''İki Cumhuriyet de dimdik ayakta''

191 gündür Silivri Cezaevi'nde tutulan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu'nun oğlu Muratcan Sabuncu, Cumhuriyet gazetesinin 93. yıl dönümü için TAZ Gazetesi'nde bir yazı kaleme aldı.

cumhuriyet.com.tr

Cumhuriyet gazetesinin ilk sayısı bundan 93 yıl önce, 7 Mayıs 1924’te yayımlandı. Cumhuriyet’in ilanından bir yıl sonra kurulan gazeteye adını veren Mustafa Kemal Atatürk’tü.

Bugün Cumhuriyet gazetesi ve Türkiye Cumhuriyeti, aynı hukuksuzluğu yaşamaya mahkum ediliyorlar. Bir taraftan asılsız ve akıl dışı iddialarla özgürlükleri ellerinden alınan Cumhuriyet gazetesi çalışanları, öbür yandan Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nın kararıyla gasp edilmiş bir referandum sonucuna boyun eğmek zorunda bırakılan bir Türkiye.

31 Ekim 2016 tarihinde “FETÖ/PDY ile PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işledikleri“ iddiasıyla göz altına alınan Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerinden 9’u, 5 Kasım günü tutuklandı. Tutuklanan isimler arasında gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan babam, Murat Sabuncu da vardı. Tutuklamalar bunlarla sınırlı kalmadı. Gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, muhabiri Ahmet Şık ve hatta gazetenin muhasebe çalışanı Emre İper de ilerleyen süreçte tutuklandı.

Cumhuriyet okurları olarak 16 Nisan referandumu öncesinde sadece Cumhuriyet’in tutuklu gazetecilerinin haberlerinden değil, tüm tutuklu gazetecilerin fikirlerinden mahrum bırakıldık. Bu süreçte güvenilir ve bağımsız gazeteciliğin mümkün kılacağı özgür düşünme ve tartışma ortamı referandumda vereceğimiz oylara daha büyük bir anlam kazandırabilecekken, gerçeklere ulaşmamız ve sağlıklı bir tercihte bulunmamızın önü kesildi.

İfade özgürlüğünün “evet“in tekelinde olduğu bir süreçte “hayır“ı anlamak için gazeteleri ve televizyon kanallarını tavaf ettik. Sancılı bir referandum sürecinin ardından da YSK sadece tartışmalı değil, aynı zamanda da hukuku ayaklar altına alan bir kararla Türkiye’yi adaletsizliğe teslim etti.

Bize haksızlık etmeyin!

16 Nisan sonrası da aynı 31 Ekim 2016’da babamın tutuklanmasından sonra olduğu gibi pek çok “geçmiş olsun“ mesajı aldım. Hele Avrupalı arkadaşlarım Türkiye’nin demokrasi defterini kapattığını haber verip “başınız sağ olsun“ dercesine sanki bir ölünün arkasından el salladılar. Hem Cumhuriyet gazetesiyle hem de Cumhuriyet'in geleceğiyle ilgili olumsuz senaryolar yazanlar, bizlere haksızlık etmeyin! Tutuklu olan babam ve arkadaşlarının hatrına, bu ülkenin demokratik, temel hak ve özgürlüklere saygılı, her insanın onurlu bir şekilde yaşayabileceği ve kendini gerçekleştirebileceği bir ülke olması için verilen mücadeleyi görmezden gelmeyin.Bizler Türkiye’nin „tek adam mantalitesine“ teslim olmaması için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Ülkemizin her vatandaşının aklının, irfanının ve vicdanının hürriyeti için adını bilmediğiniz milyonlarca insan, hiçbir çıkarları olmaksızın çalışıyorlar. Ülkelerinin geleceği konusunda tüm bu yaşanan hukuksuzluklardan sonra uyanan gençler, ülkelerinin aydınlık yarınları için kendilerine düşen sorumluluğun bilinciyle, yarının Türkiye’sini hep beraber inşa etmek için hazır bekliyorlar. Bugün Cumhuriyet gazetesinin 93. yaşını kutlarken elbette Cumhuriyet okurlarının ve Türkiye halklarının kalbi; tutuklu gazetecilerin ise kalemleri kırılmış durumda. Biz yine de kalbimizi ve kalemleri kıran ellere destek verenlerin ellerini tutmaya hazırız. Farklılıklarımızı bir tarafa bırakıp “Cumhuriyet“ paydasında birleşmek için yüzümüzden gülümsemeyi, kalbimizden iyi niyeti eksik etmeyeceğiz.

Başka bir Türkiye’yi mümkün kılmak için içimizde taşıdığımız cesareti korumaya devam edeceğiz. Namerdin mertten daha fazla istifade ettiği bir hayatı yıkmak için bekliyoruz. Biliyoruz ki tüm hayal ettiklerimiz bizim olacak, adalet yerini bulacak. Tutuklu gazeteciler özgürlüklerine kavuştuğunda, bizler iki Cumhuriyet’e de sahip çıkmaya devam edeceğiz. İki Cumhuriyet de o zamana kadar teslim olmayacak, dimdik ayakta duracak.

Muratcan Sabuncu