"İslamofobi" için kolları sıvadı

Arap dünyasındaki ayaklanmaları fırsat bilen hükümet, Türk Ceza Yasası'nda "İslamofobi" düzenlemesi için harekete geçti. TCY'de dini ve kutsal değerleri koruyan düzenlemeler olduğuna dikkat çeken Prof. Feyzioğlu, yeni düzenlemeler yapmanın ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açabileceğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Mısır asıllı ABDli yönetmen Nakoula Basseleyin Hz. Muhammede hakaret eden ve dünyada infiale yol açan filminin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan, Ulusal hukukta değerlere, inançlara hakaretin nefret suçu kapsamına alınmasıyla ilgili Ömer Çelike talimat verdiğiniaçıkladı.

Azerbaycan, Bosna Hersek ve Ukrayna gezilerinden dönerken gazetecilere açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, Türkiyenin inançlara hakaretin nefret suçu kapsamına alınması için bir çabası olup olamayacağının sorulması üzerine, Uluslararası hukuk noktasında değerlendirmeler yapılabildiği gibi ulusal hukuk açısından da bir şey yapılabilmeli. Türkiye olarak biz başı çekelim. Düşünce ve inanç özgürlüğü; farklı insanların özgürlük sınırına kadardır dedi. Erdoğan, ulusal hukukta değerlere, inançlara hakaretin nefret suçu kapsamına alınmasıyla ilgili Ömer Çelike talimat verdiğini belirtirken, Yasalarda muğlaklık varsa, onları açmak lazım. Bu konuda Türkiye dünyaya öncü olacak diye konuştu.

İşte Başbakanın bu açıklamaları Türkiyenin önümüzdeki dönemde tartışacağı konulardan birinin daha işaret fişeği oldu. Diyanet İşleri Başkanlığının Başbakanın bu açıklamalarından önce zaten konuyla ilgili bir komisyon oluşturduğu ve çalışmalarını tüm hızıyla sürdürdüğü ortaya çıktı. Diyanet, bu çerçevede İslamofobinin insanlık suçusayılması için adımlar atacak. Bu adımlardan ilki kasım ayında İstanbulda düzenlenmesi planlanan Avrasya İslam Şûrası olacak. Avrupa ve Asyadan çok sayıda din adamının katılacağı şûrada İslamı hedef alan olaylar karşısında ortak hareket etme çağrısı yapılacak.

Ancak tüm bu adımlar bir soruyu da beraberinde getirdi: Yapılacak yasal düzenlemenin çerçevesi nasıl belirlenecek? Bu soruya Mevcut düzenlemelerin ötesinde yapılacak çalışmalar ifade hürriyetinin kısıtlanması riskini beraberinde getirebilir yanıtını veren Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, şöyle konuştu:

Zaten Türk Ceza Yasası, dinlerden birine hakareti suç sayıyor. Dince kutsal sayılan değerleri aşağılama da şu anda suç. Halkın bir kesimini veya ırkı, dini, dili üzerinden aşağılamak da aynı şekilde... Ben Türk hukukunda yeterli korumanın olduğunu düşünüyorum. Bunu artırmayı gerektiren bir durumla karşı karşıya değiliz. Durumdan vazife çıkartarak yeni bir düzenleme yapmanın, ifade hürriyetini kısıtlayan ve kişilerin mağduriyetine sebebiyet veren uygulamalara yol açma tehlikesine dikkat çekiyorum.