İktidara aldanmayın

Avukatlara yönelik haksız tutuklamalara ve tüm hukuksuzluklara karşı sürdürülen Adalet Nöbeti, 66. kez tutuldu.

cumhuriyet.com.tr

Haksız tutuklamalara karşı başlatılan Adalet Nöbeti, dün 66. kez Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde tutuldu. Nöbete, KHK ile görevinden ihraç edilen anayasa hukukçusu İbrahim Kaboğlu da katıldı. Nöbette konuşmaların başında avukat Kemal Aytaç, Adalet Nöbeti’nin 6 Nisan 2017’deki ilk buluşmasında polisin saldırısı sonucu yaralanan ve gözaltına alınan 9 avukata açılan davanın ilk duruşmasının 12 Temmuz’da görüleceğini anımsattı. Aytaç’ın hatırlatmasının ardından Özgürlükçü Hukukçular Platformu’ndan avukat İlknur Alcan konuşma yaptı. Alcan, 8.5 aydır tutuklu bulunan avukatlar Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar’ın yargılandıkları davanın ilk duruşmasının 16-17 Temmuz’da İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüleceğini belirtti. Gümüştaş ve Uçar’ın haklarında bir soruşturma yürütüldüğünü öğrendikten sonra savcılığa başvurarak ifade vermek istediklerini ancak hiçbir işlem yapılmadığını kaydeden Alcan, meslektaşlarının 16 Nisan 2017’deki referandumdan 6 ay sonra “referandumda sansasyonel eylem yapacakları” iddiasıyla gözaltına alındıklarını söyledi.

Soma davası çağrısı

Avukat Alcan’dan sonra DİSK Hukuk Dairesi Müdürü avukat Necdet Okcan bir konuşma yaptı. Okcan, emekçilerin adalet arayışına ilişkin sayısal verileri dile getirdi. Okcan, AKP iktidarında iş cinayetlerinde yaklaşık 21 bin işçinin yaşamını yitirdiğini kaydetti. İş cinayetlerinden örnekler veren Okcan, 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma iş cinayeti davasının avukatlarının tutuklu olduğunu, mahkemenin 9 Temmuz’da kararını açıklayacağını anımsatarak, davaya katılım çağrısı yaptı. Okcan’ın ardından Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu konuştu. Kaboğlu, ilk olarak “66. Adalet Nöbeti’nde birlikte olmak ilk adalet nöbetinin adımının atılmasının ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. Keşke isabetsiz olsaydı ve 66. Adalet Nöbeti’nde birlikte olmasaydık” dedi. Kaboğlu, adaletsizlikle ilgili ise “Yargı mercileri suçsuz kişilerle meşgul. Suçlu olanların suçu tescil edilmiyor çünkü avukatlar, öğretim üyeleri, gazeteciler konuşmalarından, düşüncelerinden, açıklamalarından, bir yerlerde bulunuyor olmaktan dolayı ya yargılanıyorlar ya da mahpus durumdalar” dedi. Kaboğlu, OHAL’in 18 Temmuz’da kaldırılması ile ilgili de şunları söyledi: “OHAL’in kendiliğinden kalkacak olması bizi aldatmamalıdır, tuzağa düşürmemelidir. Çünkü 682 sayılı KHK ile Türkiye Cumhuriyeti devleti tasfiye edilirken OHAL’in tortuları muhafaza edilmiştir. Öyle bir yönetimle karşı karşıyayız ki devleti tasfiye konusunda tereddüt göstermemekte ama OHAL fırsatçılığının bütün kalıntılarını sürdürme kararlılığını göstemekte. OHAL’de çıkarılan yaklaşık 30 KHK yasalaştırıldı. O yasaların ayıklanması ve temizlenmesi konusunda mücadele etmek gerekir.”