İleri Demokrasi Kapitalizminde Futbol ve Sağlık Skandalları

cumhuriyet.com.tr

Nereye, hangi kuruma el atsanız benzer yolsuzluk ve sahtekârlıklar çıkıyor ortaya. Ben gittikçe daha çok, iyice kirlenmiş, yozlaşmış, oportünist, hilekâr, fırsatçı, ikiyüzlü insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda yaşadığımız kanısını ediniyorum. Muhafazakârlığın artışı ahlak ve dürüstlük getirmiyor.

Nereyi kurcalasanız yolsuzluk, usulsüzlük, kanunsuzluk, kuralsızlık var. Son günlerde futbol dünyamızdaki skandallar, şike, rüşvet, teşvik primi gündeme geldi. Bütün haberlerde bu konudaki görüş ve tartışmaları dinliyoruz. Ben çocukluğumdan beri futbolu seven ve izleyen bir insanım. Ama profesyonellikten sonra bu dünyayı hiç de masum bulmuyorum. Takım tutarken içim hiç de rahat değil. Milyonlar, milyarlar dönüyor içinde. Futbolculara, teknik direktörlere ödenenler baş döndürücü.

Basketbolcu kızlarımızla sevindik

Ve kuşku uyandırıcı parayı basan, fukara bir kulübün oyuncusunu satın alıveriyor. Böyle bir dünyada büyük oyunların ve şikenin var olmamasını, hakemlere büyük paralar önerilmemesini mümkün görmüyorum. Yazık ki bu ülkede mutluluk verici, göğüs kabartıcı haberler dinleme şansımız çok az. İşte periler diye anılan basketbolcu kızlarımızın büyük mücadelesine tanık olduk ve Avrupa ikincisi olmalarına sevindik. Birkaç gündür gazetelerde yine ihale yolsuzluklarını okuyoruz.

Nereye, hangi kuruma el atsanız benzer yolsuzluk ve sahtekârlıklar çıkıyor ortaya. Ben gittikçe daha çok, iyice kirlenmiş, yozlaşmış, oportünist, hilekâr, fırsatçı, ikiyüzlü insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda yaşadığımız kanısını ediniyorum. Muhafazakârlığın artışı ahlak ve dürüstlük getirmiyor.

Kadınlara uygulanan şiddet

Türkiyede yaşayan insanların ne kadar kolay cinayet işlediğini, özellikle kadınlara karşı ne kadar şiddet uyguladığını dehşetle izliyoruz. Türlü çeşitli yolsuzluk, usulsüzlük, kanunsuzluklar ortaya döküldükçe ben kendi alanımda, tıpta sağlıktaki, sahtekârlıkları ve onların neden denetlenmediğini düşünürüm.

TV kanallarının birçoğunda hekim, eczacı, farmakolog, kimyager ve hatta profesör unvanı taşıyan konuşmacı ve programcılar halka şifa dağıtımı yapıyor, kendi ürettikleri ilaçları, kapsülleri pazarlıyorlar. Her hastalık için ilaç var. Kanseri, damar tıkanıklığını yok ediveriyor. Bazıları her derde deva. Verilen danışma hatlarına telefon edip sipariş vereceksiniz. Size kargo yolu ile hemen ulaştıracaklar. Küçük ve büyük şişe ve kutuların fiyatları var. İnternet yolu ile de sipariş verebilirsiniz. Herbal medicine, bitkisel ilaçlar iyice revaçta. Bu programlar büyük bir özgürlük içinde yapılıyor. Hangi ilacı nerede ürettiler, ruhsatı nereden aldılar? TVlerden tanı koymadan böyle uluorta ilaç dağıtımını nasıl yapabiliyorlar? Yok mudur bu ülkede denetim mekanizmaları? Başbakanın adının da karıştığı altın çilek macerasını bir düşünün lütfen. Sağlık Bakanlığı, Tabip Odaları, RTÜK bunları hiç mi görmez? Savcılara suç duyurusunda neden bulunulmaz.

Çeşitli sahte, bilimselliği, etkinliği, zararsızlığı ispatlanmamış, ruhsat almamış ilaç ve tedavi yöntemleri var. Saymakla bitmez. Bunları kovuşturacak bir makam yok mudur? En az bu futbol dünyası kadar büyük skandalların bu sağlık ve tıp dünyasında geçerli olduğuna inanıyorum. Bu alan büyük bir soruşturmayı hak ediyor. Güvenilir bilim insanlarımızın bu yolsuzluk alanlarına çok ilgi duymadıklarını görüyorum.

Tıpkı futbol dünyası gibi tıp, sağlık, ilaç dünyası da büyük bir pazar. İçinde milyonların, milyarların döndüğü bu pazarda ve böyle ilkel bir kapitalizmde yolsuzlukların, hilekârlıkların, sahtekârlıkların olmaması imkânsızdır. İlgilileri uyarıyorum, çok ciddi bir halk sağlığı sorunudur bu.