Hem spor hem terapi aracı

İzmir Atlıspor İhtisas Kulübü Müdürü Adnan Tokdemir, atletizmle birlikte, tarihte yapılmaya başlanan ilk sporlardan biri kabul edilen biniciliğin, aynı zamanda etkili bir terapi yöntemi olduğunu, bu nedenle en azından atlarla tanışmak için herkesi tesislerine beklediklerini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

İzmir Fuar Alanı'nda, 1930'lu yıllarda, birkaç at severin girişimiyle temelleri atılan ve 1965'te resmen kurulan İzmir Atlıspor İhtisas Kulübü, bugün Buca'daki tesislerinde atları sevdirmek ve binicilik sporunun gelişimine katkı sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Kulüp müdürü Adnan Tokdemir, ata binmenin, özel ders alarak veya kulüp bünyesinde açılan kurslara katılarak öğrenilebileceğini, kursların belirli dönemlerde asgari 5 kişilik gruplar halinde, kulüp tesislerinde verildiğini, 16 saatlik kurs bedelinin 480 lira olduğunu kaydetti.

Tokdemir, ata binmek isteyenleri önce atla tanıştırdıklarını, ata nasıl davranacaklarını, nasıl yaklaşacaklarını öğrettiklerini anlatarak, şöyle devam etti: ''Önce ahıra gidip atla tanışıyorlar, Ata şeker veriyorlar. At onların kokusuna, onlar da ata alışıyor. Atı eyerleyip, başlıklayıp biniş alanına getiriyoruz. Grup fazlaysa diğer grup yedekçilik yapıyor, sonra yer değiştiriyorlar. Bu şekilde hem atlara daha yakın oluyorlar hem de atla irtibatları gelişiyor. Maneje gelip, ata binip dolaştıktan sonra evlerine gitmelerini istemiyoruz. Çünkü bu şekilde bir kişinin atla irtibatı mümkün değil. Kurs başlamadan en az 15 dakika önce gelip atını sevmesi gerekli.''

Kursiyerlerin, kurs sonunda atı durdurmayı, yürütmeyi, idare etmeyi, güvenle atın üzerinde oturmayı öğrendiklerini anlatan Tokdemir, istenirse dört nala at sürme, engel atlama gibi daha üst aşama kurslara da devam edilebildiğini söyledi. Tokdemir, at binme eğitimine 6 yaşında başlandığını, 6 yaş öncesi çocuklara bir kişi nezaretinde en fazla 15 dakikalık oyun binişleri yaptırıldığını kaydetti.
 

'Herkes atla tanışmalı'

Adnan Tokdemir, kulüpte sadece sporcuların değil, otistik, engelli çocukların ata bindiğini de belirterek, şöyle konuştu: ''Bu çocuklarımızın ata binmeleri, özgüvenlerinin gelişimi, enerjilerini boşaltma ve daha barışçıl, daha uyumlu olmaları açısından büyük fayda sağlıyor. Bu nedenle herkesin, yaşı kaç olursa olsun, buraya gelmesini, atları sevmesini, atlarla beraber olmasını arzu ediyoruz. Binmeleri gerekmez, yeter ki gelsinler, atı sevip koklasınlar. Kapılarımız ardına kadar açık ve hiçbir tahdidimiz yok. Binicilik, sadece spor gözüyle baktığınızda çok şey ifade etmiyor. Ata binmek, özgüven kazandırıyor, algılama yeteneğini ve liderlik özelliklerini geliştiriyor.''

Tokdemir, ata binmenin etkili bir terapi aracı olduğunu dile getirerek, şu anekdotu aktardı: ''Atın yürüyüş tarzı insanınkine benzer. Bir ayağı diğerine göre kısa ve protezli bir arkadaşımız burada ata biniyordu. 'Niye ata biniyorsun' diye sorulduğunda 'Ben kendi ayaklarımla koşamıyorum, hiçbir şey yapamıyorum. Ama ata bindiğim zaman at benim ayaklarım oluyor ve istediğimi yapabiliyorum' diye cevap verdi. İnanın bunu duymak harika bir şey.'' Tokdemir, biniciliğe ilginin son dönemde arttığını sözlerine ekledi.