Kan bağışında alkol mü soracaklar?

Avrupa'dan ithal edilen kan ilaçlarına, Avrupalıların yeme içme kültürleri nedeniyle alkol veya domuz eti bulaşması olasılığı üzerine Kızılay tarafından başlatılan "helal kandan helal ilaç" tartışmasına yeni bir boyut eklendi.

cumhuriyet.com.tr

Ankara Tabip Odası Başkanı Özden Şener, kan verirken bugüne kadar sorulmayan “Alkol kullandınız mı” sorusunun, helal kan için bundan sonra sorulabileceğine dikkat çekti.

Kızılay Başkanı Ahmet Lütfi Akar’ın kan ürünlerinden elde edilen ilaçlarla ilgili olarak yaptığı “Bu ilaçları yurtdışından ithal ediyoruz. Kendimiz üretmiyoruz. Bunun için yaklaşık 500 milyon dolar harcıyoruz. Bu maddi olarak büyük bir kayıp. Örneğin ilacı İngiltere’den ithal ediyorsak, bu ilaç oradaki insanların kanından, plazmasından elde ediliyor. İthal ettiğimiz yerlerdeki insanların beslenme alışkanlıkları farklı. Müslüman bir millet olduğumuz için biz genelde domuz eti yemiyoruz. Mahsurlu gıda tüketmiyoruz, ancak ithal ettiğimiz kanlarda bu söylediğimiz gıdalar mevcut” açıklaması tartışma yarattı.

Kanda bulunabilecek alkol veya domuz eti gibi tartışmaları değerlendiren ATO Başkanı Şener, “Bana bugüne kadar kan verirken alkol alıp almadığım hiç sorulmadı. Hastalıklarım soruldu, o gün hasta olup olmadığım soruldu, ama ‘Alkol aldın mı’ sorusu ile hiç karşılaşmadım. Bu tip tartışmalar bundan sonra kan bağışında alkol aldınız mı sorusunun sorulacağını akıllara getiriyor” dedi. Bu tartışmaların “Yobazlıktan, bağnazlıktan ve cehaletten” kaynaklandığını belirten Şener, “Hiçbir yerde alkollü insandan kan alınmaz zaten. Alkollü insan kan vermez. İlaçtan öte, ölmüş bir domuzun çürüyüp hangi yiyeceğimize ne kadar karıştığını bilebilmemiz mümkün mü?” tepkisini gösterdi.

 

‘Tıbbın içine dini soktular’

Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Bayazıt İlhan, helal kan ve helal ilaç tartışması ile ilgili olarak “Yurtdışından da olsa kandaki alkol oranını belirlemek mümkün. Hiç kimse akollü iken gidip kan vermez. Tıbbın içine dini çok fazla soktular. Bilimsel kavramlarla tıbbi kavramları birbirine çok karıştırdılar. İçine dinin bu kadar çok girdiği tıp insanların kafasını karıştırır. Kafası karışık insan, sırf bu yüzden tedaviden uzak durabilir. Tıp çevrelerinin ve özellikle Sağlık Bakanlığı’nın buna izin vermemesi lazım” değerlendirmesini yaptı.