"İsrail askerleri Türk ve Arap yolcular ile Avrupalılara farklı davrandı"

Gazze'ye yardım malzemesi götürürken İsrail'in saldırısına uğrayan "Mavi Marmara" gemisinde bulunan eski Alman Sol Parti milletvekili hukukçu Norman Paech, saldırı sırasında İsrail askerlerinin Türk ve Arap yolcular ile Avrupalı yolculara farklı muamele ettiklerini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Eski Alman Sol Parti milletvekili, hukukçu Norman Paech, yaptığı açıklamada, "İsrail askerleri açıkça ırkçı bir davranış sergiledi. Bize Türk ve Arap yolculara oranla daha iyi davrandılar. 'Avrupalılara zorluk çektirmeyin' şeklinde İsrail hükümetinden talimat alındığını düşünüyorum" dedi.

Önce Challenger 1 gemisinde bulunduklarını, ancak gemi arızalanınca Türk sivil toplum kuruluşunun Mavi Marmara gemisine geçtiklerini anlatan Paech, şunları söyledi:
"Saat 04.30 sularında büyük bir patlamayla uyandım. 3 İsrail askerinin helikopterden aşağıya indiğini gördüm. Askerlerin çoğu maskeli ve silahlıydı. Geminin üst bölümünde askerlerin ateş açtığını gördüm. Olay anını görüntülemek istedim, kameraya çektim. Ancak bütün eşyalarımıza, kamera ve cep telefonlarımıza İsrail askerleri el koydu. Yerde yatan ağır yaralı insanlar gördüm. İsrail tarafının gösterdiği resimlerin hiçbiri doğru değil. Daha fazla kişinin yaralandığını ve hayatını kaybettiğini düşünüyorum. İsrail askerlerinin ateş açması sonucunda hayatını kaybeden ya da yaralananlar kamuoyuna gösterilmiyor."

Saldırıyı düzenleyen İsrail askerlerinin tıpkı Irak savaşında olduğu gibi son derece donanımlı olduklarını ve çok iyi hazırlandıklarını ifade eden Paech, kendilerini Irak savaşındaki gibi hissettiklerini, askerlerin modern silah ve malzemelerle donanmış olduğunu kaydetti.
"Bu saldırının önceden planlı olduğu kanaatindeyim" diyen Paech, "Önceden hazırlık yapılmış. Belli ki askerlerin Avrupalı yolculara farklı muamele yapılması gerektiği konusunda hükümet talimat vermiş. Çünkü benimle birlikte 2 Alman federal meclis üyesi, bir Alman doktor vardı. Farklı muamele açıkça belli oluyordu. Ellerimiz kelepçelendi, ıslak zeminde diz çökmüş olarak, hiçbir şey yemeden, hareket etmeden saatlerce kalmak zorunda kaldık. Ancak dövülmedim ya da dövülmedik ya da diğer Türk ve Arap kökenli yolcular gibi kötü muameleye tabi tutulmadık" şeklinde konuştu.
Bazı Alman ve İsrail basınının gemide silah ve benzeri savaş malzemesi bulunduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığını belirten Paech, "Evinize saldırı düzenlendiğinde, üstelik bu saldırı şiddet ve tehlikeli bir saldırıysa siz de buna karşı koymak ve kendinizi savunmak istersiniz. İsrail hükümetinin kamuoyuna gösterdiği silah ve benzeri malzemeler gerçeği yansıtmıyor. Sadece saldırı sırasında kendisini korumak zorunda hisseden iki kişi tarafından sopa kullanıldığını gördüm, hatta benim de el çantamda çakı vardı. Belki onu televizyonlarda gösteriyorlar. Onun dışında ne demir sopa ne de askerlere karşı kullanılan demir sopalar gördüm" dedi.

Kendilerini savaşta ve rehin alınmış hissettiklerini kaydeden Paech, şunları belirtti:
"İsrail açıkça insan haklarını ve uluslararası hukuku çiğnedi. 20 yıldan beri Orta Doğu politikası ile yakından ilgileniyorum. Siyaset bilimcisi olarak ve daha önce federal milletvekili olarak bu bölgelerde sık sık bulundum. Bu kez sadece politik analiz yapmak ya da bölgede incelemede bulunmak istemedim, heyetle birlikte barışçıl bir şekilde Gazze'ye insani yardım götürmek istedik. Ocak ayında gitmeyi düşünüyorduk ama Mayıs ayına kadar ertelendi hep. Heyetimizde Almanya, İrlanda, Amerika ve İngiltere'den de yetkililer vardı. Avrupalılar yine de azdı. Saldırı sırasında İsrail askerleri insani yardım malzemesinin bulunduğu kata inerek bütün eşyaları didik didik aradılar. Güç ve şiddet dolu bu saldırı düpedüz bir korsanlık saldırısından başka bir şey değil."

Saldırıdan sonra diğer Sol Partili milletvekilleri ile askerler eşliğinde kelepçeli bir şekilde havaalanına kadar getirildiğine dikkati çeken Paech, "Havaalanında çok sıkı kontrolden geçtik ve ülkeyi 72 saat içinde terk etmemiz gerektiği konusunda bir kağıt imzalattılar. Eğer yanımda diğer Alman milletvekilleri olmasaydı belki hala orada tutuklu olacaktım. Çünkü bölgede tanınmıyorum."

Bu saldırıyla İsrail'in meşruiyetini kaybettiğini söyleyen Paech, "ABD Başkanı Barack Obama da İsrail'e yeteri kadar baskı uygulayamıyor çünkü ülkede güçlü bir Yahudi lobisi var. Bu lobi güçlü baskı yapılmadıkça, İsrail-Filistin sorununun çözümleneceğine inanmıyorum. ABD İsrail'e baskı yapmadıkça bu işin çözümleneceğine inanmıyorum. Nitekim Hamas bu sorunun çözümlenmesi için 3 koşul sunuyor ve bunların İsrail tarafından yerine getirildiği sürece, müzakereye hazır olduklarını belirtiyor. Ama bu koşulları reddeden İsrail'in kendisi" şeklinde görüş belirtti.

Saldırının başta Türk hükümeti olmak üzere diğer devlet ve hükümetler tarafından kınandığını ve sert bir biçimde İsrail'in eleştirildiğini hatırlatan Paech, "Bu kınamalar yeterli değil elbette. İsrail politikası değişmedikçe, bu tip saldırılar her zaman olacak. Gazze'ye uygulanan ambargo kaldırılmadıkça, egemen Filistin varlığı kabul edilmedikçe İsrail saldırılarına devam edecek. Birleşmiş Milletler kararı doğrultusunda İsrail işgalinin sona ermesi ve askerlerin geri çekilmesi gerekir" dedi.

Paech ayrıca, İsrail'in Mavi Marmara gemisine saldırması ile Türkiye'nin toprak bütünlüğünü çiğnediğini belirterek, "Bu gemi Türkiye'ye ait bir gemiydi. Açıkça bu saldırı toprak ve egemenlik bütünlüğü ile bağdaşmamaktadır'' diye konuştu.

Saldırının korsanlık olduğunu vurgulayan Paech, Almanya Federal Savcılığına suç duyurusunda bulunma hazırlığı içerisinde olduğunu belirterek, "Korsan saldırısı olduğu konusunda Alman Federal Savcılığına suç duyurusunda bulunacağız. Elbette bu saldırıdan hem İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak hem de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu sorumludur. Ancak Almanya'da hukuksal olarak hangi sonuca ulaşacağı ortada" dedi.

Paech ayrıca, İsrail hükümetine saldırı sırasında el konulan doküman ve eşyaların geri verilmesi için bir liste hazırlayacaklarını, ancak bunların geri gelmeyeceğinden de emin olduğunu sözlerine ekledi.