"Irak'ın kuzeyi, PKK'nin barınağı olmaktan çıktı"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Aralık 2007'den bu yana Irak'ın kuzeyinin, terör örgütü PKK'nin barınağı olmaktan çıktığını, ancak halen Irak'ın kuzeyindeki mevcut PKK varlığı tamamen ortadan kaldırılmadıkça, bu terör örgütü tamamen yok etmenin mümkün olmadığını söyledi.
cumhuriyet.com.trGenelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Amerikan Türk Konseyi (ATC), Türkiye'nin Amerikalı Dostları (AFOT), Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) ve Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) tarafından düzenlenen ve Türk-Amerikan ilişkilerini konu alan yıllık konferanstaki akşam yemeğinde bir konuşma yaptı.
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mike Mullen'ın davetlisi olarak Washington'da bulunan Başbuğ, konuşmasında, PKK terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki varlığının sadece Türkiye için değil, Irak için de, özellikle Irak'ın kuzeyinin güvenliği için de bir tehdit oluşturduğunu ve oluşturmaya devam edeceğini söyledi. Başbuğ, ''bunun aynı zamanda Türk-Amerikan ilişkilerine de bazı olumsuz etkileri bulunuyor'' dedi.
Türkiye'nin yaklaşık 25 yıldır PKK terör örgütüne karşı savaştığını belirten Başbuğ, ''amacımız, teröristler ve onların destekçilerinin başarı umudunu ortadan kaldırmaktır. Terör ve şiddet yoluyla hiçbir şey kazanamayacaklarını anlamaları gerek'' ifadesini kullandı.
Orgeneral Başbuğ, şunları söyledi:
''Biz aynı zamanda, terörizme karşı savaşın devlet tarafından güvenlik, ekonomik, sosyo-kültürel, propaganda ve uluslararası ilişkiler alanlarında da organize edilmiş koordineli faaliyetlerin bir kombinasyonu olduğuna inandık. Ancak terör örgütü bir yandan silahlı teröristlerini muhafaza ederken, sadece ekonomik ve sosyo-kültürel alanlarda alınan tedbirlerle terörizmin bitirilebileceğini düşünmek bir hatadır. Bu çerçevede terörist örgütle, tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar savaşmakta çok kararlıyız.
Terörizme karşı savaşta ana stratejik ilke, bunun insan merkezli bir süreç olmasıdır. Süreç, insanların kalplerine ve kafalarına hitap etmelidir. Bu hayli kritik meselede, terörizmle mücadele tedbirlerinin mevcut yasal sistemle uyumlu olması gerekmektedir.''
Farklı etnik kökenden gelen vatandaşların, Türkiye'de kendi kültürlerinin zenginliğini yaşayabildiğini belirten Başbuğ, ''ancak bu özgürlüğün keyfini çıkartmak, bireysel düzeyde tutulmalıdır. Atatürk'ün bize göstermiş olduğu ulus devlet ve üniter devlet yapısını korumadan yana taraf aldığımızı ve alacağımızı da ifade ettik. Bu konuda hiçbir şüpheye yer yoktur'' dedi.
PKK terörüyle mücadelede benzersiz bir noktaya ulaşıldığını belirten Başbuğ, Irak'ın kuzeyinin, Aralık 2007 tarihinden bu yana, PKK için güvenli sığınak olma özelliğini yitirdiğini kaydetti. PKK'ya yönelik uluslararası desteğin de ciddi biçimde azaldığını belirten Başbuğ, terör örgütünün, amaçlarını silahlı mücadele yoluyla kazanıp kazanamayacağını tartışmaya ve Irak'ın geleceğinde kendilerine yer olmadığını görmeye başladığını anlattı. Başbuğ, ''bütün bu gelişmelere karşılık, PKK terör örgütü Irak'ın kuzeyindeki varlığını korumaktadır. Irak'ın kuzeyindeki bu varlığı ortadan kaldırmadan, terör örgütünü yok etmek mümkün değildir'' diye konuştu.
ABD ile PKK terörizmine karşı işbirliği ve koordinasyondan memnuniyet duyduklarını belirten Başbuğ, operasyonlara istihbarat desteğinin de takdir edildiğini kaydetti. Başbuğ, ''ülkelerimizin ortak çıkar ve vizyonunun bizleri istihbarat paylaşımı işbirliğinin ötesine geçen yeni bir işbirliği safhasına götürmesi gerektiğine inanıyoruz'' dedi.
Türkiye'nin daima barış, dostluk ve işbirliği yanlısı olduğunu vurgulayan Başbuğ, bu anlayışın da, Atatürk'ün, ''Yurtta Sulh, Cihanda Sulh'' ilkesine dayandığını kaydetti. Başbuğ, bu ilkenin, modern Türkiye'nin elzem temellerinden biri olduğunu belirtirken, ''dostlarımızdan da, karşılıklı güven ve çıkarlara dayalı bir işbirliği bekliyoruz'' ifadelerini kullandı.
''Güvenlik ya her yerde ya da hiçbir yerde"
Başbuğ, bugün dünyada karşı karşıya kalınan en büyük tehlikenin şiddet, terörizm ve bunun arkasındaki radikal düşünceler olduğunu ve dünyanın bu radikal, etnik, dini, ideolojik düşüncelere karşı işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini söyledi. Orgeneral Başbuğ, bu çerçevede dünyada güvenliğin de küreselleştiğini vurguladı ve ''küresel barış ve güvenlik ya her yerdedir, ya da hiçbir yerdedir'' dedi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin ortak değerler ve çıkarlar üzerine kurulu olduğunu belirten Başbuğ, ilişkilerin çok kapsamlı olduğunu ve tek bir konuya dayandırılamayacağını kaydetti. Başbuğ, ''birbirine ihtiyacı olan iki dost ülkenin işbirliğinin karşılıklı güvene dayalı olması gerektiğini'' vurguladı. Başbuğ ayrıca, Türkiye ile ABD arasındaki Yüksek Düzeyli Savunma Grubu Toplantıları'nın sadece savunma işbirliği konularını ele almakla sınırlı kalmaması ve bütün stratejik konuları da içermesinin yerinde olacağını söyledi.
Türkiye'nin etrafındaki problemli bölgeleri sayan Başbuğ, bunları, ''normalleşme sürecine giren ve barışın halen kırılgan olduğu Balkanlar, yeni dünya düzeninde halen yerini bulmaya çalışan Rusya, enerji güvenliğinin odağı Kafkaslar, toprak bütünlüğünü korumaya çalışan Irak, nükleer krizin eşiğine kadar gidebilecek İran, İsrail-Filistin sorunu, her an kaos ortamına girebilecek Lübnan, küresel istikrara yeni bir boyut ekleyebilecek Afganistan ve uyuşturucu, insan kaçakçılığıyla silah ticaretinde önemli bir yol olarak görülen Doğu Akdeniz'' olarak sıraladı.
Etrafındaki bütün sorunlara rağmen Türkiye'nin farklı ve nüfuzlu bir ülke olmasının temelinde, laik, demokratik ve istikrarlı bir ülke olmasının yattığını söyleyen Başbuğ, ''laik yapısı ve modern hedefleriyle, yüzyıldan fazla dinamizmi ve demokrasi kültürüyle Türkiye, bölgesinde benzersiz bir ülke olarak durmaktadır'' dedi.
Bu benzersizliğin Türkiye'ye ağır sorumluluklar da yüklediğini belirten Başbuğ, bu çerçevede Türkiye'nin, her alanda ABD ile işbirliğini güçlendirme niyetinde olduğunu söyledi. Başbuğ, ''bu işbirliği, tarih, gelecek ve iki ülkenin çıkarlarına saygı çerçevesinde geliştirilmeli'' diye konuştu.
Türkiye'nin bölgesinde güvenlik istediğini belirten Orgeneral Başbuğ, Türkiye'nin yakın bölgesinde yaşadığı problemlerin, Amerikan çıkarlarını da etkilediğine işaret etti. Başbuğ, iki ülkenin işbirliğinin, bu problemlerin kontrol altına alınmasında büyük önem taşıdığını da belirtti. Orgeneral Başbuğ, ''ABD, Türkiye'nin yumuşak güç nüfuzundan ve Orta Doğu'da istikrar çabalarından yararlanabilir'' ifadesini kullandı.
Enerji güvenliğinin de iki ülkenin önemli işbirliği alanlarından biri olduğuna işaret eden Başbuğ, bu bölgelerde güvenliğin hala kırılgan olduğunu belirtti.
ABD Genelkurmay Başkanı Mullen
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mike Mullen da, ATC konferansında, Başbuğ'dan sonra bir konuşma yaptı. ATC yetkilileri, yıllık konferansta iki ülkenin Genelkurmay Başkanlarının, 25 yıldan beri ilk defa aynı konferansta konuşma yaptığına dikkat çekti.
Konuşmasında Orgeneral Başbuğ'u ''sıcak, cömert ve kararlı'' olarak niteleyen Orgeneral Mullen, kendisi ile bir araya geldiğinde birçok farklı konudan konuştuklarını, ancak konuşmaların yüzde 50'sini PKK meselesinin işgal ettiğini belirtti.
Mullen, ''İlker, PKK konusunda benim üzerimde çalışıyor. Ben de Pakistan konusunda onun üzerinde çalışıyorum. Çünkü Türkiye'nin Pakistan ile çok iyi ilişkileri var. Ve Afganistan ile de çok iyi ilişkileri var'' dedi.
Bu arada, ATC tarafından Mullen'a, ''Seçkin Savunma Ödülü'' verildi.