İş sağlığı ve iş güvenliği strateji çalıştayı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir, bakanlık olarak iş sağlığı ve iş güvenliğine yönelik kararlılığı taviz vermeden sürdüreceklerini belirtti.

cumhuriyet.com.tr

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünce düzenlenen, ''İş Sağlığı ve Güvenliği Strateji Çalıştayı'' Antalya Porto Bello Otel'de başladı.
Eş zamanlı dört oturumla, ''Kurumsal yapının değerlendirilmesi, mevzuat ve uygulamalar, iş kazaları ve meslek hastalıkları araştırmaları ve istatistikleri ile iş sağlığı ve güvenliği eğitimi'' konularının ele alınacağı çalıştaya, kamu kurum ve kuruluşlarından 62, sivil toplum kuruluşlarından 40, özel sektörden 9, üniversitelerden 30 ve medyadan da 3 kişi katılıyor.

Çalıştayın açılışında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir, iş sağlığı ve güvenliğine verilen önemin Türkiye'de çok yetersiz olduğunu, 23 yıllık kamu görevlisi olmasına rağmen kendisinin de bakanlıkta müsteşar olana kadar iş sağlığı ve güvenliği konusunda hiçbir şey bilmediğini, toplumun yüzde 90'ının da kendisi gibi olduğunu düşündüğünü söyledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak öncelikle kurumsal ve insan kaynakları konularında yenileşme, uzmanlığın artırılması ve bürokratik engellerin azaltılması yönünde önemli çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Aydemir, ''Bakanlıklarda memurların eliyle yürütülen işlemlerde bir politika, strateji geliştiremiyor, bir girişim yapamıyorsunuz. Uzmanlık müessesinde mesaiye değil, işe bağlı olmak, politika, strateji geliştirmek önemli. Bakanlığımızda altyapıyı yaptık. Şimdi uzman eleman alımı yapacağız. Uzmanlaşmayı ele alan bir yapıya dönüşeceğiz. İnsan kaynakları konusunda bakanlığı güçlendirme çalışmalarına başladık'' dedi.

Türkiye'de iş sağlığı ve iş güvenliği konularındaki yetersizlikleri dile getiren Aydemir, uzmanlaşmayı artırma, bilişim teknolojilerinden yararlanma, yeniden yapılanma ve envanter oluşturmaya yönelik iş yeri hekimlerinin sayısına ilişkin yaptıkları bir araştırmada, bir iş yeri hekiminin 300'den fazla iş yeri ile anlaşma yaptığının anlaşıldığını kaydederek, şöyle konuştu: ''Bu örnek nedeniyle önce kamu olarak, bakanlık olarak önce kendimizi sorguluyorum. Bakanlık olarak bu olaya nasıl baktığımızın, ne kadar yetersiz olduğumuzun göstergesi. Şimdi bütün bu olayları düzeltecek bir sistem getiriyoruz. Bugün itibariyle yönetmeliklerimiz yayımlandı. Bu sabah itibariyle yeni bir düzene başlıyoruz. Kaç hekim, serbest çalışan kaç iş güvenliği uzmanı hangi şehirde, hangi iş yeri ile anlaşma yaptı, bunları sistem üzerinden takip edeceğiz. Serbest çalışan bir iş güvenliği uzmanı 10 tane iş yeri ile anlaşma yapamayacak. Sistemi dizayn ettik, kurmaya adım attık. Uygulamayı da aynı titizlikle yapacağız ve gerçek bir değişiklik yapacağız.''

Aydemir, denetim sisteminde de ciddi bir değişikliğe gidildiğini ifade ederek, ceza anlayışından, iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alınması için iş yerlerine artık daha çok rehberlik ve danışmanlık yapan bir denetim anlayışına doğru ilerleme olduğunu bildirdi.
 

20 bin iş yerine 1 müfettiş

Türkiye'de 1 milyon 220 bin civarında iş yeri, 9 milyon civarında SGK kapsamına giren işçi, buna karşın ise 480 müfettiş bulunduğunu kaydeden Aydemir, müfettiş yardımcılarıyla birlikte denetim görevlilerinin sayısının 653 olduğunu, sadece müfettiş olarak oranlandığında 20 bin iş yerine 1 müfettiş düştüğünü bildirdi. Aydemir, müfettişlerin iş yerlerinin yüzde 2,7'sini denetleyebildiğini ve denetleme anlamında insan kaynağının yeterli olmadığını vurgulayarak, insan kaynağını artırma yönünde ciddi çaba gösterdiklerini, bu amaçla geçen yıl 120'ye yakın müfettiş yardımcısı alındığını, yıl sonuna kadar da 265 müfettiş yardımcısının alınacağını bildirdi. Aydemir, çok uzun ve anlamsız yazışmalarla dolu olan denetleme süreçlerinin daha kısa sürede sonuç verecek hale getirileceğini bildirdi. İş sağlığı ve iş güvenliğine yönelik her aşamayı açıkça anlatan bilgilendirici, uzmanlarca hazırlanan rehberlerin iş yerlerine dağıtılacağını kaydeden Aydemir, hiçbir işverenin bundan sonra ''Ben bunu bilmiyorum'' deme şansının olmayacağını söyledi.
 

Taviz yok

Aydemir, bakanlık olarak iş sağlığı ve iş güvenliği kurallarının uygulanması yönündeki kararlı çalışmalar kapsamında, insan hayatı için tehlike yaratacak eksikliklerinin tespiti halinde iş yerlerine anında kapatma ya da faaliyet durdurma çalışması yürütüklerini hatırlatarak, çalışmanın sonuçlarını şöyle açıkladı: ''2009 yılında inşaat sektöründe 64 inşaat kapanmış ya da durdurulmuş. 7 tane maden durdurulmuşken, bizim bu politika değişikliğimiz sonucunda, 2010 yılında şimdiye kadar 238 inşaat durdurulmuş, 57 tane de maden durdurulmuş, kapatılmıştır. Aradaki fark çok ciddi farktır. Kamu kurumlarının inşaatları durduruluyor. Durdurduğumuz, kapattığımız inşaatları, önlemler alınmadan kesinlikle açmadık, açmayacağız.''

Türkiye'de iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda İş Kanunu'ndaki bir kaç madde, bazı yönetmelikler ve tüzüklerin dışında mevzuat bulunmadığını belirten Aydemir, bu eksikliğin giderilmesi için Bakan Ömer Dinçer'in talimatıyla, daha önceki yıllarda başlayan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı'nı yeniden düzenleyerek hazır hale getirdiklerini söyledi. AB direktifleri ve AB uygulamaları doğrultusunda birçok kesimdeki uzmanla birlikte hazırlanan tasarının önümüzdeki aylarda TBMM'ye gönderilmesinin planlandığını kaydeden Aydemir, tasarının, bu alanda çok ciddi değişiklikler getirerek, yasal boşlukları dolduracağını ve farklı bir bakış açısı sağlayacağını bildirdi.
 

'Her gün 220 iş kazasında 3 kişi ölüyor'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir, Türkiye'de her gün yaklaşık 220 iş kazasının meydana geldiğini, bu kazalar sonucu 3 kişinin yaşamını yitirdiğini belirterek, alınacak tedbirlerin yanı sıra kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör, işveren ve işçiyle birlikte iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda topyekun anlayış değişikliğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Aydemir, şöyle konuştu: ''Her gün ülkemizde meydana gelen yaklaşık 220 iş kazası nedeniyle maalesef 3 kişi hayatını kaybediyor. Bu kazalardan dolayı da 5 kişi de çalışamaz, iş yapamaz hale geliyor. Türkiye olarak, bu alanda kendisinin de bulunduğu ekonomik gelişmişlik düzeyi bakımından diğer ülkelerle karşılaştırıldığında dünyanın en kötülerinden biriyiz. Gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında ise çok kötüyüz. Ülkemizde iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda endişemiz, kültürümüz ve bir derdimiz yok. İş sağlığı ve iş güvencesi, sadece ve sadece bir maden kazası olduğunda aklımıza geliyor. Halbuki inşaat kazaları, maden kazalarından daha fazla. Bir vatandaş inşaatta düşüp öldüğünde üzerine bir kağıt örtülüyor ve cenazesi kaldırılıyor. Kimse bunu dert edinmiyor.''

Aydemir, Türkiye'nin meslek hastalıklarında da ''vahim durumda'' olduğunu belirterek, ''Türkiye'de 539 meslek hastalığı tespit edilmiş, ancak vakalar tespit edilemiyor. Sağlık Bakanlığı ile vakaların tespiti için önemli projeler yürütüyoruz'' dedi. Çalıştay, yarın sona erecek