İngiltere 5 yıl aradan sonra genel seçime gidiyor
İngiltere 5 yıl aradan sonra 6 Mayıs'ta yapılacak genel seçime hazırlanıyor. Ülkede Başbakan Gordon Brown'un dün açıkladığı seçim tarihinin ardından siyasi parti liderleri çeşitli şehirleri dolaşmaya ve kampanyalarına başladı.
cumhuriyet.com.trKraliçe 2. Elizabeth'in izniyle parlamento gelecek hafta başında feshedilecek ve özellikle ülkedeki üç büyük siyasi partinin lideri seçim çalışmalarına hız verecek. İngiliz basın-yayın organları ve internetteki bazı sosyal iletişim ağları, çeşitli anket şirketlerine yaptırdıkları genel seçimle ilgili kamuoyu yoklamalarına yer verirken, David Cameron liderliğindeki ana muhalefet Muhafazakar Parti yapılan çoğu kamuoyu yoklamasında, Brown liderliğindeki İşçi Partisinin önünde gözüküyor. Kamuoyu yoklamalarında ana muhalefet ile iktidar arasındaki az fark, bir yandan İşçi Partisi iktidarının sona ereceği, diğer yandan da hiçbir partinin tek başına iktidar olacak çoğunluğu elde edemeyeceği yorumlarına neden oluyor. Bu da ülkenin üçüncü büyük siyasi partisi olan Nick Clegg başkanlığındaki Liberal Demokrat Parti ile koalisyona gidilebileceği tahminlerine yol açıyor.
Üç büyük siyasi parti ekonomi başta olmak üzere bazı konularda farklı görüşleri savunurken, sağlık, eğitim, savunma gibi konularda ise aynı olmasa da benzer görüşleri paylaşıyor. Partilerin ekonominin iyileşmesi konusunda ortaya koyduğu politikaların yanı sıra liderlerin bu 1 ay içinde yapacağı konuşmaların, özellikle üç farklı televizyon kanalında canlı yayımlanacak tartışma programlarında dile getirecekleri görüşlerin, seçmenlerin tercihlerine yön vereceğine dikkati çekiliyor.
Brown ve İşçi Partisi
ABD ile birlikte Irak savaşına gitme kararı ve savaş sonrasındaki Irak politikası nedeniyle hem ülkesinde hem de uluslararası çevrelerde eleştirilen Tony Blair'den Başbakanlık görevini 2007 yılında devralan Gordon Brown, 13 yıldır ülkede iktidarda olan İşçi Partisinin liderliği görevini son üç yıldır yürütüyor. Selefi Blair'den Irak'ta ve Afganistan'da askerleri bulunan bir ülkeyi devralan Brown, bu ülkelerdeki sorunların yanı sıra ülkesini de olumsuz etkileyen küresel ekonomik krizle mücadele etmek zorunda kaldı. Blair hükümetinde 10 yıl boyunca Maliye Bakanlığı görevi yürüten Brown, muhalefet partileri tarafından en çok ülkesinin ekonomisini iyileştirememekle eleştirildi.
İskoçya doğumlu olan 59 yaşındaki Brown dün yaptığı, seçim tarihini açıkladığı konuşmasında, "orta halli bir aileden gelen orta halli biri olduğunu" vurguladı. "Ben sizden biriyim" mesajını özellikle ana muhalefet lideri David Cameron'u eleştiren konuşmalarında sıklıkla vurgulayan Brown, partisini seçime "Herkes için adil bir gelecek" sloganıyla taşıyor. İşçi Partisi seçilmesi durumunda, ülkede vergilerin artırılmasını ve bütçe açığının azaltılmasını planlıyor. Geçen ay sonunda açıklanan 2010 yılı bütçesiyle İşçi Partisi bütçe açığını 4 yıl içinde yarı yarıya düşürme ve ülkenin büyüme oranını yüzde 3,5'e çıkarma vaadinde bulunuyor. İşçi Partisi ayrıca, 2011 yılıyla birlikte sigorta priminde artış yapmayı planlıyor.
Göç konusunda getirdiği puan sistemiyle 8 yılda İngiltere'ye iltica edenlerin sayısını azaltan İşçi Partisi, iktidarda kalması durumunda bu sisteme devam etmeyi öngörüyor. Afganistan ve savunma konularında ise İşçi Partisi, Afganistan'daki polis ve askerlerin eğitilmesiyle yavaş yavaş bu ülkedeki askerlerini çekmeyi düşünüyor.
Cameron ve Muhafazakar Parti
Oxford Üniversitesi mezunu olan ana muhalefetteki Muhafazakar Parti'nin, bir diğer adıyla Torylerin lideri David Cameron ise Brown'a göre daha genç olması ve vurgulu konuşmalarıyla dikkati çekiyor. 44 yaşındaki Cameron 2005 yılında başladığı Muhafazakar Parti liderliği görevi süresince özellikle, resmi olmayan, kravat takmayarak ve halkın içinde yürüyerek yaptığı konuşmalar nedeniyle "Cameron, Margaret Thatcher'dan sonra Torylerin ılımlı yüzü" yorumlarına neden oldu.
Muhafazakar Parti'nin eski lideri, "Demir leydi" lakaplı ülkenin ilk kadın başbakanı Thatcher'a ve politikalarına hayranlığını konuşmalarında gizlemeyen Cameron seçim kampanyalarında, "Değişim için oy verin" sloganını kullanıyor. Toryler, İşçi Partisini, ülkenin ekonomik büyüme tahminini gerçekçi yapamamakla, vergileri ve borçları artırmakla eleştiriyor. Muhafazakarlar ayrıca, İşçi Partisinin 2011 yılıyla birlikte sigorta priminde yapmayı planladığı artışı azaltacaklarını söylüyor.
Seçim konuşmalarında, "Bir 5 yıl daha Gordon Brown'la devam edemez" diyen Cameron, partisinin Ulusal Sağlık Sistemine (NHS) verdiği önemi vurgulamak için dün seçim turuna ilk olarak Birmingham şehrindeki bir hastaneyi ziyaret ederek başladı. Muhafazakarlar seçilmeleri durumunda, NHS hastanelerindeki sağlık hizmetlerinin kalitesini artırma vaadinde bulunuyor.
Afganistan ve Irak'taki askeri operasyonları destekleyen Toryler, seçilmeleri durumunda ülkenin savunma bütçesini gözden geçirmeyi planlıyor. Muhafazakar Parti göçmenler konusunda ise "ülke ekonomisine katkı sağlayacak göçmenlerin" ülkeye alınmasına izin vereceklerini, bu çerçevede yıllık bir sayısal limit getireceklerini ve İşçi Partisi'nin puan sistemini desteklediklerini belirtiyor.
Clegg ve Liberal Demokratlar
Bir diğer genç siyasi parti lideri olan Liberal Demokrat Parti Başkanı Nick Clegg'in ise seçimle ilgili yapılan kamuoyu yoklamalarında diğer siyasi partilerle arasındaki fark yüzde 10'un üzerinde gözüküyor. Ancak Clegg ve partisi, koalisyon hükümetinde yer alma ihtimali nedeniyle dikkatleri üzerine çekiyor. 2007 yılından bu yana Liberal Demokratların lideri olan 43 yaşındaki Clegg, partisinin önceliklerini harcamalarda kesintiye giderek hizmetlerin korunması, belediye vergileri yerine yerel kazanç vergisinin oluşturulması, yazılı bir anayasa hazırlanması olarak sıralıyor.
Irak ve Afganistan savaşlarına karşı olan Liberal Demokratlar, İngiliz askerlerinin en kısa zamanda Afganistan'dan çekilmesi gerektiğini savunuyor. Liberal Demokrat Parti göçmenler konusunda ise bir ulusal sınır gücünün oluşturulması ve İngiltere'nin göçmenler konusunda ihtiyaçlarını ve kaynaklarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyor. Türkiye ile iyi ilişkilere sahip olan İngiltere, dış politikasında AB üyeliği başta olmak üzere birçok konuda Türkiye'yi destekliyor. Dolayısıyla bazı Avrupa ülkelerinin aksine, İngiltere'deki seçim sürecinde Türkiye'yi olumsuz etkileyecek bazı konuların gündeme gelmesi beklenmiyor.
İngiliz seçmenler 6 Mayıs Perşembe günü sandık başına gidecek. Siyasi partiler parlamentonun alt kanadı olan Avam Kamarasındaki 650 sandalye için yarışacak. Ülkede partilerin herhangi birinin çoğunluğu sağlayabilmesi için 326 sandalye kazanması gerekiyor.