İnşaat için zor yıl
İnşaat sektörü yeni yıla artan faizler, jeopolitik riskler, yüksek enflasyon ve maliyet artışlarının gölgesinde girdi.
Şehriban KıraçTürkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, ekonomik büyüme hızlanırken cari açık ile bütçe açığının artması ve enflasyondaki yükseliş trendinin sürdürülebilirlik bakımından soru işaretlerine yol açtığını söyledi. Mevcut büyüme-yatırım-bütçe ve cari açık kompozisyonunun, ekonominin 2018 yılı performansında da belirleyici olacağına işaret eden Yenigün’ün sektöre ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
-Küresel ekonominin 2018’deki seyrinde de jeopolitik riskler belirleyici olacağından, başat risk merkezlerinin ortasında yer alan Türkiye açısından piyasa koşulları zorlayıcı olacak. Son dönemde gerilimin kimi zaman tırmandığı Türkiye-ABD ve Türkiye-AB diplomatik ilişkileri ile yurt içinde izlenen diğer politik ve ekonomik gelişmeler, piyasa dinamikleri üzerinde belirleyici olmayı sürdürecek.
-Uzun vadede, dönemsel büyümenin ötesinde sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak, büyüme kompozisyonunu iyileştirmek, büyüme dinamiklerini desteklerken ekonomik kırılganlıkları kontrol altına alabilmek, mali disiplin çapasını kaybetmeden ilerleyebilmek adına, kapsamlı bir orta vadeli perspektif oluşturulması ve kararlılıkla uygulanması gerekiyor.
Yatırım ortamı şart
-Belirsizliklerin böylesi yüksek olduğu bir dönemde, ülkenin kalkınma potansiyelini iyileştirmek, ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılmak üzere atılacak etkin adımlar hayati önem taşımaktadır.
-Son açıklanan verilere göre inşaat yatırımları 2017’nin ilk çeyreğinde yüzde 13.3, ikinci çeyreğinde yüzde 22.5, üçüncü çeyrekte yüzde 12 artış gösterdi. Sektörün son dönemde kaydettiği büyümede özel sektör yatırımlarının yanı sıra büyük ölçekli altyapı projeleri de etkili oldu. Kentsel dönüşüm süreci inşaat sektöründe büyüme ivmesini desteklemeye devam edecek.
-Yüksek finansman gereksinimi bulunan altyapı projelerinin seyri açısından piyasa koşulları önem taşımakta; küresel likidite koşullarında önümüzdeki dönem için öngörülen daralmalar, jeopolitik risklerde artış eğilimi, döviz kurlarının yüksek seyri ve faiz tarafındaki gelişmeler inşaat yatırımları üzerindeki risk unsurlarını arttırıyor.
Geçen dönemde, alınan tedbirlerin de etkisiyle toplam konut satışları yılın 10 ayında yıllık bazda yüzde 8.2 arttı. İpotekli konut satışları geçen ekim ayında yüzde 20 geriledi. Konut edinmek isteyenlerin ipotekten kaçınma eğilimine işaret eden bu tablonun, mevcut konut kredisi faiz oranlarının yüksek bulunmasıyla ve faizlerin düşeceği beklentisiyle ilgisi olabileceği gibi, genel ekonomik koşullarda borç yükü altına girilmek istenmemesiyle de ilgili olabilir.
Destekler sürmeli
-Mevcut ekonomik konjonktür, gayrimenkul stoku ve ekonomik beklentiler dikkate alındığında, sektörü desteklemeye yönelik uygulamalara devam edilmesi önem taşıyor. Genel konjonktürden ve özellikle ana pazarlardaki gelişmelerden en ağır etkilenen sektörlerden birisi olan yurtdışı müteahhitlik sektörü tarafında ise, 2017’nin 11 ayında yurtdışında 11.6 milyar dolar değerinde 175 yeni proje üstlenildi. Önümüzdeki dönemde, belirli düzeyde artış ivmesi kazanan enerji fiyatları, Suudi Arabistan, Cezayir, Türkmenistan gibi, Türk yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin referanslarının son derece güçlü olduğu pazarlarda yatırım ortamına ve finansman koşullarına olumlu yansıyabilecek. Rusya ile ilişkilerde kademeli normalleşme ile Sahraaltı Afrika’nın başta olduğu potansiyel pazarlardaki fırsatlar da değerlendirildiğinde, önümüzdeki dönemin, yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin gelişimi açısından son 10 yıllık dönemde kazanılmış ivmenin maalesef kaybedildiği bir dönem olan 2016-2017 döneminden daha olumlu olacağı umulmaktadır.