl içerisinde iş, aş ve gelir seviyesi açısından gittikçe memnuniyet duyduğu bir yaşama tarzına kavuşmuşsa, hayat standardı yükselmişse ve toplum, huzur ve mutluluk içindeyse o zaman sayın Başbakanı kırmamak, üzmemek lazımdır. 'Durmak yok, yola devam' diyebilirsiniz. Bu sizin kararınızdır ama bunun tersi varsa, yani bu 9 yıl içerisinde nüfusumuzun büyük bir çoğunluğu işsiz, evine aş götüremiyor, gelir seviyesi düşmüş, yalnız çaresiz ve kimsesiz ise o zaman 'artık yeter, 3. dönem senin hakkın değildir' demek lazımdır. İnanıyorum ki 'dur' demek için vatandaşlarımız 12 Haziran'ı kolluyor. Sayın Başbakanın ülkeyi üçüncü kez nasıl yöneteceğini hep beraber düşünmek lazımdır. Memleketimizin karşı karşıya kaldığı sorunları çok açıklıkla değerlendirmeliyiz. Bu çerçeveden baktığımızda bir gerçek ortaya çıkıyor. O gerçek de şudur: Sayın Başbakanın sabahın 06.30'undan başlayan, gecenin 24.00'üne kadar her yerde her kanalda konuşmasını dinliyorsunuz. Karşısına malum gazeteciler, malum sözde aydınlar oturuyor. Danışıklı dövüş içerisinde... 'Sayın Başbakanım, şu soruyu sorsak nasıl olur?'la başlıyor fasıl, sonunda aklanmış, paklanmış bir Başbakanı topluma takdim ederek, televizyonu kapatıyor.''
'Kaybolan yıllar...'
TBMM'de yüksek çoğunluğu elinde tutan bir siyasi iktidarın bulunduğunu belirten Bahçeli, tek başına iktidar olan bir partinin alamayacağı karar, çıkartamayacağı yasa, çözemeyeceği sosyo ekonomik sorun olmaması gerektiğini söyledi. Buna karşılık AKP'nin başarılı olamadığını ileri süren Bahçeli, ''Bu 9 yıl, kaybolan yıllar olarak siyasi tarihte yerini almıştır. 'Hiç mi başarı sağladığı alan yoktur?' dediğinizde evet, rant ekonomisiyle oluşturduğu AKP'nin üst kademesinde yeni bir zenginler sınıfı oluşmuş ama AKP'ye oy veren kardeşlerim dahil, halkın büyük bir çoğunluğu yoksulluğa itilmiştir'' diye konuştu.
''Türkiye'de 6 milyona yakın işsiz var'', ''Türkiye'de 18 milyon yoksuldan 12 milyon 500 bini açlık sınırının altında'' denildiğinde, ''Hayır, muhalefet partisi olarak yalan söylüyorsunuz, Türkiye'de herkes mutlu ve huzurludur'' denildiğini belirten Bahçeli, ''AKP'nin yandaşlarına bakıp oradaki hayatı, lüksü, yağı-balı vatandaşın hepsinde farz edebilir misiniz?'' diye sordu. Bahçeli, Türkiye'deki en önemli sorunun işsizlik olduğunu ifade etti.
15-24 yaş aralığında asgari ücrete rıza gösteren, ancak çalışma imkanı bulamayan 2 milyon 500 bine yakın genç işsizin olduğunu anlatan Bahçeli, büyük çaba gösteren, ancak iş bulamayan milyonlarca kişinin bulunduğunu, bunların da artık umutlarını kaybettiklerini ve iş aramaz hale geldiklerini belirtti. Bahçeli, işsizlik ve yoksulluğun göçü de beraberinde getirdiğini, iş bulma umuduyla gurbete giden kişilerin, gittikleri şehirde ''büyükleri'' varsa iş bulabildiklerini, ''büyükleri'' yoksa büyükşehirin karanlık sokaklarında kaybolduklarını, suç eğilimine girdiklerini ya da sokaklara döküldüklerini söyledi.
Kadınlar
İşsizlik ve yoksulluğun aile çözülmesine de neden olduğunu ve boşanma oranlarının arttığını aktaran Bahçeli, şöyle konuştu: ''Kadına şiddet çoğalıyor ve evini terke mecbur kalan genç kadınlar, 2 ya da 3 çocuklu bayanlar, sığınmaevlerine müracaat ediyor. Sığınmaevlerinde de yer olmadığı için sokağa dökülüyor. Ailesinin yanına gidenler oluyor, gidemeyenler oluyor. Bir bakıyorsunuz şiddetle hayatını kaybeden, sokaklara dökülen kadınlarımız oluyor. Çocuklar kimsesiz kalıyor. Şimdi böyle bir Türkiye'de Sayın Başbakanının meydanlarda söylediklerine, televizyonlarda tekrarladıklarına ne kadar inanabileceğiz. Hiçbir konuşmasında bu gerçekleri anlatıyor mu? Hayır... Bir çılgın proje sevdasına kapılmış, Trakya'yı kanalla ayırıyor, İstanbul'a iki şehir daha kuruyor ve bir bakıyorsunuz gazetelerde, Trakya bölgesinde yeni açılan dükkanların üstündeki levha emlakçılar oluyor.''
'Kandil'den sandığa oy vermeye mi geliyor?'
Bölücü terörün azdığını öne süren Bahçeli, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde meydana gelen olayların ne şekilde istismar edildiğinin televizyonlarda utanç verici hale dönüştüğünü söyledi. Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Hiç kimse demiyor ki Kandil'den Türkiye'ye bir grup, eli silahlı terörist geliyor. Bunlar acaba 12 Haziran'da silahları bırakıp, sandığa oy vermeye mi geliyorlar? Güvenlik unsurları bunlara karşı koyup, büyük bir faciayı, tehlikeyi önleyebilmek için çatışmaya girdiğinde, Mehmetçik öldüğünde hiç sesiniz çıkmayacak, terörist öldüğü zaman Türkiye'yi yakacaksınız. Böyle bir şey olabilir mi? Son günlerde polislere karşı da yönelişler arttı. Hakkari'ye, Şemdinli'ye bakıyorsunuz, her gün olay yaşanıyor. Vali, kaymakam yok, Başbakan kayıtsız, Cumhurbaşkanı vurdumduymaz. İyi şeyler olacak sözüyle hem milleti hem kendini kandırıyor ama orada polis kardeşim yalnız başına kalmış, kamu düzenini savunmak için yüzü gözü sarılmış peşmerge kılıklı teröristlerle sabaha kadar boğuşuyor. Kimisi şehit oluyor, kimisi linç edilme tehlikesi geçiriyor, kimisi tokatlanıyor. Böyle bir Türkiye'de hangi üçüncü dönemi talep ediyorsun?''
'Başbakan Erdoğan'ı Yüce Divan korkusu sardı'
Bahçeli, AKP'nin, Türkiye'nin sorunlarını çözemediğini, ülkeyi iyi yönetemediğini ve teslimiyetçi politikalara bağlandığını söyledi. ''Başbakan neden üçüncü dönemi istiyor? Sayın Başbakan, hükümetten ayrıldığı gün Yüce Divan yolu açıldığı ve oraya gideceğini bildiği için hırçınlaşıyor, onun için argo ifadeler kullanıyor, onun için sağa sola saldırıyor, iftiralar yapıyor'' diyen Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Yüce Divan korkusunun sardığını söyledi.
Yoksulluğun kalıcı kılındığını ve yoksul sayısının arttığını savunan Bahçeli, şunları kaydetti: ''Yoksulluğun istismarında 'Paket ekonomisi', 'Paket demokrasisi' var. Paketler hazırlanıyor ve seçim gününe kadar oy karşılığında dağıtılıyor. Siyaset simsarları, 'Sizin durumunuzun iyi olmadığını biliyorum, çocuklar ekmek bekliyor, bu sıkıntılı hayata daha ne kadar dayanacaksın sana paket yazalım da AKP'ye oy vermek sözüyle sana da paket gelsin' diyor ve paket dağıtımı yayılıyor. Anayasa'nın 3. maddesindeki sosyal devlet anlayışı gereği, yoksula ulaştırmakla sorumlu olduğu için bugün organize edilmiş kurum, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve onun fonudur. Halk arasında 'FAK-FUK-FON' diye bildiğimiz fondur. Yakacak, aile, para yardımı gibi yardımlar ile yeşil kart yardımları buradan yapılıyor. Demek ki bunun kaynağı kim, millet... Değerlendiren kim, devlet... Alan kim, yoksullaştırılmış vatan evlatları... Bunda AK Parti'nin bir kuruşu yok. Öyleyse bu paket sizin helaliniz. Paket geldiği zaman sıkılmayın, utanmayın, sağa sola bakarak 'aldıklarımı gören var mı' diye kendinizi sıkmayın. Getirene bir inat, 'Niye geç kaldın, herkes aldı bana zor geldi, neredeydin şimdiye kadar' diye sorun. Bu paketi alın bu sizin helalinizdir, hakkınızdır. Çoluğunuzla, çocuğunuzla mutlu bir gün, hafta ve ay yaşayın. Bu paketin sahibinin siz olduğunuzu bilin. Kimseye mahkum ve mecbur olmadığınızın farkında olun. Alın paketi vurun tokatı gitsin.''
Hilal kart
Yoksulluğun gün geçtikçe yaygınlaştığını ve bayramlarda veya seçim zamanlarında verilen yardım paketlerinin, yoksulluğun çaresi olmadığını söyleyen Bahçeli, bu duruma bir çare bulunması gerektiğini vurguladı. AKP'nin 9 yıllık uygulamalarından ortaya çıkan ''tahribatları ve sosyal ekonomik sorunları'' inceleyen MHP'nin, 100 soruna 100 çözüm getirdiğini belirten Bahçeli, bu çözümler arasında yoksulun istismarına da ''Dur'' diyebilecek, Türk kültüründen gelen bakış açısıyla bir çözüm ürettiklerini bildirdi.
Türk kültüründe ''Yaşa ve yaşat ilkesi'' olduğunu aktaran Bahçeli, şunları kaydetti: ''Milliyetçi Hareket'in dünya görüşünde ve ideolojisinde toplumculuk ilkesi vardır. Anayasamızın 3. maddesinde de sosyal devlet anlayışı vardır. Öyleyse, öyle bir çözüm bulun ki bu üç sac ayağının üzerine sağlamca dursun. 'Bu ne olabilir?' dediğimizde, işte MHP'nin size çözüm olarak vereceği hilal karttır. Bu hilal kart, aynı zamanda helal bir karttır. Bu hilal kart, bir banka kredi kartı değildir. Geri ödemesi yok, faizi yok. Ana paranı ve faizi ödemediğin takdirde kapınızı çalacak bir icracı da yok bu kartta. Hilal kart, esnaf için iş, yoksul için aştır.''
'Bu sefer MHP'ye sarılın'
Yoksul olan veya olmayan herkese de destekleme yardımlarının yapılacağını aktaran Bahçeli, ülkede çiftçiden esnafa, yoksuldan yaşlıya kadar bir çok vatandaşın özel sorunları olduğunu söyledi. AKP'nin 9 yıllık iktidarı döneminde büyük bir tahribat yaşandığını savunan Bahçeli, ''Bu tahribatı ortadan kaldıracak bir hükümetin olması lazım. Bu hükümetin ilk programının adı, bu tahribatı ortadan kaldırması için 'Toparlanma ve onarım hükümeti' olmalıdır. İşte MHP, 2023 hedefi içerisinde gerçekçi hareket ederek, çılgın projeler peşinde değil, hayatı size zehir eden unsurları ortadan bertaraf edecek bir 'Toparlanma ve onarım hükümetini' vaat ediyor. Bunun çatısı ve direği de 'hilal kart'tır'' diye konuştu.
Bunun yanında, ''Körsün bir de işin var'' diye azarlanmayacak özürlülere destek yardımının olacağını belirten Bahçeli, şöyle devam etti: ''Sosyal destek ödemesi, özürlüler için 320 lira olacak. Başkasının Yardımına Muhtaç Engelli Aylığı 450 lira olacak. Engelli Aylığı 300 lira olacak. Özürlü Yakını Aylığı, yani 18 yaş altı bakıma muhtaç olan özürlüler için 300 lira ödenecek. Yaşlılara Yapılacak Olan Yaşlılık Maaşı 65 ve yukarı yaş için 250 lira, Sosyal Yardım Ödemesi 320 lira olacak. Yoksullara yapılacak diğer yardımlar; Yakacak Yardımları 500 lira, Kira Yardımları 200 lira, Sosyal Destek Yardımları 300 lira olacak. Ama bunun yanında ev hanımları unutulmayacak. Aile Sigortası Yardımı 320 lira, Pozitif Yaşam Desteği 200 lira olacak ve Öğrencilere Eğitim Destek Yardımları 50 lira, Şartlı Nakil Yardımı 55 lira, Beslenme Yardımı 45 lira olacak. Bunun haricinde esnafımıza, çiftçimize, özellikle de hayvancılıkla ve çiftçilikle geçinip, şu an yoksulluğa itilmiş olan vatandaşlarımızın gübre, mazot, ilaç gibi tarım girdilerinden KDV ve ÖTV alınmayacak. Şoför kardeşlerimizden, yeni araba almaya ihtiyaç duydukları takdirde onlardan da KDV ve ÖTV alınmayacak. Türkiye'de 9 yılda yoksulluğa itilmiş kim varsa, onun yanında MHP olacak.'' İşverenlere de seslenen Bahçeli, 6 milyon civarında kişinin işsiz olduğu Türkiye'de işsizlere kim sahip çıkıyorsa ayırt edilmeksizin MHP'nin iktidarında hepsine destek olunacağını bildirdi.
Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı: ''Böyle bir ortamda işsizliğin, yoksulluğun, terörün kökünü kazımak için MHP, 'Toparlanma ve Onarım Hükümeti'ne talip. MHP, milletimizi karşılıksız seviyor, ölesiye seviyor. Sizin de her zaman MHP'yi sevdiğinizi biliyoruz ama gün oluyor, bu sevginiz eksilmiyor, ancak sandığa gittiğinizde hafif şöyle yan döndüğünüz oluyor. Bu sefer yapmayın, bu sefer MHP'ye sarılın ve Türkiye'nin çıkışı için, AKP'den kurtuluş için, milli devlet, üniter yapıyı ve toprak bütünlüğünü, bin yıllık kardeşliği korumak için MHP'nin iktidarına ihtiyaç vardır ve MHP hazırdır.''