Herkesle rekabet edebilirsiniz... Peki ya kopyanızla?
Bugüne kadar "Öteki" adıyla yayımlanan Dostoyevski'nin ilk gençlik eseri, İkiz adıyla okurla yeni bir buluşma yakalayacak. Sayıklamalarla dolu bir çıldırışın öyküsünü anlatan kitap, içimizdeki farklı ben'leri sorguluyor.
cumhuriyet.com.trDünya edebiyat tarihinin en büyük isimlerinden biri olan Dostoyevski, 20. yüzyıl edebiyatına yön veren yazarlardan. Dostoyevski’nin yıllardır Türkçe’de Öteki adıyla yayımlanmış olan ikinci romanı, ilk kez İkiz adıyla Can Yayınları tarafından yayımlanıyor.
Çevirmen Sabri Gürses’in uyarısıyla, daha özgün ve içeriğe daha yakın bir isimle yayımlanan kitap, farklı adıyla okura yeni bir buluşma yaşatmanın yanı sıra, çevirinin edebiyattaki yerini bir kez daha hatırlatıyor.
Dostoyevski’nin, kardeşi Michael’e yazdığı mektupta “ileride benim başyapıtım olarak söz edecekler” dediği İkiz, uzun iç konuşma ve sayıklamalarla dolu bir çıldırış öyküsü. Kendi halinde bir memur olan Bay Golyadkin, sıradan hayatını yaşamaya devam ederken, birden yapayalnız kalır. Gözden düşüp, tüm tanıdıklarının yüz çevirdiği bir günde yine çalışma masasına oturmuşken, tam karşısında bir benzeriyle karşılaşır: Küçük Bay Golyadkin…
İkizi Golyadkin’le girdiği müthiş rekabette yenik düşen kendisi olacaktır. Tuzak kurmayı, kuyu kazmayı, arkadan iş çevirmeyi bilmiyordur çünkü o…
Nabokov’un “Dostoyevski’nin yazdığı en güzel şey” olarak tanımladığı, yazarının gençlik ürünü bu kısa roman, içimizde yaşayan ve bir türlü yüzleşemediğimiz kişiliğimizin bir başka deyişle ikizimizin öyküsü.
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
11 Kasım 1821’de Moskova’da doğan Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin çocukluğu sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçti. İlk kitabı “İnsancıklar”, 1846 yılında yayımlandı. Bu eserinin ardından yazdıklarıyla beklediği başarıya ulaşamayan Dostoyevski'nin umudu kırıldı ve politikayla ilgilenmeye başladı. 1849 yılında devlet aleyhindeki bir komploya karıştığı iddiası ile tutuklandı. Sekiz ay hapisanede kaldı, kurşuna dizilmek üzereyken diğer sekiz tutuklu arkadaşı ile affedildi. Dört yıl kürek, altı yıl hapse çevrilen cezasını çekmesi için Sibirya'da Omsk cezaevine gönderildi. Burada geçirdiği dört yılın ardından er rütbesi ile hizmete verildi. Subaylığa kadar yükseldi. 1857 yılında Maria Dmitrievna Isayeva ile evlendi. Beş yıl boyunca görev yapan Dostoyevski, 1859 yılında özgür bırakıldı ve Petersburg'a yerleşti.
Petersburg'a döndükten sonra Ezilenler (1861) ve Ölüler Evinden Anılar (1862) adlı eserleri yazdı. Kardeşiyle birlikte iki dergi çıkardı. 1862'de arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar bağımlılığı yüzünden maddi açıdan zor günler yaşadı. Bu dönemde Yeraltından Notlar (1864), Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1866), Budala (1868), Ebedi Koca (1870) ve Ecinniler (1872) gibi eserlerini yazdı. Eşinin ölümünden sonra sekreteriyle evlendi. Yeniden borçlandı ve kumaranelerde gezmeye başladı. Kızının ölümünün ardından büyük bir sarsıntı geçirdi. Delikanlı (1875), Bir Yazarın Günlüğü (1876) ve Karamazov Kardeşler (1879) adlı eserlerinde yazarlık hayatı boyunca konu edindiği temaları yeniden ele aldı. Bir ciğer kanamasıyla yatağa düştü ve 28 Ocak 1881 tarihinde öldü. 31 Ocak 1881 tarihinde yapılan cenaze töreninde yaklaşık otuz bin kişi tabutunun arkasından yürüdü.