Hoşgeldin John Ruskin! (23.05.2020)
Yayıncılığımızdaki son yıllarda sevindirici olaylardan biri de John Ruskin yapıtlarının Türkçeye kazandırılması. Ruskin’in Türkçe’deki ilk kitabı farklı yayınevlerince bastırılan Susam ve Zambaklar’dı. Arkasından Corpus Yayınları’nın derlediği iki ciltlik Belleğin Lambası ve Sanat Üzerine Dersler yayımlandı. Kafka Kitap’tan Sanat ve Hayat üzerine derlemesinin ardından bir diğer Ruskin yapıtı da Vakıfbank Kültür Yayınları’ndan geldi; On Dokuzuncu Yüzyıl Fırtına Bulutları.
Ali ŞimşekRuskin’in Türkçe’deki ilk
kitabı farklı yayınevleri tarafından bastırılan Susam ve Zambaklar’dı.
Arkasından Corpus Yayınları’nın derlediği iki ciltlik Belleğin Lambası ve Sanat
Üzerine Dersler yayımlandı. Bu iki cilt Ruskin’in özellikle sanat üzerine yazılarından
yapılmış en geniş derleme oldu. Dina Birch’in uzun bir Ruskin Üzerine yazısı
düşünürün genel bir portresini vermeye çalışıyordu.
Kafka Kitap’tan Sanat ve Hayat
üzerine derlemesinin arkasından bu yıl Vakıfbank Kültür Yayınları Ruskin’in On
Dokuzuncu Yüzyıl Fırtına Bulutları kitapçığını yayınlayıverdi. Ruskin’in
1884-1885’te Oxford Üniversitesi’nde verdiği derslerin notlarından oluşan bu
metin, dönemin “musibet rüzgârını” bir sanat tarihçisinin gözüyle ve 19. yüzyıl
gözlemciliğiyle ortaya koymaya çalışıyordu.
Bu deneme sanayi devriminin
sonuçlarını çevresel yönden ele alan ilk metinlerden biri sayılıyor ve
Ruskin’in ekolojisine dair fikir veriyordu.
Ruskin’in yıllardır dilimizde
basılamamış olması elbette gecikmiş bir durum. Oscar Wilde’dan Proust’a, ki
Fransızcaya ilk kendi çeviriyor; edebiyatı, sanat tarihini ve eleştirisini,
pedegojiyi, ekolojiyi etkilemiş dev bir yazardan söz ediyoruz.
Hatta 19. yüzyıl duyarlılığına
romantik bir tutumla Ruskinyen demek abartı olmaz. 19. yüzyılı John Ruskin'siz düşünmek
neredeyse imkânsızdır.
O tam anlamıyla hemen her şeyi
sterlinin ruhuyla araçsallaştıran ve kapitalizmin, endüstri devriminin
kömürlü-borsalı isini taşıyan Viktoryen dönem içinde kelimenin tam anlamıyla
bir estettir. Bütün hayatı bir sanat yapıtı gibi duyumsamak ister Ruskin.
Merakı her yöne saçılır bütün tutkusuyla.
DÖNEMİN EN GÜÇLÜ SANAT
ELEŞTİRMENİ
Genç bir adamken kuşağının en
güçlü sanat eleştirmeni oldu, polemiklere girdi. Örneğin dönemin öncü ressamı
Whistler ile mahkemelere düşen kavgası sanat tarihine aykırı bir dipnot olarak
düşer. Daha sonra sosyalizmden ekolojiye uzanan bir toplum eleştirmenliği
taçlandırır sanat yazarlığını.
Başdöndürücü bir çeşitlilik
vardır onun yazdıklarında. Ruskin 60 yıl boyunca 250 adet yazı yazdı. Bu
yazılar resimden mimarlığa, ekonomi politikten devlet ve sosyal reformlara,
tiyatrodan edebiyat ve müziğe; mitolojiden meterolojiye ve bilime uzanır. Onu
Fransızcaya çeviren Proust'un ifadesiyle, “Belirli bir düzen olmaksızın bir düşünceden
ötekine...”
Ruskin, 19. yüzyıl
romantizminden Yunan-Roma'nın klasisizmine, hızı ve “fırça izi”ni görünür kılan
ve modernizmin öncüllerinden Turner'e, hamisi olduğu ve sanata Ortaçağ mitini
yeniden üfleyen Pre-Raphaelistlere ve yeniden canlandırılan Gotik geleneğe,
birbirini dışlayan ve içeren birçok anlayışa aynı heyecan ve içericilikle yanaşır.
Aynı zamanda endüstri
toplumunun makinelerine ve sınai tek tip ürünlerine karşı zanaatı ve el emeğini
kutsar. 1843 tarihli “Modern Ressamlar” kitabı 20. yüzyılın erken bir
tartışmasıdır.
MODERNİZM
Daha sonra İzlenimcilik olarak
adlandırılacak akımın öncülerinden biridir Turner. O, desen, hacim ve güzellik
ile kutsanan, sanatı devlet akademilerinde baştacı edilen neo-klasizmi darmadağın
etmiştir. Hız, titreşim, doğaçlama ve gündelik olan sanatı geri dönülmez bir
şekilde değiştirecektir.
Ruskin, Turner'ın ünlü
resimdeki gibi bir araf yaşamaktadır. Küçük bir buharlı römork tarafından
çekilen, İngiltere armadasının en ünlü kalyonunu, artık zamanı geçmiş bir
dönemi “yeni” ile aynı anda anlamaya çalışmaktadır adeta. Ya da o her şeyi
değiştiren “Yağmur, Buhar ve Hız”daki tren gibi doğmakta olan yeni dünyayı da
duymaya çalışacaktır; yani modernizmi.
Ruskin doğayı mitolojilerden,
meleklerden, İsa ve havarilerinden hatta insandan arındıran “manzaranın
icadını” yani manzara resimlerini fazlasıyla önemli görür. Doğayı bakmaktan,
fundalıklardan, ormanlardan, deniz ve nehirlerden, sarp uçurumların seyrinden
yepyeni bir estetik çıkarmaya çalışır.
Duymak ve görmek hatta resim
yapmak öğrenilebilir bir şeydir. Sanat doğayı bambaşka görmemizin, hayatımızı
sanata dönüştürmenin yollarını açar.
18. yüzyılda Burke'dan Kant'a
devreden, Güzel'in oranlı, sakin, ölçülebilir ve rahatlatıcı algısına karşı
şiddeti, ürperticiliği ve dinamik sonsuzluğuyla Yüce'nin estetiğini düşünmek
Ruskin'de olgunlaşarak geniş bir okura ulaşan bir bağlam kazanır.
‘GOTİK BİR DUYARLILIĞI
CANLANDIRDI’
Ruskin adım adım kentleri kömür
kasvetine boğan endüstriyel kapitalizme karşı, doğayı, kırı, el işçiliğini ve
en önemlisi de Ortaçağı özleyen Gotik bir duyarlılığı canlandırdı.
Bugün sinemadan, müziğe, çizgi romana
ve romana altın çağını yaşayan gotik duyarlılığın ilk kaşiflerinden biriydi.
Wiilliams Morris gibi erken İngiliz sosyalistlerinden olsa da gotik ve Ortaçağ
onun için endüstri toplumunun kömür isleri içinde yüzen çıkarcı burjuva
toplumuna karşı öncelikle cemaatin, kırın, el işçiliğinin kutsandığı zanaat ve
hayal gücü diyarıydı.
Venedik’in Taşları kitabındaki
“Gotiğin Doğası” bölümü bir tarafıyla gotiğin yeniden tanımlanma denemesiydi.
Gotik onun açısından “el izi”ni taşıyan vahşilik, değişkenlik, doğalcılık,
grotesklik, katılık ve fazlalıktı.
Gotik özellikle mimaride
klasikte olduğu gibi tektiplilik, köleliğe özgü süsleme, rutin ve tekrarın
ötesinde yapana bir özgürlük alanı sunar. Yunan, Ninova, Mısır ve Roma gibi
üstün (iktidar-mimar) alta (emekçilere, kölelere) yorum bırakmayan direktiflerini
dayatır.
Ruskin Türkçede gotik üzerine
özellikle mimariyi merkez alan sanata kitaplarının dışında çok ama çok farklı
bir bakış açısı sunuyor ve gotiğin güncelliğini gösteriyor bizlere.
Türkçede yavaş yavaş bir Ruskin
külliyatının oluşmaya başlaması sevindirici. Özellikle sanat kitaplarındaki
artış ve ilgili okur düşünüldüğünde.
On Dokuzuncu Yüzyılın Fırtına
Bulutu / John Ruskin / Çeviren: Erdem İlgi Akter / VakıfBank Kültür Yayınları /
116 s.
Sanat ve Hayat Üzerine / John Ruskin / Çeviren:Eser Bakdur / Kafka Kitap / 128 s.