İslamcı 'ajan' kim?
Zaman gazetesi köşe yazarları Mümtazer Türköne ve Ali Bulaç arasında 'İslamcılık-devlet' ilişkisi polemiği yaşandı.
Cumhuriyet/İstanbulTürköne de önceki gün yayımlanan “Devletin İslâmcıları” adlı yazısında İslamcının modernulus devletle ilişkisinin “İslâmcıların devletle iç içe oluşmuş kimlikleri, kişilikleri, fikirleri ve alışkanlıklarıyla şekillendiğini” yazdı. 70’lerde ve bugün kendisini İslamcı olarak tanımlayan birinden dinlediği öyküyü örnekleyen Mümtaz’er Türköne, “Üniversitede okurken polisler sebepsiz yere Siyasî Şube’ye alıyor; iyi polis-kötü polis muhabbeti ile korkutucu bir sorgudan geçiriliyor. En nihayetinde üçüncü bir kişi ‘bize çalışacaksın’ diye meseleyi bağlıyor. İslâmcı dostum, ‘Ben reddettim, ama çevremde aynı tezgâha düşüp teklifi kabul eden çok sayıda tanıdığım olduğunu anladım.’ diye bitirdi hikâyeyi. İslâmcıların devletle ilişkisi sadece teorik bir açmaz değil, pratik olarak aynı zamanda kirli bir ilişki. İslâmcılarının önemlice bir kısmının 70’li yıllarda “haber elemanı” olarak devşirilmeleri kimseye tuhaf gelmemeli” diye yazdı. Dün yayımlanan “Neden Devletin İslamcısı Olmadım?” başlıklı yazısında da Ali Bulaç, Türköne’nin yazısında örneklediği “İslamcının kendisini olduğunu” açıkladı ve “Ben son yarım asırlık İslami mücadelenin hem içinde yer almış bir özneyim, hem gözlemcisi, şahidiyim” dedi.