"İsrail, Gazze'den süratle çekilmeli"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İsrail birlikleri, Gazze'den süratle çekilmelidir'' dedi. Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Belçika'nın Hasselt bölgesinde Türklerle yaptığı toplantıda, Türkiye'nin Gazze kurbanlarına yardım ve desteği sürdüreceğini vurguladı.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Belçika'da Türklerle biraraya geldiği toplantıda, konuşmasının başında, Avrupalı Türklerin siyasette, sanatta, sporda başarıları ile gurur duyulduğunu belirtertti. Erdoğan, İsrail'in Gazze saldırılarına da değinerek,  İsrail birliklerinin süratle Gazze'den çekilmesi gerektiğini vurguladı.
 

Erdoğan, Türkiye olarak Gazze'ye her türlü yardıma devam edileceğini belirterek ''Türkiye her zaman barışın, adaletin, huzurun, güvenliğin, istikrarın yanında oldu. Bölgesel ve küresel barış için elimizden geleni yaptık. Hiçbir sorunu tribünden izlemiyoruz. Hiçbir trajediye sessiz kalmıyoruz, kalamayız'' dedi.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: ''Balkanlarda, Orta Doğu'da yüzyıllarca huzur ve barış içinde yaşadık. Ama son 100 yıldır bu bölgeler ne acı ki birer kan gölüne dönmüştür. Bosna Hersek'te olanları hatırlamak bile istemiyoruz. Benzer senaryoyu, 3 haftadır Gazze'de yaşıyoruz. Aynı suskunluk, aynı acı tekrar tekrar yaşanıyor. Ne insan hakları, ne hak, ne hukuk. Hiçbiri 3 haftadır insanlığın gündeminde yer bulamıyor. BM Güvenlik Konseyi karar alıyor, İsrail bu kararı tanımıyor. İsrail, bugüne kadar 100'ü aşkın Güvenlik Konseyi kararını tanımamıştır. Var mı bir yaptırımı? Yok. BM Güvenli Konseyi kararı bağlayıcıdır, deniyor. Nerede bu yaptırım? BM'nin okulu vuruluyor. BM Genel Sekreteri bir şeyler söylüyor ama netice yok. Bize netice lazım. Bu çifte standart nedir? Bu vurdumduymazlık, bu aymazlık nedir? Bu gece İsrail ateşkes ilan etti. 'İstediğimizi elde ettik' diyor. Ne yaptın? Yavrular, savunmasız sivil insanlar öldürüldü, bu mudur elde ettiğin?''

Türkiye'de tedavi gören bir yaralının ailesinin hazin öyküsünü de anlatan Erdoğan, Filistinlilerin son nefeslerine kadar bu mücadeleyi her koşulda sürdürmekteki kararlılıklarını gördüğünü belirtti.

Gazze'den gelen feryatlara karşı duyarsız kalmanın mümkün olmadığını belirten, kendisini duygusal konuşmakla suçladıklarını hatırlatan Erdoğan, ''Doğru söylüyorlar. Ben olaylara değil, o yavrulara duygusal yaklaşıyorum'' diyerek, şunları kaydetti:
''Bu sadece benim Müslüman oluşumdan değil, insan oluşumdan kaynaklanıyor. Gürcistan vurulduğu zaman da insanı yardımı o ülkenin kapılarına dayayan ilk ülkeyiz. Bizim mayamızda bu var. Yaratılanı, Yaradandan ötürü seviyoruz. Birçok ülkeyi aradım, telefon diplomasisi kurduk. Gürcistan'da gösterdikleri hassasiyeti maalesef Gazze'de göstermediler. ABD de göstermedi. Batı da göstermedi. İsterdik ki, medeniyetler ittifakını kurduğumuz böyle bir dönemde Batı, mazlumların olduğu yere elini atsın. Sınırsız, orantısız bir güç kullanımı var. Temenni ederim ki, İsrail bu ateşkese uyar. Hamas, iki madde ilavesi ile bu ateşkesi kabul etti. Bu ateşkes, bizim ortaya koyduğumuz projeyle örtüşüyor. Ambargolar kaldırılmalı, insani yardım için kapılar açılmalıdır dedik. Yardımları ulaştıramıyoruz. İsrail birlikleri Gazze'den süratle çekilmelidir. Ulusal uzlaşı çalışmalarına hemen geçilmelidir''

 

TRT 'nin Kürtçe yayını

TRT'de Kürtçe yayınların başlamasına değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"TRT 6 devreye girdi. Memnun olanlar var, rahatsız olanlar var. Ben niye rahatsız olduklarını anlamakta zorlanıyorum. Önemli bir boşluk dolduruldu. Memnuniyetin oranının yüksekliğini gördüğümüz için memnunuz. Alevi vatandaşlarımızla alakalı olarak, TRT muharrem ayı boyunca programlar yaptı, bazı çevreler bundan da rahatsız oldu. Bu talebe cevap verdik, vermeye devam edeceğiz. TRT daha sonra Farsça ve Arapça yayın da yapacak. Bölge geniş, bunları da yapmak durumundayız"

Erdoğan, TRT'nin Avrupa, Orta Asya ve Balkanlar gibi Türklerin ve soydaşların bulundukları bölgelerde yeni bir Türkçe yayın programı başlatacağını, TRT-INT kanalının da yeni bir yapılanmaya gideceğini bildirdi.

Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda Belçika'daki Türklere şu çağrıyı yaptı:
"Sizler temsilcilerimizsiniz. Ülkemizde çok şeyler artık farklı yaşanıyor. Ben sizden bir şey istiyorum. Bunu geçen yıl Almanya'da konuştum. Aynı şeyi söylüyorum, nereye çekerlerse çeksinler. Biz asimilasyona karşıyız. Entegrasyonun yanındayız. Sizden şunu istiyorum. Belçika'ya veya yaşadığınız diğer ülkelere entegre olmakta asla sorun çıkarmamalısınız. Aynı zamanda, vatandaşlık müracaatını yapın, çifte vatandaşlık var burada, neden olmuyorsunuz? Dil, din değişmesini kimse bizden beklemesin. Burada yaşayan vatandaşım Fransızca, Flamanca çok iyi konuşmalı. Yavrularımız burada iyi yetişmeli, gerilerde kalmamalı. AB sürecinde yürüyen bir ülke olarak müzakereci bir ülkeyiz, aday ülkeyiz. Türkiye, er geç AB üyesi olacaktır. Medeniyetler ittifakı bunu gerektirir"