İçişleri Bakanlığı'ndan Beşiktaş Belediyesi'ne 19 Mayıs soruşturması

İstanbul Valiliği, Beşiktaş Belediyesi'ne, 19 Mayıs ile ilgili, toplumu tahrik edici ve kamu düzenini bozan gazete ilanı ve diğer eylemleri nedeniyle İçişleri Bakanlığı'nca soruşturma açıldığını açıkladı.

cumhuriyet.com.tr

Beşiktaş Belediyesi'nin 19 Mayıs etkinliği İstanbul Valiliği tarafından yasaklanmıştı. CHP'li Beşiktaş Belediyesi, yasak kararına bir ilanla yanıt vermişti. İçişleri Bakanlığı ise o ilan için soruşturma başlatı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı;

 "19 Mayıs törenleri, ülkemizde, istiklal mücadelesinin kahramanı Gazi Mustafa Kemal, silah arkadaşları ve kahraman milletimize yakışır vaziyette, diğer bütün illerimizde olduğu gibi İlimizde de milyonlarca vatandaşımızın katılımıyla, huzur içinde kutlanmıştır. Valilik olarak temel görevimiz, bu kutlamaların kamu düzeni içerisinde, emniyetli ve esenlikli olarak gerçekleştirilmesini sağlamaktır.

Beşiktaş Belediye Başkanlığı, 19 Mayıs Günü, “Gençlik Festivali” adı altında etkinlik koordine etmiş; fakat etkinliğin yapılması İstanbul Valiliğimizce uygun görülmemiştir. Buna rağmen, Beşiktaş Belediye Başkanlığı bu talebinde ısrarcı olmuş, etkinliği izin almadan gerçekleştirmek istemiştir. Aynı durum Beşiktaş Belediye Başkanı ile, “31 Aralık-1 Ocak Yılbaşı Gecesi” de yaşanmış, gelen istihbaratlar doğrultusunda, günün hassasiyetine binaen yapılan tüm uyarılara rağmen, ilgili Belediye, kamu düzeni ve sorumluluğunu gözetmeksizin, kamu otoriteleriyle işbirliğinden kaçınarak, Ortaköy meydanında, yılbaşı gecesi eğlencesi tertip etmiştir. Söz konusu kişi hangi saiklerden kaynaklandığı kamuoyunca çok iyi bilinen bu tür hareketlere ve toplumumuzun ortak değerlerini istismara her fırsatta tevessül etmekten geri durmamıştır.

 Yaşanılan olumsuz olaylardan elde edilen tecrübelerin, ilgili Belediye Başkanlığı’na herhangi bir sonuç üretmediği, 19 Mayıs’taki tutumlarıyla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Belediye Başkanı halkı tahrik edici gazete ilanlarıyla da, konuyu siyasi bir malzeme aracı haline dönüştürmekten kaçınmamıştır. Beşiktaş Belediye Başkanı’nın, kendisini kanun koyucunun ve kamu düzeninden sorumlu otoritelerin yerine koyarak hareket etmesi kabul edilemez bir davranıştır.

 Türkiye’nin tüm il ve ilçelerinde olduğu gibi, İstanbul ilimizin ilçelerinde de etkinlikler gerçekleştirilmiştir. Bugüne kadar, yasal şartlara uygun ve kamu düzenini bozmayacak nitelikteki tüm etkinliklere gerekli izinler verilmiştir. Hatta Beşiktaş Belediye Başkanı’nın bağlı olduğu siyasi parti teşkilatı, 19 Mayıs için, İstanbul Beşiktaş ilçesinde etkinlik gerçekleştirmek için izin talebinde bulunmuş, bu talebe Valiliğimizce olumlu cevap verilmiştir.

 Netice olarak, ilgili Belediye Başkanlığı’na, 19 Mayıs ile ilgili, toplumu tahrik edici ve kamu düzenini bozan gazete ilanı ve diğer eylemleri nedeniyle İçişleri Bakanlığı’nca soruşturma açılmıştır.

 Kamuoyuna saygıyla duyurulur…"

KILIÇDAROĞLU: YASAĞI GETİRMELERİNİN NEDENİ KORKULARINDANDIR

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün akşam Beşiktaş'ta 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik Bayramı dolayısıyla toplananlara hitap etmişti. Kılıçdaroğlu, İstanbul Valiliği'nin Beşiktaş'ta yapılacak olan etkinlikleri iptal etmesini eleştirerek, "Sandılar ki bu toplantıyı yapmayacağız. Yasağı getirmelerinin nedeni korkularındandır. Korkularından uyuyamayacaklar. Korkularından özgürce sokağa çıkamayacaklar. Ama biz korkmuyoruz. Halkla birlikteyiz" demişti.

Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etmişti:

"Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu çocuklarımıza yeteri kadar anlatamadık. Dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk'ün düşüncelerini, amaçlarını yeteri kadar hayata geçiremedik. Şunu kabul etmek gerekir, Mustafa Kemal Atatürk demek Atatürkçülük demek üretim demektir. Üreten bir toplum gelişir. Üreten bir toplumun dünyada saygınlığı olur. Üreteceğiz ki güçlü olalım. Üretmenin yolu bilgiden, iyi bir eğitimden geçer. Bunu sağladığımız zaman katma değeri yüksek ürünleri üretmiş oluruz ve dünyada saygınlığımız artar. Eğer bir ülkenin üniversiteleri konuşamıyorsa, bilgi üretmiyorsa o ülkenin geleceği karanlıktır. O nedenle biz üniversitelerde bilimsel özerkliğin, düşünsel özerkliğin sonuna kadar korunmasını istiyoruz. Bu yol Mustafa Kemal'in yoludur. Cumhuriyetin kuruluşunda kadınlarda okuma yazma oranı binde sekizdi.  Erkeklerde ise yüzde sekizdi. Bu koşullarda Cumhuriyet kuruldu. Bazen söyleniyor, 'neden hemen çok partili hayata geçmedik' diye. Onlar Cumhuriyetin hangi koşullarda kurulduğunu bilmiyorlardı. Seçim sandıklarında bile okuma yazmayı bilen yoktu. Gazi Mustafa Kemal Cumhuriyeti kurduktan sonra ilk yaptığı işlerden birisi millet mekteplerini kurmak olmuştur"