İkinci Obama dönemine doğru

Ülkemizde ve bölgemizdeki şiddet olayları öyle korkunç bir hal aldı ki dünyada yaşanan çok az haber gündemde kalabiliyor. Oysa bundan dört yıl önce dünyanın en büyük haberlerinden biri siyah bir adamın ABD başkanlığına doğru hızla ilerlemesiydi. Şu sıralar aynı adam ikinci kez başkanlık koltuğuna oturabilmek için mücadele veriyor.

ABD başkanlık seçimleri Arap isyanlarının bölge ülkelerine karmaşa ve istikrarsızlık getirdiği bir döneme denk geldi. Ancak bölgenin geleceği biraz da önümüzdeki dönem ABD’nin başına kimin geçeceğine bağlı. Arap isyanları konusunda bölgedeki müteffiklerini öne iten Demokrat Barack Obama mı yoksa İran ve Suriye’ye karşı daha saldırgan bir politika izlenmesi gerektiğini savunan İsrail dostu Cumhuriyetçi başkan adayı Mitt Romney mi?

Seçimlere yaklaşık bir ay var. Biz buradan Obama’nın bir kez daha başkan olacağı tahminini yürütürsek yanlış olmaz. Sakın yanılmayın. Bu Amerikan halkının dış politika meselelerine çok önem verdiği ve bölgede yeni bir cephe açılmasını istediği için değil elbette. Aksine Amerikan halkının en son ilgilendiği konu dış politika şu anda.

ABD seçimlerini ağırlıklı olarak ekonomi belirler. Ekonomik krizden çıkmaya çalışan dünyanın en gelişmiş ekonomisi için bugün bu daha da geçerli.

İşsizlik oranlarındaki son dönemki düşüşler Obama’ya desteği arttırmıştı. 250 milyon dolarlık bir servete sahip olduğu tahmin edilen Romney’nin bundan kısa bir süre önce Amerikan halkının yüzde 47’si için endişelenmediğini söylemesi de Obama’nın oylarında gözle görülür bir artışa neden oldu.

Romney bir bağış toplama gecesinde yaptığı konuşmada yoksul kesimlerin yiyecek, barınak ve  sağlık hizmetlerine hakları olduğunu düşündüğünü söylemiş ardından da “Onlar mutlaka Obama’ya oy verecek onlar için endişelenmeme gerek yok” demişti. Obama’nın ekibi ise Romney’i orta ve alt sınıf Amerikalıların halinden anlamayan zengin bir züppe olarak göstermek için kampanyalarına ağırlık verdi.

Obama ve Romney’nin yakında televizyonlarda canlı yayınlanacak tartışmalara katılması bekleniyor. Romney Obama’yı ekonomik konuların yanısıra Ortadoğu konusunda pasif olmakla suçlayabilir. Ancak unutulmamalı ki Obama ABD’nin baş düşmanı Usame Bin Ladin’i öldürtten başkan olarak tarihe geçti. Dış politikada bu Cumhuriyetçilerin bile eleştirmeye cesaret edemeyeceği bir konu.

Bu nedenle Obama kendini büyük bir fiyasko içinde bulmazsa ABD seçimlerini belirleyecek tek faktör ekonomi olacak. Amerikan halkının yarısını önemsemediğini söyleyen bir adayın bu noktada şansı yok denecek kadar az.

Obama birinci döneminde dünya politikasında beklentileri karşılayamayan bir ABD başkanı olarak hatırlanacak. İkinci döneminin farklı olacağını gösteren bir işaret de ufukta görünmüyor.