"İnşallah adalet yerini bulur"

İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bugünkü duruşmada tutuksuz sanıklar savunma yaptı.

Öğle arasından sonraki duruşma Mahkeme Başkanı Cahit Kargılı'nın izleyicileri uyarmasıyla başladı.

Kargılı, bugüne kadar duruşma düzenini, fotoğraf çekerek veya dışarıya bilgi aktararak bozan 4 kişi hakkında işlem yapıldığını aktararak, izleyicilerden mahkeme adabına uygun davranmalarını istedi.

Sanıklardan Grand Plaza eski Genel Müdürü Reha Pekerten, dava kapsamında bugüne kadar alınan savunmaların, iddia edildiği gibi bir suç örgütü olmadığını ortaya koyduğunu dile getirerek, ''Olmayan bir örgüte üyeliğimi de reddediyorum'' dedi.

Hakkında örgüt üyeliği suçlamasının yapılmasına en büyük dayanak olarak Genel Sekreter Pervin Şenel Genç ile yaptığı telefon görüşmesinde yer alan ''Tamam hallederiz'' cümlesini gösterildiğini belirten Pekerten, çeşitli etkinlikler için pek çok kereler ''hallederiz'' sözünü kullandığını söyledi. Pekerten, ''Hallederiz, sözü beni çete üyesi yapmaz; yapsa yapsa basiretli tüccar yapar'' diye konuştu.

Yılda 150'den fazla etkinlik düzenlediklerini, buna rağmen sadece Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin kermesi için ücretsiz yer tahsisi konusunun sorulduğunu anlatan Pekerten, ''Beni en çok üzen şey de budur. Genç kızlarımızın eğitim ve yaşamlarını devam ettirmesi için kurulan ÇYDD'den nasıl yer parası alabilirdim?'' ifadesini kullandı.

Sanıklardan İzmir Büyükşehir Belediyesi Şirketler Koordinatörü Nail Yavuz da bir arkadaşının arayıp iddianamede kendisinin de yer aldığını söylemesini ''şaka'' olarak algıladığını aktardı.

Hayatının 15 yılının müfettişlik ve çıkar sağlayanlarla mücadele etmekle geçtiğini belirten Yavuz, suçlamaları reddetti. Yavuz, ''Onurum ve gururum benim için çok önemli. Şerefimle oynanması beni çok üzüyor'' diye konuştu.

Sanıklardan eski Genel Sekreter Yardımcısı Ferda Eser de soruşturma kapsamında alınan gizlilik kararı nedeniyle suç unsurlarını inceleyemediğini, daha sonra iddianameyi inceleme fırsatı bulduğunda ise dosyada suç olarak nitelendirilen hiçbir eylemde yer almadığını gördüğünü söyledi.

Sadece mesaj ve telefon görüşmeleri nedeniyle örgütsel bağı olduğu iddiasıyla huzurda bulunduğunu savunan Eser, özellikle Temmuz 2010 tarihinde kendisinin de yoğun olarak dinlendiğini kaydetti.

Eser, davanın sonuçlanmasının uzayacağını, yasal mevzuat elverdiği ölçüde, alınacak bir ara kararla bu dosyadan ayrılmak istediğini aktardı. Eser, savunmasını tamamladıktan sonra mahkeme salonundan ayrıldı.

Sendikacı sanıklar

DİSK Genel-İş Sendikası 3 Nolu Şube yöneticisi sanık Yakup Yıldırım, ihaleye fesat karıştırma suçlamasıyla 60-70 gün cezaevinde kaldığını, bu süre içerisinde davaya konu olay günü nerede olduğunu hatırlamaya çalıştığını anlatarak, ''Sonradan net olarak aklıma geldi; ben ayın 10'unda kredi kartlarımın borcunu öderim. Karşıyaka civarında oturuyorum. Tespitlerden de o gün Karşıyaka'da olduğum kesinleşmiştir'' diye konuştu.

Cezaevinde bulunduğu süre içerisinde kronik böbrek rahatsızlığı bulunan 10 yaşındaki çocuğunun psikolojisinin bozulduğunu dile getiren Yıldırım, cezaevine girmesine sebep olan kişi veya kişilerden şikayetçi olduğunu söyledi.

Yıldırım, yapılan teşhislerin de sağlıklı olmadığını, teşhise kendisiyle 5 sendikacı, 5 de polisin girdiğini kaydederek, bu kişilerin ellerine telefon bulunduğunu, sürekli konuştuklarını ya da telefonla oyun oynadıklarını ifade etti.

Diğer sendikacı sanıklar Memiş Sarı ve Mahmut Çelik de benzer ifadeler verdi.

Duruşmanın bugünkü bölümünde dinlenen tutuksuz sanıklar Fazıl Ölçer, Oktay Sakur, Haydar Ballı, Zeki Karatay, Murat Özel, Halil İbrahim Dülüloğlu, Mustafa Güven Ağar, Gültekin Avkıran, Harun Arslan, Zeynel Canol, Candan Dipli, Necip Uçar,Mahmut Çelik, Ali Sakallı, Düzgün Doğan, Ali Hepçetiner, Güral Doğan, Aziz Gün, Bilgihan Akpak, Semih Güler de suçlamaları kabul etmeyerek, beraat talebinde bulundular.

Duruşma, yarın devam edecek.

''Kararı merakla bekliyoruz''

Duruşmayı sabah saatlerinden itibaren izleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, duruşma çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada, şu an davanın görüldüğünü, bir şey söylemesinin mümkün olmadığını dile getirdi.

Savunmasını yapan bütün arkadaşlarının gerekli teknik bilgiyi verdiğini belirten Kocaoğlu, şöyle devam etti:
''Sonucu bizler de sizler gibi merak ediyoruz şu anda. Ama görünen o ki İzmir Büyükşehir Belediyesi, hemen hemen 11 ay 10 gündür bu operasyonla uğraşıyor, daha ne kadar uğraşacağımızı da bilemiyoruz. Cuma günkü kararı bütün arkadaşlarımız adına da kendi adımıza da merakla bekliyoruz. İnşallah umduğumuz gibi, gönlümüze göre olur ve adalet yerini bulur.''