İkinci ‘Müsadere Kanunu’na hazırlık

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’nin İş Bankası hisselerini gündeme getirmesi, 1951’de CHP’nin malvarlığına el konmasını anımsatıyor. O dönem 6195 sayılı kanun TBMM’den geçmiş, İnönü de bunu “Müsadere Kanunu” olarak tanımlamıştı. 67 yıl sonra AKP, CHP’nin hisselerine el koymak için girişimde bulunursa “II. Müsadere Kanunu” gündeme gelecek.

Miyase İlknur

Atatürk’ün vasiyeti gereği İş Bankası’ndaki yüzde 28.90 hissesinin sevk ve idaresinin CHP’ye bırakması bir kez daha tartışma konusu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan dönüşünde gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında konuyu yeniden gündeme taşıması “yeni bir Müsadere Kanunu” mu geliyor sorusunu akla getirdi.

CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerinin tartışılması olayının mazisi oldukça eski. DP iktidarı döneminde de bu konu gündeme gelmiş, ancak Halkevleri ve CHP’nin mallarına el konmasına yönelik yasa tasarısı kanunlaşırken İş Bankası hisselerine kamuoyunda büyük gürültü çıkacağı endişesiyle dokunulmamıştı. Atatürk’e ait İş Bankası’ndaki hisselerden CHP, herhangi bir gelir elde etmediği sadece, bu hisselerden elde edilen rüçhan haklarının vasiyete uygun kullanılıp kullanılmadığı konusunda denetmen görevi olduğu bilinmesine karşın AKP iktidarı bu konuyu sürekli gündemde tutuyor.

AKP bu konuda adım atar mı bilinmez ama Erdoğan’ın bir konuyu kamuoyunda tartıştırdıktan sonra hamle yaptığı da bilinen bir gerçek. Adnan Menderes de, Halkevleri ile CHP’nin malllarına el konulmasından önce konuyu, önce basında ardından miting ve parti toplantılarında tartıştırdıktan sonra el koyma kanununu Meclis’teki çoğunluğuna güvenerek getirip TBMM’ye dayatmıştı.

İlk darbe Halkevlerine

Tek parti döneminde CHP’nin yan kuruluşu olan Halkevleri, 1932 yılında kurulmuştu. Muhalefette iken Halkevlerinin kültür ocağı olarak varlığını sürdürmesini isteyen DP, 1950’de iktidara geldiğinde birden tavır değiştirdi. O yıllarda toplam 487 tane olan Halkevleri ile 4327 tane olan Halk Odalarının kapatılmasına ve malvarlığına el konmasına ilişkin ilk işaret fişeğini DP’nin yayın organı Zafer gazetesi attı.

Zafer gazetesinde “Hesap günü gelmiştir. CHP’nin gaspettikleri istirdat edilecek. Millettin kesesinden yapılan gaspların üzerine oturtulan Halk Partisi binasının hesaplarının ve o zaman ki iktidarlarca Halkevlerine verilen 50 milyon liranın hesabı sorulacak” şeklinde çıkan yazı, gelecek kasırganın habercisiydi. Akabinde konu DP Meclis grubuna getirildi. Halkevlerinin kapatılması ve mallarının hazineye devri için Refik Şevket İnce ve yedi arkadaşının hazırladığı yasa tasarısı, CHP’nin tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Ulus gazetesi, tasarıyı “Muhalefetin Tasfiyesine doğru” başlığıyla duyurdu.

Yasa tasarısı DP grubunda 24 Temmuz 1951 tarihinde ele alındı. Gruptan geçtikten sonra konu Meclis’e getirildi, “Halkevleri ve CHP’nin haksız iktisap ettiği malların devlete iadesi hakkındaki kanun tasarısı”nı oy birliği ile kabul etti. Tasarı on beş maddeden oluşuyordu.

CHP’den büyük tepki

Yasa tasarısı; “Genel katma ve özel bütçeli daireler, belediyeler, köyler ve iktisadi devlet teşekkülleri ve kurumlarıyla, sermayesinin yarıdan fazlası devlet veya kamu hükmü şahısları tarafından temin edilen müesseselerle umumun menfaatine hizmet eden derneklerin hiç bir siyasi suretle siyasi partiler bedelsiz taşınır ya da taşınmaz mal terk ve bağış yapamayacakları, satamayacakları ve eskiden devredilmiş olanların sahiplerine geri verilmesi, Halkevi olarak kullanılan binaların devlet adına tescil edilmesi, bu yasa ile geri alınmasına karar verilen malların, üç ay içinde geri verilmesi” gibi zorunluluklar getiriyordu. Oysa CHP’liler Halkevlerinin bir kültür kurumu olarak korunmasını kabul ediyorlardı.

CHP’liler bu tasarıyı kınamak için İstanbul’da protesto gösterilerinde bulundular. Muhalefetin tepkilerine karşı, yasa TBMM’de 8 Ağustos 1951’de yapılan oylama sonucunda 3 ret oyuna karşı 362 oyla kabul edildi. Yasa Cumhurbaşkanı tarafından kabul edildikten sonra aynı gün yürürlüğe konularak tel-graflarla valiliklere duyuruldu. Bu yasaya uygun olarak, CHP’nin mallarının bir bölümüyle Halkevlerinin bütün mallarına el konuldu ve mallar hazineye devredildi. Bu yasayla aydınlanma döneminin en önemli kültür kurumlarından biri olan Halkevleri’nin varlığına son verildi. DP gubu adına Akif Sarıoğlu ve 91 arkadaşı bir yasa teklifi hazırlayarak TBMM’ye sundular. Bu yasa tasarısı oylanarak 5’e karşı 341 oyla kabul edildi. Oylama sırasında; Tezer Taşkıran, Remzi Oğuz Arık, Osman Bölükbaşı, Cezmi Türk ve Hıdır Aslan ret oyu kullanırken; 120 milletvekili oylamada bulunmadı. Bu yasa iktidar ile CHP ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası oluşturmuş, iktidar yasayı “haksız iktisapların millete iadesini” öngören yasa olarak nitelendirirken, muhalfet paritisi CHP de bu yasayı, “müsadere kanunu” olarak adlandırmıştı.

Bu yasaya göre, CHP’nin sahip olduğu, bütün taşınır ve taşınmaz mallar, diğer değerler, haklar ve alacaklar hazineye devredilecek, ancak parti binası olarak kullanılan yerlerdeki menkul eşyadan parti faaliyeti için zorunlu oldukları Maliye Bakanlığı’nca kabul edilecek olanlar, CHP’ye bırakılacaktı. Bu yasa yürürlüğe girdikten sonra CHP Genel Merkez Binası ve Ulus gazetesi mühürlendiği için, CHP Genel Merkezi Ziya Gökalp Caddesi’ne taşındı. Ulus Gazetesi de Yeni Ulus adı ile yayımlanmaya devam etti. 12 Eylül döneminde de CHP hisselerine el konulmak istenmiş ancak karar yargıdan dönmüştü.

Ahmet İsvan'ın tanıklığında: Kırık ağızlı toprak testi

CHP’nin mallarının alınması önemli ve dramatik bir olaydı. Yalova’da CHP yandaşlarıyla birlikte tanık oldum ve çok etkilendim. Mal müdürleriyle anlaşma yapılmıştı; müdür gelip partinin mallarını devlet adına teslim alacak ve zabıt tutacaktı. CHP Yalova İlçe binası mütevazı, tek gözlü bir mekândı. Mevcut bütün eşya, bir toplantı masası, sandalyeler, bir dosya dolabı, bir daktilo masasından ibaretti. Partinin yararlandığı daktilo makinesi partinin değil, partiye hizmet veren arzuhalci Halim Efendi’nin malıydı. Halim Efendi, parti binasını kullanır, arzuhalcilik yapan, partiden çok cüzi bir ücret alır ve makinesiyle partinin yazılarını yazardı.


‘Bu kırık testi de CHP’nin’O günün bende bıraktığı en derin iz, karşı kaldırımda ellerinde eşyalarla bekleyen partililerin oluşturduğu olağanüstü büyük sessiz ve hareketsiz kalabalıktı. Çok sayıda CHP’li, ellerinde partiye bağışlayacakları eşyalarla bekliyorlardı. Sandalyeler, masalar, dolaplar, sehpalar, halılar, Atatürk ve İnönü fotoğrafları ile oyalı örtüler, perdeler partililerin elinde karşı kaldırımda büyük bir göç hazırlığını çağrıştıran bir görüntü oluşturuyordu. Herkes malmüdürünü bekliyordu. Malmüdürü, zabıt katibi, hizmetliler ve kamyon, parti binasının önünde durdu. Devleti temsil eden malmüdürü ve CHP’yi temsil eden ilçe yöneticileri birlikte içeri girdiler. Az sayıda olan CHP’nin eşyaları zapta geçirilerek kısa zamanda kamyona taşındı. İş zaptın taraflarca imzalanmasına gelince, CHP İlçe Başkanı Rahmi Üstel, partililerden hatırlayabildiğim kadarıyla Çiftçi Hasan, İsmail Atilla, Çömlekçi Mehmet, Sert Hasan, Benzinci Nicati zaptı imzalamaktan imtina ettiler; “Bu testiyi de alacaksın” diyerek Halim Efendi’nin kullandığı ağzı kırık testiyi gösterdiler. Malmüdürü bu kırık testiye devletçe el konmasının kendilerini küçük düşüreceğini anlamış, o ağzı kırık testiyi almamakta ısrar ediyordu.

Bizimkiler, “Bu testi CHP’nin malıdır. Bütün mallarımızı almakla görevlisin, bu testiyi de alacaksın” diye bağırdılar. Yasadaki ifadeye göre, CHP’liler haklıydı. Zavallı malmüdürü öyle bir eziklik içindeydi ki, bir süre direnmeye çalıştıktan sonra teslim oldu ve zapta ilave edildi: “1 adet ağzı kırık, tek kulplu toprak testi.” Ağzı kırık testi de diğer malların yanına kamyona yüklendi ve mallar gitti. Kamyonun hareket etmesiyle karşı kaldırımda sessiz bekleyen partililer, ellerindeki eşyalar ve yüreklerinde kararlı bir hırs, içeriye doluştular. Eskisinden çok daha fazla ve çok daha değerli eşya getirilmişti.

  

<haber-dikey:1085816,086579>