'İmralı sakini siyasette önemli unsur oldu'
Süleyman Demirel, "kürt açılımı"nı değerlendirdi ve "Hiçbir şey yapmazsanız, bu insanlar birbirine düşmez. Ama bu insanların birisine birtakım vaatlerde bulunup, 'Kürt meselesi vardır' deyip, onu 'çözmeye kalkıyoruz' diye ortaya çıkıp bir 'Türk meselesi' meydana getirdiğiniz taktirde, hiçbir şeyi çözemezsiniz" diye konuştu.
cumhuriyet.com.tr9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, EkoEnerji Dergisi'nin Ocak ayında yayınlanacak yeni sayısında Prof. Dr. Mustafa Ültanır'ın sorularını yanıtladı. AKP Hükümetinin demokratik açılım çalışmasını değerlendiren Demirel, şöyle dedi: "Dağılmış bir imparatorluğun halkı Türk milleti olarak bu devleti kurmuştur. Dağılmış bir imparatorluğun halkının daima korkusu vardır. Dağılmışlıktan doğan travma. Cumhuriyeti kuranlar büyük Atatürk ve arkadaşları devletin ayakta durabilmesini birinci mesele olarak almışlardır. Onun içindir ki, din ve ırk meselesini devletin günlük meselelerinin dışına çıkarmışlar, vatandaşlık meselesini öne almışlardır. Vatandaşlık meselesi herkes kardeştir, herkes eşit fırsatlara ve eşit haklara sahiptir, herkes bu ülkenin geçmişine beraberce sahiptir, geleceğine beraberce sahiptir ve herkes huzur içerisinde olmalıdır. Bunu öne almışlardır. Bu sayededir ki, 86 sene gelinebilmiştir. Şimdi bugün, bu insanları bir araya getiren bu ana çimentoyu zedelememek lâzım. Yani, yine ülkenin bütün insanları kardeştir. Hangi kökenden gelirse gelsin kardeştir. Türkler, Kürtler, Çerkezler, başka etnisitelerden gelen insanların hepsi bu ülkenin insanlarıdır. Bu milletin fertleridir. Birbirleriyle meselesi yoktur. Bugün yan yana oturan, yan yana çalışan, bir şehirde bir kasabada komşu olan, bir devlet dairesinde, bir fabrikada çalışan insanların etnisiteden veya inançtan dolayı bir meseleleri yoktur. Birbirleriyle meseleleri yoktur. Bunları birbirleriyle meselesi olur hâle getirmek, işte bu açılımın yaptığı iştir. Açılım denen hadisenin ne olduğu bilinmeden, öyle bir intibâ verildi ki, bu açılım yapılırsa, Türkiye'de ayrışma olacaktır. Bunu önlemenin yolu da, açılımı savunanların, ne yapmak istediklerini bir an evvel söylemeleri lâzım. Ne yapmak istiyorlar?"
'İmralı sakini devletin itibarını zayıflatıyor'
Açılımın dış kaynaklardan Türkiye'ye empoze edildiği görüşüne katılmadığını belirten Demirel, şöyle dedi: "Bence çok yanlış bir şey yaptılar. Slogan icra edilemez, ama sloganlarla, yuvarlak laflarla, yuvarlak kelimelerle siyaset yapmak kolaydır. Yani, slogan icra edilemez, ama proje icra edilir. Açılım yapacağız diyenlerin niyetleri ne kadar hâlis, ne kadar iyi olursa olsun, yaptıkları işin neticesi orta yerde. Ülkenin sokakları arbede yerine dönüşmüştür. Kan akmaya devam etmektedir ve 40 bin kişinin ölümünden sorumlu olan bir kişi Türkiye'de müebbet hapis mahkûmu olduğu hâlde, Türk siyasetinde önemli bir unsur hâline getirilmiştir, o da İmralı sâkini. Bu devletin itibarını azaltıyor."
'Kürt meselesi, Türk meselesini ortaya çıkarttı'
Demirel, İçişleri Bakanı ve Başbakan'ın "açılım kesilmedi devam edeceğiz" sözlerinin anımsatılarak, "Bu koşullarda açılımda ısrar etmek Türkiye'yi nereye sürükleyecek" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Devam edeceğiz diyor, ama 'neyle devam edecek?' onu söylemiyor. Başından beri yapılan yanlış şurada: 'Açılım yapacağız' diyor. 'Ne yapacaksınız?' diye soruyoruz. O belli değil. 'Açılıma devam edeceğiz' diyor. Neye devam edeceksiniz? O belli değil. Yalnız, ne yaparsanız yapın, bin senedir beraber yaşayan bu ülkenin insanlarını, Türkleri, Kürtleri, birbirine kardeş olan bu insanları birbirine düşürmeyin. Hiçbir şey yapmazsanız, bu insanlar birbirine düşmez. Ama bu insanların birisine birtakım vaatlerde bulunup, 'Kürt meselesi vardır' deyip, onu 'çözmeye kalkıyoruz' diye ortaya çıkıp bir Türk meselesi meydana getirdiğiniz taktirde, hiçbir şeyi çözemezsiniz. Bugün olan şey, 'bir Kürt meselesini çözüyoruz' diye ortaya çıkanların ne yapacaklarını söylememeleri sonucunda bir Türk meselesi ortaya çıkarmış olmalarıdır. Türkiye'nin bir 'Kürt Gerçeği' vardır. Bir 'PKK sorunu' da vardır. Bir 'Kürt Sorunu' yoktur. Kürtler, bu ülkenin diğer vatandaşları gibi eşit hak ve fırsatlara sahip vatandaşlarıdır. Bir kısım vatandaşların sorunsuz, bir kısım vatandaşların sorunlu olduğu düşünülemez. Sorun varsa, hepsinin vardır. Tedbir alınacaksa; tedbir herkes için alınır. Bu ülkenin insanları, hepsi dahil, hangi kökenden gelirse gelsin, beraberce teröre karşı idiler. Çünkü, terör devlete, milletin bütünlüğüne yönelmiş bir kanlı tehdit idi. Bir kısım vatandaşlar, terörle mücadeleden memnun, bir kısmı şikayetçi olamazdı. Ve kan dökülmesini Devlet başlatmamıştı. Ülkenin her köşesinin şehidi vardı. Bugün, terörü önlemek için, Kürt Sorunu'nu çözmek gibi bir iddia ile ortaya çıkarsanız, teröre hiçbir zaman destek vermemiş Kürt kökenli milyonlarca Türk vatandaşını rahatsız edersiniz. Her 'Kürt' sözü edildikçe, bu insanlar rahatsız olur. Her 'Kürt' sözü geçtikçe de Türk kökenli insanlar alınganlığa girer. Böylece, 'Kürt Sorunu' diye başladığınız söz karşısında, bir 'Türk Sorunu' yer alır."
'Yanlış yapanlara bakmayın'
Demirel, Türk ve Kürt kökenli vatandaşlara da seslenerek, şöyle dedi: "Türk kökenli, Kürt kökenli, hangi kökenli olursa olsun, siz bu yanlışları yapanlara bakmayın. Bunlar yanlıştır. Sizi birbirinize düşürmekle neticelenen her şey yanlıştır. Sizin sağduyunuza, hepinizin aklınıza ve vatanperverliğinize güveniyorum. Sebep ne olursa olsun, birbirinize düşmeyin!. Beraber yaşama iradenizi zayıflatmayın. Birliğinize sahip çıkın."
'Türkiye böyle gitmez'
Türkiye'nin böyle gidemeyeceğini belirten Demirel, "Hem ekonomi kötü, hem de siyasi istikrar bozuk. Zaten biraz evvel söyledim; siyasi istikrar olmazsa, ekonomik istikrar da olmuyor. Siyasi istikrar, Meclisin mevcut olması, Meclis'te siyasi iktidarın kafi gücünün olmasından ibaret değil. Siyasi istikrar ülkenin huzur içerisinde olmasına bağlı. Binaenaleyh, buradaki hadise, eğer siz Kürt sorununu çözüyorum diye Türk sorunu yarattı iseniz, yaptığınız iş yanlış. Bir an evvel bu yanlıştan dönün!. Ne yapacaksanız, onu da söyleyin, ama bunun neticesi Kürt sorunu karşısında bir Türk sorunu yaratmak olmaz" diye konuştu.