IŞİD davasında karar çıktı

IŞİD terör örgütünün Türkiye'de düzenlediği ilk kanlı eylem olarak kayıtlara geçen Niğde'nin Ulukışla İlçesi'ndeki silahlı saldırı davasında mütalaasını veren savcı sanıkların 3'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılmalarını istedi.

DHA

Niğde Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden 4'ü tutuklu, 9 sanıklı davanın 7'nci duruşması saat 09.30'da başladı. IŞİD'li tutuklu sanıklar ve diğer tutuklu sanık Fuad Mövsümöv ve tutuksuz Türk uyruklu Mehmet Aşkar, K.Ö., H.Y., K.Y. ve A.Y.'nin yargılandığı davaya teröristlerin şehit ettiği Jandarma Astsubay Üstçavuş Adil Kozanoğlu'nun babası Duran ve annesi Hatice Kozanoğlu ile kardeşleri Şuayip ve Tayfun Kozanoğlu, polis memuru Adem Çoban'ın babası Mevlüt ile kardeşi Ramazan Çoban ve avukatlar katıldı. Tutuklu 4 sanık daha önceki duruşmalarda olduğu gibi mahkeme salonuna getirilmeyip bulundukları Ankara Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi'nden SEGBİS sistemiyle ve tercümanları ile duruşmaya katıldı.

Duruşmanın başlamasıyla birlikte Mahkeme Başkanı Onur Yerdelen, IŞİD'li sanıklara tek tek "Niğde'deki duruşma salonuna gelmek istiyor musunuz?" diye sordu. Sanıkların 3'ü de soruya cevap vermedi. Yerdelen daha sonra Fuad Mövsümöv'e duruşmanın telekonferansla yapılmasına itirazı olup olmadığını sordu, Mövsümöv'ün cevabı 'Hayır' oldu.



AVUKATLAR CEZALARI HESAP MAKİNESİ İLE HESAPLADI

Daha sonra mahkeme savcısı son mütalaasını verdi. Benyamin Xu ve Çendrim Ramadani'nin 'Görevini yerine getiren kamu görevlisini öldürme, bir suçu gizlemek amacıyla öldürme, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs' suçlarından 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis; 'Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi, kamu görevini yerine getiren kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs ve yağma' suçlarından 280 yıl 6'şar ay hapsini istedi. Savcı ayrıca Çendrim Ramdani'nin yolcu otobüsüne ateş açarak bir yolcuyu yaraladığı için cezasının 'Kasten yaralama' suçundan da 4 yıl 6 ay daha artırılıp 285 yıla çıkarılmasını istedi. Savcı, diğer IŞİD'li Muhammed Zakiri'nin ise Adil Kozanoğlu ve Adem Çoban ve kamyon şoförü Turan Yaşar'ın şehit edilmesi olaylarında yer almadığının anlaşıldığını belirterek 'Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve suçlardan 258 yıl hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Tutuklu sanık Azebeycanlı Fuad Mövsümöv'ün 'Terör örgütüne üye olma ve resmi belgede sahtecilik' suçlarından 22 yıl 6 ay hapis, tutuksuz sanıklardan Mehmet Aşkar'ın 'Silahlı örgüte üye olmak' suçundan 15 yıl hapsini isteyen mahkeme savcısı, diğer tutuksuz sanıklar taksi şoförü K.Ö. ile H.Y., K.Y. ve A.Y.'nin beraatını istedi.

Avukatlar önce IŞİD'lilere 3'er kez müebbet hapis verildiğini anladıklarını, ancak daha sonra hesap makinesi ile istenen cezaları topladıklarında hak ettikleri en yüksek cezaların istendiğini belirtti.  

"ALLAH'IN VERDİĞİ ÖZGÜRLÜĞÜMÜ GERİ VERİN"

Mütalaanın okunmasının ardından sanıklara suçlamaları kabul edip etmedikleri soruldu. IŞİD'li 3 sanık yine suskun kalırken, Fuad Mövsümöv suçlamaları kabul etmediğini ve terör örgütüne üye olmadığını söyledi. Sanıklarla bağlantısı olmadığını, evinde bulunan eşyalar arasındaki bayrakta La İlahe İllallah yazdığını, o bayrağın IŞİD bayrağı ile hiçbir alakası olmadığını savunan Mövsümöv, "Bana Allah'ın verdiği özgürlüğün geri verilmesini istiyorum" dedi.

Mahkeme heyeti daha sonra mütalaanın tercümesinin yapılarak sanıklara verilmesine ve  tutukluluk hallerinin devamına karar verip davayı 15 Haziran'a erteledi.

"Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanan ve haklarında yakalama kararı bulunan firariler Heysem Topalca ve İsmayılov Qosqar'ın dosyaları daha önceki duruşmalarda ayrılmış, böylece sanık sayısı 11'den 9'a düşmüştü.

"MUHTEMELEN 15 HAZİRAN'DA KARAR ÇIKACAK"

Duruşmanın sonunda değerlendirmelerde bulunan IŞİD'lilerin öldürdüğü kamyon şoförü Turan Yaşar'ın ailesinin avukatı Ali Çil, davada bir talimat eksiği dışındaki, tüm eksiklerin tamamlandığını belirterek şunları söyledi:

"Savcı mütalaasını okudu. En ağır cezaları istedi. Bunlar Türkçe bilmedikleri için istenilen cezaların uygulanan ceza maddelerinin çevrilmesi gerekiyor. Onlara sunulacak cezaevinde. Onlar da inceleyecek. Bununla ilgili savunma haklarını kullanacaklar. 15 Haziran'da muhtemelen karar çıkacak."

Şehit astsubay Adil Kozanoğlu'nun annesi Hatice Kozanoğlu ise, "İnşallah hak ettiği cezayı alacaklar adalet yerini bulacak" diye konuştu.

SİLAHLARI 3 GÜN ÖNCE BULUNDU

Öte yandan 3 gün önce Niğde'nin Ulukışla İlçesi Gedelli Köyü kırsalında mantar toplayan vatandaşlar kayaların yanında bir tabanca ve telsiz buldu. Durumun Jandarmaya bildirmesi üzerine yapılan incelemelerde telsiz ve silahın 20 Mart 2014'de Ulukışla'da 1 polis memuru ile 1 astsubayı şehit edip, 1 vatandaşı da öldüren IŞİD'lilere ait olduğu saptandı.




2 YILDIR YARGILANIYORLAR

IŞİD'in Türkiye'deki ilk kanlı eylemi olarak bilinen saldırı 20 Mart 2014'te Niğde'nin Ulukışla İlçesi'nde meydana geldi. K.Ö.'nün yönetimindeki taksi ile İstanbul'a gitmek üzere Hatay'dan yolan çıkan Benyamin Xu, Çendrim Ramadani ile Muhammed Zakiri, Ulukışla-Adana Otoyolu'nun Gedeli viyadüğündeki rutin yol kontrolünde taksiyi durdurmak isteyen güvenlik güçlerine otomatik tüfeklerle ateş açarak Jandarma Astsubay Üstçavuş Adil Kozanoğlu ile polis memuru Adem Çoban'ı şehit edip 7 asker ve yolcu otobüsündeki bir kişiyi de yaraladıktan sonra gasp ettikleri kamyonun şoförü Turan Yaşar'ı da öldürerek kaçtı.

Çatışmada yaralan ve tedavi için Eminlik Köyü'ndeki Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu'na giden teröristlerden 2'si burada, diğeri de Köşkönü Köyü'nde yakalandı. Teröristlerin üzerinde ve gasp ettikleri kamyonda yapılan aramada 3 kalaşnikof tüfek, 3 tabanca 7 el bombası, 2 susturucu, 3 kasatura, telsiz ve batarya ele geçirildi. Savcılık iddianamesinde IŞİD terör örgütü üyesi olduğu iddia edilen ve Ankara'ya gönderilen teröristler, sorgularının ardından sevk edildikleri Ankara 9'uncu Sulh Ceza Mahkemesi'nce tutuklandı. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada Fuad Mövsümöv de gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.