İspanya: Terör yasaları sosyal medyada baskı kurmak için kullanılıyor

Uluslararası Af Örgütü’nün yayımladığı yeni rapor, İspanya’da “terörü övmeyi” veya “terör mağdurlarını aşağılamayı” yasaklayan son derece sert yasalarla başı derde giren kişilerin sayısındaki hızlı artışı ortaya koyuyor ve bu durumun, ifade özgürlüğünü devamlı olarak hedef alan saldırıların bir parçası olduğunu belirtiyor.

cumhuriyet.com.tr

“Cesaretin varsa tweetle: İspanya’daki terörle mücadele yasaları ifade özgürlüğünü sınırlandırıyor” başlıklı rapor, çok sayıda sıradan sosyal medya kullanıcısının yanı sıra müzisyenlerin, gazetecilerin ve hatta kukla sanatçılarının ulusal güvenlikle bağlantılı gerekçelerle kovuşturulduğunu ortaya koyuyor. Bu ürkütücü uygulama, insanların farklı düşünceleri ifade etmekten veya tartışmalı konularda şaka yapmaktan giderek daha fazla korktuğu bir ortam yaratıyor.

 Uluslararası Af Örgütü İspanya Şubesi Direktörü Esteban Beltran, konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Şarkı sözleri nedeniyle rapçileri cezaevine göndermek ve siyasi hicvi yasadışı ilan etmek, internet üzerinde makul ifade sınırlarının İspanya’da ne kadar daraldığını gösteriyor” dedi. Beltran, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “İnsanlar rahatsız veya şoke edici bir şeyi söyledikleri, tweet attıkları veya şarkıyla ifade ettikleri için cezai yargılamaya maruz kalmamalıdır. İspanya’nın fazlasıyla kapsamlı ve belirsiz bir şekilde yazılmış olan yasası, ifade özgürlüğünün susturulmasına ve sanatsal ifade üzerinde baskı kurulmasına yol açıyor.”

 İspanya Ceza Kanunu'nun 578. maddesi gereği “terörü övdüğü” ya da “terör mağdurlarını veya yakınlarını aşağıladığı” varsayılan kişiler – kullanılan terimler ne kadar belirsiz olsa da – para cezası, kamu sektöründe çalışmaktan men ve hatta hapis cezalarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu maddeyle suçlananların sayısı 2011’de üç kişiyken, 2017’de 39’a yükseldi ve yalnızca son iki sene içinde yaklaşık 70 kişi mahkum edildi.

 'Amaç otosansür yaratmak'

 2014’ten bu yana “Örümcek Harekatları” olarak isimlendirilen ve koordineli sürdürülen dört polis harekatı, çok sayıda kişinin, özellikle de Twitter ve Facebook’ta olmak üzere, sosyal medyada paylaştıkları mesajlar nedeniyle tutuklanmasına yol açtı. Avukat Arkaitz Terron, aralarında Franco dönemi Başbakanı Luis Carrero Blanco’nun ETA tarafından 1973’te öldürülmesiyle ilgili komik bir paylaşımın da yer aldığı dokuz tweet paylaştığı için “terörist muamelesi gördüğünü” söylüyor. “Terörü övmek” ile suçlanan Terron, daha sonra suçlamalardan beraat etmişti.

 Paylaştığı 13 tweet nedeniyle bir yıl hapis cezası alan ve cezası ertelenen İspanya vatandaşı bir erkek, J.C.V., Uluslararası Af Örgütü’ne yaptığı açıklamada “Amaç insanlar arasında otosansür iklimi yaratmak. Benim durumumda bunu başardılar” dedi.

 22 yaşındaki öğrenci Cassandra Vera ise suikastte hayatını kaybeden eski Başbakan Luis Carrero Blanco hakkında Twitter’da komik paylaşımlar yaptığı için “terör mağdurlarını aşağılamak” gerekçesiyle 2017’de bir yıl hapis cezası aldı, cezası ertelendi. ETA, 44 yıl önce dönemin Başbakanı Blanco’nun aracına bomba yerleştirmiş, bombanın patlamasıyla araç 20 metre havaya uçmuştu ve Blanco öldürülmüştü. Olay hakkında Vera, “ETA’nın sadece resmi arabalarla ilgili politikası yoktu, uzay programı da vardı,” sözleriyle şaka yaptı. Bu cümle, Vera’nın üniversite bursunu kaybetmesi ve kamu sektöründe çalışmaktan yedi yıllığına men edilmesiyle sonuçlandı.

 Cassandra’nın savunmasına gelenler arasında Luis Carrero Blanco’nun yeğeni de vardı.Blanco’nun yeğeni, “Ne kadar üzücü olursa olsun ifade özgürlüğünün hapis cezasına yol açabileceği bir toplumdan korktuğunu” söyledi. Her ne kadar Blanco’nun yeğeninin ifadesi Cassandra’nın savunmasının bir parçası olarak sunulduysa da, dava üzerinde hiçbir etkisi olmadı çünkü söz konusu yasa, terörün gerçek mağdurları ve yakınlarının görüşleri göz önünde bulundurulmaksızın uygulanıyor. Bu ay yaşanan olumlu bir gelişmeyle İspanya Anayasa Mahkemesi, Cassandra’ya verilen mahkumiyet kararını bozdu.

 Sanatsal ifade baskı altında

 Gerçek bir terör tehdidi söz konusu olduğunda ve ulusal güvenliği korumak amacıyla “terör tehdidi” gerekçesiyle belli durumlarda ifade özgürlüğünü meşru olarak sınırlandırılabiliyor. Ancak İspanya’nın “terörü övmeyi” ve terör mağdurlarını “aşağılamayı” suç sayan geniş kapsamlı ve belirsiz ifadelerle kaleme alınan yasası, sanatsal ifadeyi baskı altına alıyor. Aralık ayında “La Insurgencia” isimli kolektife bağlı on iki rapçi, GRAPO silahlı grubunu “övdüğü” düşünülen şarkı sözleri nedeniyle para cezası aldı. Rapçilerden her biri iki yıldan daha fazla olmak üzere hapis cezasına mahkum edildi ve kamu sektöründe çalışmaktan men edildi. Mahkumiyet karalarına temyiz edildi ancak bu kişiler yasa gereğikovuşturulan çok sayıda sanatçıdan yalnızca birkaçı.

 578. Madde gereğince uygulanan baskıları belgelemeye çalışan gazetecilerin bile söz konusu hükümle başları derde girdi. Bir film yapımcısı, “terörü övme” suçundan yargılanan kişilerle yaptığı görüşmelerden oluşan bir film yaptığı gerekçesiyle kovuşturuldu.

 Madde 578, Paris saldırıları ve uluslararası terörle ilgili tehdit algısı nedeniyle 2015’te genişletildi, fakat yasa gereğince açılan davaların büyük çoğunluğu yasaklı veya aktif olarak eylem yapmayan ETA ve GRAPO gibi silahlı gruplarla bağlantılı. Avrupa Birliği, terörle mücadele konusunda oluşturduğu bir yönergede, sorunlu bir şekilde “övgüyü” suç sayılabilecek ifadelere örnek olarak gösteriyor. Söz konusu yönerge, Eylül 2018 itibariyle tüm Avrupa’da uygulanır hale gelecek. İspanya’dan alınması gereken ders ise “terörü övmek” veya “terör kurbanlarını aşağılamak” gibi belirsiz ifadelerle tanımlanan suçların, ifade özgürlüğü hakkını ciddi şekilde tehlikeye soktuğudur.

 Uluslararası Af Örgütü’nün Terörle Mücadele Kampanyacısı Eda Seyhan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada “İspanya, Avrupa’nın dört bir yanında ulusal güvenliği bahane ederek haksız yere ifadeyi sınırlandıran ve hakları savunma kisvesi altında ifade özgürlüğünü zayıflatan devletlerin kaygı verici eğilimin sembolüdür” dedi. Seyhan, sözlerini şöyle sonlandırdı:

 “Rap yapmak suç değildir, komik bir ifadeyi tweet atmak terörizm değildir ve bir kukla gösterisi düzenlemenin sonucu cezaevine konulmak olmamalıdır. Hükümetler, terör mağdurları adına ifade özgürlüğünü baskı altına almak yerine, mağdurların haklarını savunmalıdır. İspanya’nın bu son derece katı yasası yürürlükten kaldırılmalı ve yalnızca barışçıl biçimde kendisini ifade eden herkese yönelik tüm suçlamalar düşürülmelidir.”