Irak işgali raporu: Savaş kaçınılmaz değildi, Blair tercih etti
rak işgaline Britanya’nın da ortak olmasını mercek altına alan rapor dün yayımlandı. Tony Blair’e faturayı kesen raporun başlıca saptamaları şöyle: Irak’ın nükleer silah geliştirmesine imkân yoktu. Askeri müdahale son çare değildi. Blair işgalden bir yıl önce Bush’a “Her ne olursa olsun seninleyim” diye yazdı.
cumhuriyet.com.trTümüyle yalana dayanan ve sonunda Ortadoğu’nun tam bir cehenneme dönüşüp IŞİD canavarının çıkmasına yol açan Irak işgaline ABD’nin peşine takılıp Britanya’nın da ortak olmasını mercek altına alan rapor dün yayımlandı. Emekli bürokrat Sir John Chilcot başkanlığında beş kişilik bir komisyon, 120’den fazla tanığın ifadelerine dayanan raporu Britanya’nın işgalinden daha uzun sürede, tam 7 yılda hazırladı. Chilcot, 2.6 milyon kelimelik boyutuyla Tolstoy’un Savaş ve Barış romanının 4 katı uzunluktaki raporu dün bir basın toplantısıyla kamuoyuna sundu. 1997-2007 arası başbakanlık yapan ve Irak’ın kitle imha silahları olduğuna dair binbir yalan söyleyerek 2003’teki işgale ülkesini sürükleyen Tony Blair’e faturayı kesen raporun anahatları şöyle:
* BM yaptırımları altındaki Irak’ın nükleer silah geliştirmesine imkân yoktu.
* Irak’ı silahsızlandırmaya yönelik barışçı seçenekler tümüyle tüketilmeden işgale girişildi. Oysa son çare değildi.
* İşgal, kusurlu istihbarata ve bunun üzerinden yapılan kusurlu değerlendirmelere dayandırıldı. Bunlar sorgulanmalıydı ama yapılmadı.
* Irak o dönemde tehdit teşkil etmiyordu. Ama kitle imha silahlarının tehdit oluşturduğu öylesine kesin şekilde sunuldu ki hiçbir haklılığı, adilliği yoktu.
* Harekât için yasal temel olduğu kararı, tatmin edici olmaktan uzaktı.
* Blair işgali onaylamayan BM Güvenlik Konseyi’nin otoritesine zarar verdi.
* Blair’in “işgalin sonuçları önceden bilinemezdi” görüşüyle hemfikir değiliz. Irak’ta iç çatışma, Kaide, terörizm riskleri için önceden çok ciddi uyarılar yapılmıştı. Buna rağmen askeri müdahalenin sonuçları hafife alındı. Savaş sonrası planlaması tümüyle yetersizdi.
* Blair, 28 Temmuz 2002’de dönemin ABD Başkanı George W. Bush’a “Her ne olursa olsun seninleyim” diye yazdı. Aralık 2001’deki yazışmada Blair Bush’a Irak’ta rejim değişikliği için “zamanla inşa edeceğimiz akıllı bir strateji benimsemeliyiz” tavsiyesinde bulundu.
‘Sorumluluğu alıyorum’
Başbakan David Cameron’ın “gerekli dersler çıkarılacak” diyerek parlamentonun gelecek hafta iki gün inceleyeceğini duyurduğu rapora Blair’in ilk yanıtı şu oldu: “Hiçbir mazeret göstermeden tam sorumluluğunu üstleniyorum. Saddam’ın devrilmesinin Ortadoğu ve diğer yerlerdeki terörizmin sebebi olduğuna inanmıyorum. Saddam’a karşı askeri müdahale kararını iyi niyetle aldım ve ülkenin çıkarına olduğuna inandım.”
Özür diledi ama
Rapor karşısında kamuoyu ateş püskürünce Blair gözü yaşlı, sesi titrek halde “Bilebileceğinizden çok daha fazla üzüntü, pişmanlık ve özür dile getiriyorum” diye ikinci bir açıklama yaptı. Lakin raporun kendisinin yalan söylemediğini, meclisi yanlış yönlendirmediğini, gizli karar almadığını, istihbaratı çarpıtmadığını gösterdiğini savundu. Asker aileleri ise Blair için ömür boyu kamusal yasaktan yargılanmasına dek taleplerde bulundu.
‘Yargılanacak mı?
Cameron Blair’e dava açılmayacağını ima etti: “Rapor Irak Savaşı’nın yasallığıyla ilgili görüş bildirmiyor. Hükümetin halkı kasten yanlış yönlendirme girişimi olduğunu söylemiyor.” BM’ye bağlı Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), adı geçenlerle ilgili soruşturma açılıp açılamayacağını tespit için pazartesi raporu inceleyeceğini açıklamıştı. Ama sonra UCM savcıları, Blair’i savaş suçundan yargılamayacaklarını, zira savaşa girme kararının UCM’nin yetki alanına girmediğini söyledi. Raporda askerlerin insan hakları ihlallerine kanıt aranacak.