Kanadoğlu'ndan 'hukuka bağlılık' çağrısı

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay'ın tutuklanmasıyla yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Kanadoğlu, apar topar gözaltına alındıktan ve saatlerce sorgulandıktan sonra nöbetçi mahkemece tutuklanan Balbay'a yapılan muamelenin usulsüzlüğüne vurgu yaparak, "hukuka bağlılık" çağrısını yineledi.

cumhuriyet.com.tr

Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay’ın tutuklanmasıyla yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “hukuka bağlılık” çağrısını yineledi. Kanadoğlu, apar topar gözaltına alındıktan ve saatlerce sorgulandıktan sonra nöbetçi mahkemece tutuklanan gazetenin Ankara temsilcisi Mustafa Balbay ve yazar Neriman Aydın’a yapılan muamelenin usulsüzlüğüne vurgu yaptı.

Kanadoğlu, “Hakkında CMK’nun 145 ve 146 ncı maddeleri uyarınca tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunmayan şüpheli zorla getirilemez, davetiye ile çağrılması gerekir. Var ise bu zorla getirilme nedenlerinin de zorla getirme kararında, açıkça yer alması zorunludur” dedi.

CMK’nun 25’inci maddesinin 3’üncü fıkrasına göre, suçun ağır ceza mahkemesinin yetki alanı dışında işlenmesi halinde, Cumhuriyet savcısının, o yer ağır ceza mahkemesi nezdindeki cumhuriyet savcısından soruşturma yapılmasını isteyebileceğini belirten Kanadoğlu, “Yasa, yetkisi bulunduğu yerle sınırlı görev yapan Cumhuriyet savcısına, Türkiye'nin her yerinde soruşturma ile ilgili yetki ve görev vermemiştir” anımsatmasında bulundu. Kanadoğlu şöyle devam etti:
“Ayrıca Yasa'nın 148 nci maddesinde ‘ifade ve sorguda yasak yöntemler’ başlığı altında, şüphelinin beyanının özgür iradesine dayanması koşul sayılmış ve ‘yorma’ gibi bedensel ve ruhsal müdahalelerin yapılması yasaklanmıştır. Aynı maddeye göre yasak yöntemlerle elde edilen ifadeleri rıza ile verilmiş olsa bile, delil olarak değerlendirilemez. Bir şüphelinin 23 saat süre ile uyutulmadan ifade vermeye zorlanması, kuşkusuz ifade alma da yasak yöntemlerdendir. Usule uyulmaması halinde maddi gerçeğin bulunması olanaksızdır.”
Yargıtay Onursal Başsavcısı Kanadoğlu, daha önce yaptığı “Türkiye hiçbir zaman bir dinci diktanın veyahut akla gelebilecek her türlü diktanın yerleşemeyeceği özgür bir ülke olarak kalacaktır. Dışarıdan müdahale edilmezse, yargı kendine yardım edecek” açıklamasına istinaden, “Dışarıdan müdahale dinecek gibi görünmüyor, böyle giderse bu süreçte sizce daha neler beklenebilir” sorumuzu ise şöyle yanıtladı:
“Yargı bağımsızlığının önemi, her geçen gün ve olayda daha açık ve kesin olarak ortaya çıkmaktadır. Müdahale, etkileme ve yönlendirme çabaları artarak süregelmektedir. Yasadışı yolla elde edilen bilgilerin, belirli amaçlarla bilinen medya organlarına ulaştırılmasının ve yayınlanmasının mutlaka önüne geçilmelidir.”