"Hükümet 'dediğim dedik'"
DSP Genel Başkanı Masum Türker, 12 Eylül'deki referandumla ilgili, ''5 generalin anayasasına 'hayır' diyen Demokratik Sol Parti, bir tek kişinin, Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasasına da 'hayır' diyor'' dedi.
cumhuriyet.com.trDSP Genel Başkanı Masum Türker, referandum süreciyle ilgili partisinin görüşünü anlatmak için geldiği Bursa'da düzenlediği basın toplantısında, DSP'nin Türkiye'nin demokratik yaşamının olgunlaşması için büyük gayretler sarf ettiğini belirterek, Anayasa değişikliği paketiyle ilgili öneriler hazırladıklarını, ancak bunun AKP tarafından dikkate alınmadığını söyledi.
İktidarın ''dediğim dedik'' bir tutum içinde olduğunu ileri süren Türker, ''Hiç kimseyle paylaşmadan bir Anayasa değişikliği gerçekleştirdi. Bu değişiklik aslında kendi çoğunluğunu bile sağlayamadı. Kendi partilileri bile buna tam oy vermedi. Çünkü kendi partileri içinde bile, demokratik olmayan bir anlayışla hazırlanmıştır'' diye konuştu.
Türker, DSP'nin, 5 generalin yapılandırdığı 1982 Anayasasına ''hayır'' diyen bir parti olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
''Kurucumuz, liderimiz Bülent Ecevit, o tarihte 5 generalin demokrasiyi katlettiği gerekçesiyle karşı koymuş, hatta 12 Eylül'den sonraki faaliyetlerden dolayı tutuklanmış, hakkında çok mahkeme açılmış tek parti lideriydi. 5 generalin anayasasına 'hayır' diyen Demokratik Sol Parti, bir tek kişinin, Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasasına da 'hayır' diyor. Çünkü bu anayasanın 5 generalin hazırladığı anayasadan hiç farkı yok. Bu anayasada muhalefetle hiç uzlaşma yok. Hiçbir partinin değişiklik önergesi tartışılmadı, ciddiye alınmadı. Muhalefetin sesini kısmak için kendi mensuplarıyla içi boş öneriler verildi. O öneriler daha sonra geri çekildi. Muhalefete konuşma hakkı tanınmadı, çok sınırlandırıldı.''
''Süt bardağı içindeki akrep zehiri"
Türker, ''Bir süt bardağı, bakıldığı zaman insanı 'gel beni iç' der gibi tahrik eder. Bembeyaz ama o süt bardağının içine iki akrebin zehrini akıtırsanız o beyazlığa rağmen zehirlenir ve ölürsünüz. Bu anayasa değişikliği de aynı şekilde, 2 maddeyle zehirlenmiştir. Birisi Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu değişikliğiyle ilgilidir. İkinci maddeyse Anayasa Mahkemesi yapısını değiştirmektedir. Biz bu iki maddeyi anayasayı zehirleyen maddeler olarak nitelendiriyoruz'' diye konuştu.
Türker, AKP'nin referanduma gidilen bu dönemde otoritesini kaybettiğini, bu nedenle terör olaylarında artış yaşandığını iddia ederek, şunları söyledi:
''Terör her geçen gün şiddetlenmektedir. Bir diğer sorun, 'Ergenekon serisi' diye başlayan bazı soruşturmalar, bazı tutuklamalar ve hukukun ihlali, hukuk üstünlüğünün göz ardı edilmesi gibi nedenlerle Türkiye'de ciddi bir endişe ortamı doğmasıdır. En tipik örneği, dün tam Kara Kuvvetleri Komutanı olarak atanacağı konuşulan 1. Ordu Komutanı ile ilgili bir soruşturmanın gündeme konmasıdır, kendisinin ifade vermeye çağrılmasıdır. Bu gösteriyor ki, en güçlü insanları bile yargı belli bir ölçüde, ölçüsüz bir şekilde tutuklamakta ya da şaibeli hale getirmektedir. Bu konuyu tasvip etmiyoruz. Yargı adeta siyasallaştırılmıştır.''
Bir gün kendisiyle ilgili de bir soruşturma yapılabileceğini ifade eden Türker, ''Çünkü sıra Deniz Baykal'a geldi. Bugün yapılan açıklamalardan, Deniz Baykal hakkında da Ergenekon bağlamında siyasi olarak, bazı girişimlerde, konuşmalarda, bilgi edinmede bulunduğu için hakkında dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke yazılması söz konusu. Öyle bir ülkeyiz ki, muhalif politikacıları da susturma yöntemleri peşinden koşulmaya başlandı'' dedi.