İslamı finansman 10 yılda şahlandı

AKP ile yıldızı parlayan İslami finansman 2006 - 2016 arasında hızla büyüdü. Sistem sukuk ihraçları ve sigortacılık ürünleriyle de muhafazakâr kesimin ilgi odağında.

Ayfer Arslan

İslami bankacılık prensipleri çerçevesinde mevduat toplayıp kredi kullandıran katılım bankalarının büyümesi Türkiye’de son 10 yılda dokuza katlandı. 2006’da sektörün 13 milyar 729 milyon TL olan toplam aktifleri 2016 Haziran ayı itibarıyla 126 milyar liraya yaklaşırken, topladıkları fon yani mevduat ise 11.2 milyar liradan 75 milyar liraya dayandı. 5 katılım bankasının faaliyet gösterdiği sektörde kullandırılan fonlar yani krediler ise 10.4 milyar liradan 82.3 milyar liraya yükseldi.

Kriz etkilemedi

Türkiye’de yaklaşık 30 yıllık geçmişe sahip olan katılım bankaları 2000 ve 2001 yıllarında yaşanan ekonomik krizlerden sonra yüzde 50’ye varan fon çıkışına rağmen AKP hükümeti döneminde hayata geçirilen yasal düzenlemeler ve teşvikler ile hızlı bir büyüme trendine girdi. Son olarak 2013’te hükümetin sistemi büyütmek amacıyla kamu bankalarının da katılım bankası kurmasına yeşil ışık yakması sektörün performansını olumlu etkiledi. Öte yandan çalışma prensipleri gereği riskli ve spekülatif alanlara yatırım yapmayan İslami bankacılığın 2008’de patlak veren küresel krizden yara almadan çıkması ise dünyada da sisteme olan ilgiyi artırdı.

Faizsiz bes hızlı büyüyor

Türkiye’de faizsiz bankacılığın yanı sıra kira sertifikası olarak da adlandırılan sukuk ihraçları 10 milyar doları geçerken, kısaca Tekafül olarak adlandırılan ‘Kâr Paylaşımlı Katılım Sigortası’ ve faizsiz bireysel emeklilik yelpazesi de hızla genişliyor. Kuveyt Türk ve Albaraka Türk ortaklığında kurulan Katılım Emeklilik muhafazakar kesime yönelik ürünleri ile müşterilerine hizmet verirken, diğer BES şirketleri de mevcut fonlarının yanısıra katılım hesabı, hisse senedi ve emtia gibi ürünlere yatırım yapan alternatif fonlar oluşturdu. Ayrıca halen kuruluş çalışmaları devam eden faizsiz tüketici finansman şirketleri ile birlikte İslami finansman hacminin daha da büyüyeceği tahmin ediliyor.

Yenileri bekleniyor

Sektörün son 10 yıllık performansını değerlendiren Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Dr. Osman Akyüz, “Türkiye’de katılım bankaları bankacılık sisteminin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Mevduat bankacılığının yanı sıra katılım bankacılığı da katılım fonu adı altında halktan direkt tasarruf toplama yetkisine sahip bankalar olarak Türkiye’de son 30 yıldır faaliyet gösteriyor” dedi. Akyüz, sektörün ürün ve hizmet yelpazesini her geçen gün geliştirme gayreti içerisinde olduğuna da değinerek şunları söyledi:

“Sektörün Türk ekonomisine gelecek yıllarda büyük hacimlerde hizmet vereceğine inanıyoruz. Finans modeli gereği üretim ve ticaret ile çok yakın ilişki içerisindeyiz. Ayrıca Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım’ın ardından Halkbank’ın da yeni bir banka kurarak sisteme katılması bekleniyor. Tabii yurt dışından da yeni girişler olabilir. Yeni oyuncuların gelişi ile birlikte katılım bankacılığının bankacılık sektöründeki payının 2025 yılında yüzde 15’e çıkması hedefleniyor.”