Irak-ABD anlaşmasının detayları saklanıyor mu?

ABD ile Irak arasında çetin müzakerelerin ardından sonuçlandırılan Güvenlik Anlaşması'nın (SOFA) Irak’ın komşuları açısından ne anlamı geleceği tartışılırken, anlaşmaya ilişkin tüm ayrıntıların henüz bilinmediğine dikkat çekiliyor. Beyaz Saray Sözcüsü Perino, anlaşmanın Obama Yönetimince değiştirilmesine kapıyı açık bırakarak, “Varılan anlaşma, sonraki başkan, eğer uygun görüyorsa, ya da Iraklılar uygun görüyorsa, anlaşmanın değişmeyeceği demek değil” ifadesini kullandı.

cumhuriyet.com.tr

ABD ile Irak arasında çetin müzakerelerin ardından sonuçlandırılan Güvenlik Anlaşması’nın (SOFA) Irak’ın komşuları açısından ne anlamı geleceği tartışılıyor. 24 Kasım’da Irak Parlamentosu’nda oylanacak olan anlaşmanın tüm ayrıntıları bilinmiyor. Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin temsilcisinin yarın Ankara’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşmelerde anlaşmanın içeriğinin daha net bir biçimde ortaya çıkması bekleniyor.

Aylarca süren çetin müzakerelerin ardından ABD ile Irak tarafından sonuçlandırılan “Güvenlik Anlaşması”na (SOFA) ilişkin bazı ayrıntılar, medyaya yansımış bulunuyor. Nitekim, Irak yönetimi’nin anlaşmanın bazı unsurlarını medyaya açıkladı. Bu bağlamda Irak hava sahasının 1 Ocak 2009 itibariyle Irak’ın kontrolüne geçeceği, 31 Aralık 2011’e kadar Irak’taki tüm Amerikan güçlerinin ülkeden ayrılmış olacağı Irak’ın resmi kaynaklarınca duyuruldu.


Washington 'Ketum'

Buna karşın Washington, anlaşmanın içeriği konusunda çok daha “ketum” davranıyor. Nitekim, anlaşmanın imzalandığının öğrenilmesinin ardından hem Beyaz Sarayı Sözcüsü Dana Perino, hem de ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack, anlaşmaya ilişkin ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı. Ancak ABD’li sözcüler, Başban George W.Bush’un şimdiye kadar yüzlerce defa dile getirdiği tutumun aksine Washington’un ABD askerlerinin Irak’tan geri çekilmeleri için bir tarih belirlemesini kabul ettiğini de ortaya koydular. Her iki sözcü, anlaşmanın geçmesi için hala Irak Parlamentosu ve Irak Cumhurbaşkanlığı Konseyi olmak üzere “iki engel” aşılması gerektiğini vurgularken Irak Parlamentosunca anlaşmayı onaylayacağı beklentisini de dile getirdiler. Sean McCormack ayrıca, anlaşmanın iyi bir anlaşma olduğunu düşündüklerini belirtirken, onaylanması halinde “Ortadoğu’nun kalbinde bulunan demokratik ve serbest piyasa reformları yapmaya taahhüt eden” Irak ile ABD arasında bir anlaşma imzalanmış olmasının, tüm bölgeyi iyi yönde değiştireceğini savundu. Anlaşmanın ayrıntılarına ilişkin bilgi vermeyen McCormark, müzakereler sırasında her iki tarafın bazı tavizler verdiğini, bunun da herhangi bir müzakere sürecinde doğal olduğunu ifade etti.

 

Anlaşma değişebilir

Bu arada, Beyaz Saray Sözcüsü Perino ayrıca, anlaşmanın Obama Yönetimince değiştirilmesine kapıyı açık bırakarak, “Varılan anlaşma, sonraki başkan, eğer uygun görüyorsa, ya da Iraklılar uygun görüyorsa, anlaşmanın değişmeyeceği demek değil” ifadesini de kullandı.

 

Yorum yapmak için çok erken

Ankara’daki diplomatik kaynaklar, anlaşmanın tüm ayrıntılarının henüz bilinmediğini, bu nedenle anlaşmanın, Irak’ın komşuları için ne anlamı geleceği konusunda yorum yapmak için “çok erken” olduğunu ifade ediyorlar. Ancak, Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin anlaşmanın içeriğini anlatması amacıyla özel bir temsilci Ankara’ya göndereceği belirtiliyor. El Maliki’nin temsilcisi yarın Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile görüşeceği kaydediliyor. Türkiye’de anlaşmaya ilişkin en büyük soru işaretini, geçen yılın Kasım ayında Başkan Bush ile Erdoğan arasında varılan mutabakat uyarınca ABD’nin sağladığı “anlık istihbarat”a dayanarak TSK tarafından gerçekleştirilen sınır ötesi operasyonları ne ölçüde etkileyeceği oluşturuyor. Söz konusu mutabakat çerçevesinde düzenlenenen operasyonlar konusunda Irak Yönetiminin “anlayış” göstermesi sağlanmıştı. Bunda da Washington’un tavsiyesi doğrultusunda Ankara ile Bağdat arasındaki diyaloğun yoğunlaştırılması önemli bir rol oynamıştı.

Bu arada, operasyonlara açıkça karşı olan Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi de, ABD’nin Türkiye ile işbirliği nedeniyle eleştirilerinin tonunu ve tepkilerinin dozunu iyice düşürmüştü. Bu da, Ankara’nın Kürt Yönetimi ile üst düzeye “diyaloğa” geçmesini kolaylaştırmıştı.