İşçi hareketinin belgesel romanı

Beş dönem Milletvekilliği, CHP Grup Başkanvekilliği yapmış ve Türk solunu en iyi bilen politikacılardan Kemal Anadol, Son Durak (Kırmızı Kedi Yayınevi) isimli romanını, ülkenin ve işçi sınıfının yaşadığı gerçekleri, 1977-1980 arası yaşanan siyasal ve sendikal olayları unutan topluma anımsatmak ve geçmişteki yanlışların bir daha yaşanmaması için yazılmıştır.

Engin Ünsal

TANIKLIKLAR!

Siyasal kimliğinin yanında iyi bir yazar olan Kemal Anadol, 10 belgesel nitelikli roman yazmış, Türkiye’nin ve Türk solunun sorunlarını, tanığı olduğu siyasal olayları ayrıntılı ve akıcı bir dille yazarak geçmişte yaşanan çok önemli olaylara ışık tutmuştur.

Anadol, salgın döneminde iki yeni romanla okuyucularla buluştu: 1960’dan günümüze kadar yaşanan siyasal olayların gerçek yüzünü anlatan En Uzun Gün (Pankuş Yayınevi) ile işçi sınıfının ve ülkenin 1977-1980 arası yaşadığı, Anadol’un da tanığı olduğu olayları sendikacılara yorumlattığı, sendikacılığımızın ilk belgesel romanı niteliğindeki Son Durak (Kırmızı Kedi Yayınevi).

1 MAYIS 1977 MİLADI!

Roman işçi sınıfının 1 Mayıs 1977 de yaşadığı en kalabalık ama en kanlı günün ayrıntılı dökümü ile başlıyor. 29 kişinin ezilerek, 5 kişinin kurşunlanarak öldüğü o Kanlı 1 Mayıs’ta olayların nasıl geliştiğini, sorumluların kimler olduğunu sorguluyor.

Kurgu DİSK, İnşaat-İş Sendikası Başkanı Metin Korkmaz, Genel Sekreteri ve siyasal ideoloğu Engin Usta ve Avukatı Güler Aksoy çevresinde gelişiyor.

O dönemde CHP’de yaşananlar, Milliyetci Cephe hükümetlerinin yarattığı sorunlar ve 12 Eylül darbesinin gelişinin işçi sınıfı tarafından nasıl değerlendirildiği anlatılıyor.

Günümüze kadar neden hukukun üstünlüğüne dayanan bir düzen kurulamadığı ortaya konuluyor, sendika yöneticilerinin siyasetten uzak duruşuna ve işçi sınıfının bu konudaki sorumluluğuna dikkat çekiliyor.

Geçimini emeğiyle sağlayan insanların bakmakla yükümlü olduğu aile bireyleri ile sayısının 60 milyona ulaştığı ülkemizde sendikaların siyasetten uzak duruşu demokrasinin aksamasının en önemli nedenlerinden biri olarak anlatılıyor.

DİSK’İN TUTUMU

Bu ilişkinin nasıl olması gerektiği konusunda 5 Haziran 1977 de yapılan seçimlerde DİSK’in tutumu günümüz sendikacılarına örnek olacak kadar önemli:

DİSK Başkanlar Konseyi, 5 Haziran seçimlerinde CHP’yi destekleme kararını, sendikal hak ve özgürlüklerle işçilerin insan onuruna yakışan bir çalışma yaşamı sürmesi için gerekli on yedi maddelik bir talep listesi ile açıklıyordu.

Bu açıklamada DİSK, Ceza Yasası’ndaki 141 ve 142. maddelerin kaldırılmasını, NATO, CENTO gibi askeri blokların karşılıklı olarak feshedilmesini, nükleer silahların yasaklanması da istiyordu.

FETHİ OKYAR: ‘TOPLUMUN HAFIZASI YOKTUR!’

Atatürk dönemi Başbakanlarından Fethi Okyar, Yalova’nın bir mahallesinde sade ve yalnız bir hayat yaşarken kendisi ile görüşmeye gelen ve Kutay’a bu sade ve yalnız yaşamının nedeni soran tarihçi Cemal Kutay’a kurduğu bir cümle de Son Durak’ın önemli bir vurgusu: “Toplumun hafızası yoktur.”

Toplum 1977-1980 arası yaşanan siyasal ve sendikal olayları çoktan unutmuştur. Son Durak ülkenin ve işçi sınıfının yaşadığı gerçekleri topluma anımsatmak ve geçmişte yapılan yanlışların bir daha yaşanmaması için yazılmıştır. Sendika yöneticilerinin, işyerlerindeki sendika temsilcilerinin bu kitabı mutlaka okuması gerekir.

Siyasetten uzak sendikacılık yapmanın bedelini işçiler çok ağır bir biçimde ödemişlerdir. Demokrasinin ürünü olan sendikaların demokrasiyi yaşatmak gibi bir borçları vardır. Bu kitap bu gerçeği işçi sınıfına anımsatmak için yazılmıştır.