İyi yürekli dedikodular

Hem bu yazının konusu olan “Dedikodu Kitabı”na ilişkin birkaç şey sormak , hem de bu “kürümek” sözüyle ilgili olarak Günel’i aradım telefonla… Çocuk cıvıltılarıyla açıldı telefon. “Torunların mı?” dedim… Öyleymiş…Urla’ya yerleşmiş…”Çoluk çocuk herkes burada “ dedi…

Ataol Behramoğlu / Okuduklarım İzlediklerim Düşündüklerim

       Günel Altıntaş öncelikle iyi bir şairdir.

      Benim görebildiğim son kitabı olan   “Sevdalı Nehir”de yayınlanan  “Kırçıl” adlı şiiri, son yıllarda okuduğum   en güzel birkaç şiir arasındadır.

     Şiirde geçen “kürümek” sözcüğüne takıldım… “Küremek” değil midir? 

Gerçi “kürümek” denildiği de zihnimin bir köşesinde vardı.

      Sözlüğe baktım… gerçekten “kürümek” de deniyormuş…

       Hem bu  yazının konusu olan “Dedikodu Kitabı”na ilişkin birkaç şey sormak , hem de bu “kürümek” sözüyle ilgili olarak Günel’i aradım telefonla…

         Çocuk cıvıltılarıyla açıldı telefon. “Torunların mı?” dedim… Öyleymiş…Urla’ya yerleşmiş…”Çoluk çocuk herkes burada “ dedi…

      Sevindim. Arkadaşlarımın, belli yaşta olan bizlerin yalnız olmayışımız güzel bir şey. Nitekim keyfi yerindeydi  Günel’in de…

        “Küremek” sözcüğü içindeki “küre”  bildiğimiz küreyi çağrıştırdığı için  halk sözü olan “kürümek”i kullanmayı yeğlemiş…

           Bu arada, 1997’de yayınlanan  “Sevdalı Nehir” ilk kitabıymış. ,sonra  bir kitap daha  çıkarmış... (İnternete baktım, 2012’de yayınlanan “Sözcük Tatlısı”)

           Şaşırdım doğrusu… Daha birkaç şiir yazmış amatörler kitap çıkarmaya can atarken Günel Altıntaş gibi yazın dünyası içinde bir gerçek şair, kitap çıkarmak için  ellili yaşlarına kadar beklemiş ,sonra da topu topu bir  kitap daha çıkarmış… Bunun adı şiire ve kendi şiirine saygıdır…

    Telefonda bana son kitabından  da bir şiiir okudu… 

           Şair muhabbeti böyledir…

                                                                ***

        Günel Altıntaş öncelikle şair,hem de iyi bir şairdir ama,aynı zamanda bir yazı ve yazın emekçisidir …

     Deneme, fıkra, araştırma, antoloji alanlarında yapıtları var. Bunlar arasında “Nasıl Yazılır, Nasıl Yazılmaz” adlı yazım kılavuzuna kendisinin  de özel bir önem verdiğini biliyorum…

                 1975’te  takma adla yayınladığı “Garantili Kız Tavlama Yolları” adlı kitabının ise kendi işine  ne kadar yaradığını bilmem ama, en çok satan kitabı olduğunu bir yerde, belki de şimdi sözünü edeceğim kitabında yazdığını anımsıyorum… 

                                                                ***

       Elimden düşürmeksizin ve bazı bölümlerini tekrarla okuduğum “Dedikodu Kitabı”,  Günel Altıntaş’ın edebiyat dünyasına adım attığı 60’yıllardan  başlayarak sonraki uzun bir süreci kapsayan anıları; daha doğrusu  tanıklık ettiği, kimilerinin de kahramanı olduğu çok hoş anekdotlardır…

        Bu anekdotların bazıları belki sadece fıkra değeri taşıyan, ama yine de ustalıkla dile getirilmiş espriler, taşı gediğine koymalar; fakat bunlar da içinde olmak üzere hemen hepsi hem keyifle okunan, hem de söz konusu yazarlara ve dönemlere ilişkin çalışma yapacak olan araştırmacılar için ip ucu olabilecek değerli gözlem ve saptamalardır…

               Bence en önemlisi de, Günel’in  alçakgönüllüce “dedikodu” adını koyduğu bu sevimli, komik, kimi yerde düşündürücü, duygulandırıcı anımsayışların hemen hepsinde yazarın iyi yürekli, kimi kez hınzırca da olsa yaralayıcı olmayan yaklaşımı, sevecen gülümseyişi duyumsanmaktadır…

              Edebiyat severlerin mutlaka edinip okunmaları gereken bir kitaptır

“Dedikodu Kitabı”, bu  iyi yürekli dedikodular… (*)

(*) Kitap “Kitap Yurdu”ndan ve Berfin Bahar Dergisi’nden edinilebiliyor.

                    

           KIRÇIL

Günün olmadık bir saatinde

adımı fısıldıyor birisi

dönüp bakıyorum

gözümün ısırdığı bir kırçıl kedi


Kara değil miydi yıllar önce

aramızdan bıçak gibi geçen bu hayvan

pişmanlıkla yoğururken insanı zaman

demek biz gibi yaşlanmış o da


Kaldırıp atıyorum elimdeki bardağı

o hain uğursuz kediye

gözlerin açıyor çiçek çiçek

bardağın düştüğü yerde


Yürüsem toplamak için bir bir

gözlerin paçalarıma yapışıyor

kürüsem onları avucumun içiyle

gözyaşlarına hıçkırıklar karışıyor


Hoyrat bir dargınlık rüzgarı

her ne kadar titretmişse de gövdeni

içindeki ateşin sönmediği

gözlerindeki ışıltıdan belli

Günel Altıntaş

Sevdalı Nehir


Kapaktaki fotoğrafta Günel Altıntaş...