IŞİD’in bilinmeyenleri

Irak’ta Musul’u ele geçirerek Başkonsolos Öztürk Yılmaz ve 49 kişiyle Türk TIR şoförlerini rehin alan IŞİD, sosyal medya ve arama motorlarında hakkında en fazla soru sorulan ve bilgi edinmek istenen örgüt haline geldi.

cumhuriyet.com.tr

Irak’ta Musul’u ele geçirerek Başkonsolos Öztürk Yılmaz ve 49 kişiyle Türk TIR şoförlerini rehin alan IŞİD, sosyal medya ve arama motorlarında hakkında en fazla soru sorulan ve bilgi edinmek istenen örgüt haline geldi. Sosyal medya ağı Twitter’da siyasal İslam uzmanı akademisyen ve gazetecilerin verdiği bilgiler öne çıkarken, IŞİD ve Türkiye ilişkilerine ilişkin, “wordpress.com” sitesinde Muhammed Cihad Ebrari imzasıyla yapılan değerlendirmede çarpıcı bilgiler yer valdı. Sosyal medya üzerinden paylaşılan yazıda öne çıkan tespitler şöyle:

İstanbul’da rastlayabilirsiniz: Türkiye’nin IŞİD’e dolaylı desteği, Irak’a ve özellikle Suriye’ye senelerdir rahat giriş çıkış yapmalarını sağlamak, Türkiye’de istedikleri gibi at koşturmalarına göz yummak oldu. IŞİD ve diğer El Kaide türevi örgüt mensuplarına özellikle İstanbul’da rastlayabilirsiniz.

AKP’nin hatırı sayılır ilişkisi var: Yakalanan silah dolusu TIR’lar Türkmen Cephesi başta olmak üzere IŞİD’in saldırı tehdidi altındaki gruplara gönderildi. Ama IŞİD’in en büyük silah sevkıyat kanalı olmasa bile Türkiye’den de bir silah sevkıyat kanalı var. Asıl insan ve silah kanalı Irak. AKP’nin IŞİD’le hatırı sayılır bir ilişkisi, kanalı var. Irak işgali sonrası AKP ve Türkiye İslamcılarının ilişki içinde olduğu Irak Sünni yapılarının büyük çoğunluğu şu an IŞİD’le beraber zaten. AKP ‘derin strateji’siyle dünya güçlerinin defalarca tecrübe edip zararlı çıktığı yöntemi yeni yetme emperyalist dürtülerle denedi, aynı bataklığa batıyor. Türkiyeli “cihatçılar”ın rahatlıkla Suriye ve Irak’a gidebilmesi için her tür olanak sağlandı, El Kaide’den tutukluların çoğu tahliye edildi, “cihat”a gönderildi. Beklenen bu son büyük atakları hezimetle sonuçlanmazsa IŞİD ileride tanınması zorunlu hale gelecek, yoksul Sünni İslamcı tabana dayanan bir Ortadoğu devleti olabilir.

El Nusra kararı göstermelik: AKP, Nusra, İslami Cephe ve ÖSO’nun bir kanadıyla doğrudan ilişkilidir, doğrudan destek vermektedir. Nusra’nın terör örgütü ilanı baskı ve sıkışma sonucudur, mecburi ve sadece semboliktir. Masa altından tüm ilişkiler, gönül almalar gözlerimizin önünde devam etmektedir. Nusra şu an hâlâ Türkiye kontrolünde sayılabilir ama ileride bir gün Türkiye’nin başka bir baş belası olacağını da unutmamak gerekir.

Merkezinde Baas kadrosu var: IŞİD’in merkezinde bilfiil konumlanmış Irak Saddam rejimi Baas kadrosu var. IŞİD’in Irak’taki başarılarının arkasında Irak Baası, Suriye’deki başarılarının arkasında Suudi ve Katar desteği var. IŞİD çarpıştığı El Kaide’ci örgütlere nazaran çok daha güçlü. Bu yapıya gerçekten devlet demenin önünde bir mani yok. Vilayetleri, mahkemeleri, vergi memurları, polisleri, okulları, kanunları, ordusu, parası, cezaevleri, belediye çalışmaları, kimliği hatta pasaportuyla devlet mekanizması profesyonelce işliyor.

Şii ve Alevi düşmanı: Tarihin gördüğü en katı Şii ve Alevi düşmanı yapıdır IŞİD. Koşullara razı oldukları ve aleyhlerine çalışmadıkları müddetçe gayrimüslimlerin ve hatta ateistlerin nefes alma hakları vardır ama Şii ve Alevilerin yoktur.

Ne yapacağını bilir: “IŞİD savaşır, öldürür-ölür, başka bir stratejisi yoktur” demeyin, IŞİD nereye gireceğini, nereye girmeyeceğini, nereyi tutması gerektiğini, nereden çekilmesi gerektiğini, petrol hatlarını, santralları, barajları, su kaynaklarını, hangi örgütü-devleti ne zaman karşısına alacağını ve yaşamayı da çok iyi biliyor. IŞİD içerisinde onlarca denilebilecek kadar Türk, yüzlerce denilebilecek kadar Kürt savaşçı var. IŞİD’e karşı savaşan devlet ve örgütler kesinlikle IŞİD’i tanımıyor, en büyük zayıflıkları bu.