"İsrail ile barışma niyetimiz var"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''İsrail ile barışma niyetimiz var. Bütün ülkelerle barıştan yanayız'' dedi.
cumhuriyet.com.trGazete köşe yazarlarıyla İstanbul'da bir araya gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 2010 yılında diplomatik alanda meydana gelen gelişmeleri değerlendirdi.
Davutoğlu, toplantıda ''Türkiye'nin İsrail ile barışmaya niyeti var mı? 26 Aralık Pazar günü İstanbul'a gelecek olan Mavi Marmara adlı gemiyi karşılayacak mısınız?'' sorusu üzerine şunları söyledi:
''İsrail ile barışma niyetimiz var. Bütün ülkelerle barıştan yanayız. Arabuluculuk yürüttüğümüz bir ülkeyle ilişkilerimizin kötü olmasını niye isteyelim. Karşıdan da aynı irade gelmeyince zorluk yaşıyoruz. Bizde irade var ama karşı tarafta irade oluşturmak çok zor. Yangın uçağı gönderme kararı iki dakika sürdü. İsrail'de benzer bir karar Türkiye'ye dönük alınması gerekseydi, koalisyon arasında günlerce tartışma çıkardı, tartışma basına sızardı, iş olmazdı. Herkesin sıkıntısı aynı. Öylesine bir koalisyon yapısı var ki, içlerindeki rekabet dışa karşı rekabetten daha çetin.
Uluslararası sularda Türk vatandaşları öldürüldü, bu gerçeği başka hiçbir şey örtemez. Türkiye'ye hiçbir suç yüklenemez.''
Cenevre'deki görüşmelerin gizli kalması gerekirken iki saat içinde basına sızdığını dile getiren Davutoğlu, ''Niye yapıyoruz? Hem ilişkiyi korumak istiyoruz, hem de hakkımızı savunmak... Bu yardım sürecini fırsat bilerek yeni bir süreç başlattık, bir yere geldiğinizi düşünüyorsunuz, iki adım geri gidiyor. Eğer İsrail ile dostluğumuz sürecekse özür ve tazminattır bunun yolu."
Yarın İstanbul'a gelecek olan Mavi Marmara adlı gemiyi karşılamayacağını belirten Davutoğlu, gemiye yapılacak karşılama töreninin bir sivil toplum kuruluşu faaliyeti olduğunu ve o STK'nin bu faaliyeti özgürce yapabileceğini ifade etti.
Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin İran ile ilgili, komşuları ile ilgili hiçbir konuda kayıtsız kalamayacağına dikkati çekerek, ilkesel politika belirlediklerini ve bunu İran'a da batıya da ilan ettiklerini söyledi.
Davutoğlu, ''Nükleer silah sahibi İran'a kesin olarak karşıyız'' diyerek şöyle devam etti:
''Hiçbir ülkenin nükleer silahı olmamasını istiyoruz. Nükleer teknolojiye getirilen sınırlamaları ise güvenlik değil ekonomik sınırlama olarak görüyoruz. Nükleer silah güvenlik, nükleer teknoloji ekonomi meselesidir. İran'ın nükleer silah sahibi olmasını istemiyoruz, nükleer silaha sahip olacağı bahanesiyle başka ülkelerin nükleer teknolojilere sınırlama getirmelerine de karşıyız. Çünkü Türkiye ekonomisi büyüyor. 2 buçuk trilyon dolarlık GYSMH'yi hedefliyoruz ki ilk 10'a girelim. Bizde doğalgaz olmadığına göre, petrol de olmadığına göre geriye iki kaynak kalıyor. Yenilenebilir enerji ve nükleer enerji... Yenilenebilir enerjinin sınırı var. Nükleer enerji, teknolojiyi elde ettiyseniz en ucuz enerji.''
İran nükleer silah sahibi olacak diye nükleer teknolojiye ileri derecede sınırlamalar getirilmek istendiğine dikkati çeken Ahmet Davutoğlu, zaten gelişmiş ekonomiye sahip nükleer güçlerin bu alanda fiyatı kontrol altında tutarak, uluslararası ticarette haksız rekabeti de doğurabileceklerini kaydetti.
Nükleer alanda dünyada şimdi dört ülke kategorisi olduğunu hatırlatan Davutoğlu, birinci sırada nükleer silahı olup NPT (Nükleer Silahların yayılmasını kontrol sözleşmelerine uyan devletler) sistemi içindeki P5 ülkelerini saydı. İkincisinin NPT sistemine dahil olmayan nükleer silah sahibi ülkeler, örneğin Pakistan, Hindistan ve Kuzey Kore olduğunu belirten Davutoğlu, üçüncü kategoride de nükleer yakıt üreten ama nükleer silahı olmayan Brezilya, Avustralya, Kanada, Güney Kore ve Japonya gibi ülkeleri saydı. Dışişleri Bakanı, dördüncü kategoride, Türkiye gibi bunların hiçbirine sahip olmayan ülkeler olduğunu anlatarak şöyle dedi:
''İran'a 'ikinci kategoriye girmek istiyorsanız, Amerika'dan önce biz karşı çıkarız' diyoruz. Amacımız sadece Türkiye'nin çıkarını korumak.''
Davutoğlu, İran'ın üçüncü kategoride yer aldığını, yeterli denetim olmazsa ikinci kategoriye çıkabileceğini vurgulayarak, İran'ın uluslar arası denetime açık olmasını istediklerini belirtti.
"Emek maliyetini azaltamıyorsanız, enerji maliyetini azaltacaksınız"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Avrupa standartlarında demokrasi, Çin standartlarında üretim hedefini savunuyorum. Avrupa standartlarında sendikal hakları verirseniz Çin düzeyinde üretim yapamazsınız. Emek maliyetini azaltamıyorsanız, enerji maliyetini azaltacaksınız. Ya da büyük kapitaliniz olacak, kapital maliyetini azaltırsınız. Böyle bir durum bizde yok. Bizim için tek yol enerji maliyetini azaltmak'' dedi.
Dışişleri Bakanı bu noktada da Türkiye'nin nükleer teknolojiye ihtiyaç duyduğunu belirterek, ''Bizim hedefimiz bölgede kriz çıkmasın, nükleer enerji ekonomik rekabet gücümüzü azaltmasın, barışçı yollardan çözüme öncülük edelim. İran politikamız bunda başarılı olmuştur'' şeklinde konuştu.
Tahran deklarasyonu ile bir fırsat sunduklarını vurgulayan Davutoğlu, bu fırsatın İran'ın iyi niyeti konusunda bir sınav teşkil etmiş olacağını ancak bu şansın verilmediğini bildirdi.
Davutoğlu, Türkiye'nin hiçbir arabuluculuk girişimine, taraflardan doğrudan talep gelmeden girmediğini söyledi.
İran'ın gizli bir amacı olup olmadığı noktasında görüşü sorulunca, Cenevre müzakerelerini Türkiye'nin sağladığını hatırlatan Davutoğlu, ''Açık, görünebilir bir niyet olmadan bir süreç başlatılmasını doğru bulmayız. İran'ı şeffaf olması gerektiği konusunda uyarıyoruz. Bu işe en fazla karşı olacak taraf da biziz, iki tarafa da söylüyoruz. Ama ortada delil yokken, 'sen şunu yapacaksın' diyerek, bir halkı komple cezalandırmadan yana olmayız'' dedi.
Davutoğlu, ''Ben bölge dengeleri ve Türkiye'nin çıkarları açısından konuya bakarım, haklı haksız dayanakları olan tüm şüphelerin ortadan kalkmasını isterim, onun da tek yolu, uluslararası atom enerjisi kurumunun devreye sokulmasıdır'' şeklinde konuştu.