HDP Eş Genel Başkanı Buldan: 6-8 Ekim araştırılsın önergemiz AKP tarafından defalarca reddedildi

HDP Eş Genel Başkanı Buldan'dan Kobani eylemleri soruşturmasına ilişkin, "Defalarca TBMM’de “6-8 Ekim araştırılsın” diye önerge vermemize rağmen AKP oylarıyla reddedilen, araştırma komisyonu kurulmasına izin verilmeyen bir süreci konuşuyoruz. Bugün üzerinden tam 6 yıl geçmişken AKP’nin yeni bir şeymiş gibi ortaya koyduğu bu 6-8 Ekim olaylarının hakikatini Türkiye halklarına anlatmaya devam edeceğiz. Olaylar asla anlatıldığı gibi değil. Partimize, eski eş genel başkanlarımız başta olmak üzere ismi geçen herkese büyük bir yalan ve iftira ile bir saldırı gerçekleşiyor" dedi.

AA

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Kobani olaylarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan HDP'lilerin serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

Buldan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, dün olağanüstü bir Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı düzenlediklerini, son gelişmeleri detaylıca tartıştıklarını ve bir planlama yaptıklarını söyledi.

Hem eş başkanlara hem de milletvekillerine yoğun bir sahiplenme olduğunu aktaran Buldan, geçmiş olsun dileklerinde bulunan siyasi parti temsilcilerine, sivil toplum örgütlerine ve kendileriyle dayanışma içinde olan herkese teşekkür etti.

Soruşturmanın "siyasi olduğunu" ifade eden Buldan, dün gözaltına alınanların ülkenin barışı, demokrasisi, özgürlükleri için mücadele verdiğini savundu. Buldan, "Şu an gözaltında bulunan bütün arkadaşlarımızın, şu an mevcut MYK üyemiz Alp Altınörs de dahil olmak üzere bütün arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılması gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum. Bu, demokrasiye vurulan bir hançerdir" diye konuştu.

"BAŞTA SELAHATTİN DEMİRTAŞ VE FİGEN YÜKSEKDAĞ’DAN İNTİKAM ALMA OPERASYONU"

Buldan'ın açıklamaları şöyle:

"Dün söyledik, bugün de hep birlikte tekrarlamak isteriz; dün yapılan operasyon siyasi bir operasyondur, bir intikam operasyonudur. Hâlâ 7 Haziran seçimlerini  hazmedemeyen, HDP’nin büyümesini hazmedemeyen iktidarın başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’dan intikam alma operasyonudur. 4 yılı aşkındır Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ cezaevinde. 4 yılı aşkındır milletvekillerimiz, belediye eşbaşkanlarımız tutuklu. O günden bugüne kadar operasyonlar hız kesmeden devam etti. Siyasi soykırım operasyonlarına hiçbir şekilde ara verilmedi. HDP’nin, Kürtlerin tüm kazanımları gasp edilmeye çalışıldı. Belediye eşbaşkanlarımız tutuklandı, belediyelerimize kayyımlar atandı; her gün yeni yeni operasyonlar gerçekleşti, il ve ilçe yönetimlerimizdeki arkadaşlarımız gözaltına alındılar, siyasetten uzak tutulmaya çalışıldılar. Bu operasyonların dün itibariyle de devam ettiğini belirtmekte yarar var. Yeni bir operasyonla karşı karşıya değiliz, yeni bir operasyon yapılmıyor HDP’ye. Bu operasyon daha önce yapılan operasyonların devamıdır, bir darbe girişimidir. AKP’nin siyasi darbelerinin bir devamıdır."

"AKP, KOLAY LOKMA OLARAK GÖRDÜĞÜ HDP'Yİ BİR KEZ DAHA HEDEF ALMIŞTIR"

"Dün gözaltına alınan arkadaşlarımızın isimlerine bakıldığı zaman ne amaçla gözaltına alındıkları çok açık şekil anlaşılabiliyor. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın hepsi bu ülkenin barışı, demokrasi ve özgürlükleri için mücadele eden arkadaşlarımızdır. Ayhan Bilgen, Kars halkının iradesidir ve Kars halkına hizmet etmekten başka bir suçu yoktur. Sırrı Süreyya Önder, barış ve müzakere sürecinde bizzat yer alan ve bu ülkenin barışına katkı sunan bir arkadaşımızdır. Ayla Akat Ata, kadın çalışması ve mücadelesi yürütmüştür ve kadın mücadelesi yürütmek suç değildir, olmamalıdır. Eski MYK üyelerimiz Nazmi Gür’ün de Ali Ürküt’ün de Beyza Üstün’ün de Altan Tan’ın da, önceki DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna’nın da hiçbir suçu yoktur. Bu arkadaşlarımız demokrasi ve barış mücadelesinden başka bir şey yapmadılar. Şu an gözaltında olan bütün arkadaşlarımız, MYK üyemiz Alp Altınörs de dahil olmak üzere bütün arkadaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır. Bu, demokrasiye vurulan bir hançerdir. Bu operasyonla Türkiye demokrasisi ile hukuk ve adalet ayaklar altına alınmıştır. Bu siyasi operasyonun amacı aslında bellidir. Türkiye’yi yönetemeyen AKP yaşanan krizlerden kaynaklı, kolay lokma olarak gördüğü HDP’yi bir kez daha hedef almıştır. HDP’yi hedef almasının sebebi, ülkeyi yönetememesidir. Gündemi başka bir yere taşımak istemesindendir. AKP bugün yürüttüğü hiçbir siyasette başarılı olamamaktadır. Ekonomik krizin, açlığın, sefaletin, yoksulluğun, pandeminin, savaş politikalarının tutmadığı bir süreçte yeni yeni gündemler yaratmaya çalışan AKP hükümeti, gaz meselesinde istediğini elde edememiş, Ayasofya ve İstanbul Sözleşmesi meselesinde istediğini elde edememiş, savaş politikalarında istediğini elde edememiştir. Şimdi farklı bir algı operasyonunu Türkiye halklarının önüne getirmeye çalışmaktadır."

"6-8 EKİM ARAŞTIRILSIN” ÖNERGEMİZ AKP TARAFINDAN REDDEDİLDİ"

"Bugün yapılan siyasi soykırım operasyonu sadece HDP’ye yapılmamıştır. Bu aynı zamanda Türkiye halklarına yapılan bir operasyondur. AKP hükümetinin, açlığın, yoksulluğun pençesine düşen Türkiye halklarına yönelik bir algı operasyonu yürüttüğünü biliyoruz. 6-8 Ekim olayları denilen mesele IŞİD barbarlığına karşı Türkiye halklarının göstermiş olduğu bir protestodur. Orada katledilen 53 insanın 47’si zaten HDP’lidir. Ancak hiçbir soruşturma açılmamış, öldürülen kişilerin isimleri telaffuz edilmemiştir. Bir kişi ön plana çıkarılarak bunun üzerinden algı operasyonu yapılmak istenmiştir. Defalarca TBMM’de “6-8 Ekim araştırılsın” diye önerge vermemize rağmen AKP oylarıyla reddedilen, araştırma komisyonu kurulmasına izin verilmeyen bir süreci konuşuyoruz. Bugün üzerinden tam 6 yıl geçmişken AKP’nin yeni bir şeymiş gibi ortaya koyduğu bu 6-8 Ekim olaylarının hakikatini Türkiye halklarına anlatmaya devam edeceğiz. İstedikleri kadar TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını engellesinler. Biz bu konuda ısrarcıyız, bu konuda Türkiye halklarının toplumunun bu gerçeği bilmesi ve anlaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Olaylar asla anlatıldığı gibi değil. Partimize, eski eş genel başkanlarımız başta olmak üzere ismi geçen herkese büyük bir yalan ve iftira ile bir saldırı gerçekleşiyor. Ama biz HDP olarak bütün bu süreçleri, kimlerin nerede katledildiğini Türkiye halklarıyla, Türkiye toplumuyla paylaşmaya ve gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz."