Hükümet'ten rest, MÜSİAD'dan ABD'li senatörlere mektup: Ticari ilişkiler sekteye uğramasın

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ABD tarafından ABD'li senatörlere gönderilen mektupta, son dönemde yaşanan gerginlik karşısında iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin önemine vurgu yapıldı.

cumhuriyet.com.tr

MÜSİAD ABD'den yapılan yazılı açıklamada, Dış İlişkiler ve Ticaret Komisyonları üyeleri başta olmak üzere ABD'de Türk kökenli vatandaşların yoğun olarak yaşadığı 9 eyaletin senatörlerine bir mektup gönderildiği duyuruldu.

 Açıklamada, "NATO müttefiki olan ABD ve Türkiye'nin, hukuk devleti prensipleri gereği attıkları adımlara karşılıklı olarak saygı duymaları müttefik olmanın gerekliliklerindendir. İki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin hayati önem taşıdığı bugünlerde, taraflara karşılıklı ticari ilişkilerin önemini bir kez daha hatırlatır ve siyasi ilişkilerdeki gerilimlerin ticari iş birliklerini sekteye uğratmaması gerektiğini talep ederiz" ifadelerine yer verildi.

 ABD ve Türkiye arasındaki ticari hacmin 2017 yılı verilerine göre 18.7 milyar dolar olduğuna vurgu yapılan açıklamada, 2018'de bu rakamın 20 milyar doların üzerine çıkmasının beklendiği belirtildi.

 Söz konusu mektubun, ABD Kongresi'nin önemli isimlerinden Bob Corker, Marco Rubio, Tim Kaine ve Rand Paul dahil 30'u aşkın senatöre gönderildiği bilgisi paylaşıldı.

<haber-yatay:1043529,1043517>

TAİK: İKİ BAŞKAN SORUNLARI ÇÖZECEKTİR

 Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Rahip Brunson krizi nedeniyle ABD'nin yaptırım kararı almasının ardından yaptığı açıklamada "Kadim dostlar arasında yaptırım olmaz. İki başkan sorunları çözecektir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin yaptırım kararını hukuki bir sürece çok ağır bir siyasi müdahale olarak değerlendiren Yalçındağ'ın açıklamaları özetle şu şekilde:

 "Türk-Amerikan ilişkilerinde bir zamandır süren gerginlik, Amerikan Hazine Bakanlığının, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu yaptırım listesine almasıyla yeni boyut kazanmıştır. Bu girişimi Türkiye-ABD ilişkileri bakımından da, hukuki bir sürece çok ağır bir siyasi müdahale olması bakımından da, NATO müttefikliği ve silah arkadaşlığı bakımımdan da kabul edilemez buluyoruz. Bu girişimin geri alınması ve ilişkilerin bir an önce dostluk ve müttefiklik çerçevesine yeniden oturtulması için herkesi elinden gelen gayreti göstermeye davet ediyoruz.

 Türk-Amerikan ilişkilerinde her zaman problemler oldu, zaman zaman bu problemler krize dönüştü ama şunu da unutmayalım: İki ülke arasında karşılıklı stratejik ve ekonomik çıkarlar o kadar büyük, güçlü ve derin ki, en krizli durumlardan sonra bile, ikili ilişkiler düzlüğe çıktı.

 Ben bugün içinde bulunduğumuz, medyada ve sosyal medyada karşılıklı açıklamalarla tırmanan krizin de aşılabileceğini düşünüyorum. Mesele, bu durumun uzamaması, ilişkilerimize, çıkarlarımıza kalıcı hasar vermeden çözümlenmesi. Unutmayalım, 21. yüzyılın başında ittifakların dağılıp yeniden kurulduğu bir dönemden geçiyoruz. Kalıcı dostluklar çok önemli, herkesin birbirine ihtiyacı var.

 İki ülke arasındaki krizi hızla çözemezsek, ilişkileri donma noktasına gelecek gibi gözüküyor. Ama gerçekçi olalım, bu mümkün değil. Başta Suriye ve NATO olmak üzere, pek çok konuda, birlikte çalışıyoruz. İkili ekonomik ilişkilerimiz hala sağlıklı.”

NE OLMUŞTU?

 Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, Türkiye'de yargılanmasına devam edilen ABD'li Papaz Andrew Brunson'ın serbest bırakılmamasını gerekçe göstererek Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya ABD'nin yaptırım getireceğini açıklamıştı. ABD Hazine Bakanlığı da yazılı açıklamasında, Gül ve Soylu'nun, 'Brunson'ın tutuklu olmasında rol oynayan kurumları yönettikleri için' yaptırım listesine alındığını kaydedilmişti. Bu gelişmelerin ardından ise Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, ABD Hazine Bakanlığının Türkiye ilgili olarak açıkladığı yaptırım kararının şiddetle protesto edildiği bildirilmişti.

<haber-yatay:1043488,1043360>