'Hayatımda hiçbir dernekte, partide yer almadım'
İkinci Ergenekon davasının 41. duruşmasında tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu'nun çapraz sorgusuyla devam edildi. Mahkeme heyeti, duruşmayı yarın saat 09.00'a erteledi.
cumhuriyet.com.trİstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ile eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu tutuklu 39 sanık katıldı.
Tutuklu yargılanan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ise duruşmaya gelmedi.
Durmuş Ali Özoğlu'nun çapraz sorgusu
İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Durmuş Ali Özoğlu, çapraz sorgusunda soruları cevaplandırdı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Özoğlu, üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin sorularını yanıtladı. Özese'nin, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'i anmak için Beyazıt Meydanı'nda düzenlenen etkinlikle ilgili sorularına ''Boğazlıyan Kaymakamını anma etkinliğine niye gittiniz denilerek, benim değerlerim yargılanıyor. O toplantılarda herkes birbiriyle tanışır. Ben bu dava nedeniyle tutuklandıktan sonra burada birçok insanla tanıştım. Necip Hablemitoğlu benim dostumdu. Nur içinde yatsın. Osman Gürbüz'e soruldu, 'Sen mi öldürdün' diye. Gürbüz de burada benim arkadaşım oldu'' dedi. Özoğlu, Kuvayı Milliye Derneği 1919'a üye olmasına ilişkin bir soruya da Kaymakam Kemal Bey'i anma töreninde tanıştığı birinci davanın sanığı Mehmet Fikri Karadağ'ın yayın evine gelerek, ''Dernek kuracağız, içinde yer alır mısınız?'' dediğini ifade etti. Özoğlu, ''Hayatımda hiçbir dernekte, partide yer almadım. 'Uğraşacak vaktim yok, ancak üye olurum' dedim. Onlar kurucu üye olmamı istedi. Vaktim olmadığı için sadece üye oldum. Derneğe katkı sağlamak için basın danışmanlığını yaptım'' diye konuştu.
Derneğe 1-2 defa basın açıklaması yazdığını, gazete çıkarılmasıyla ilgili bir şey bilmediğini, gazete çıkarmanın büyük bir bütçe istediğini dile getiren Özoğlu, Kuvayi Milliye adında 30'a yakın gazete olduğunu kaydetti. Sedat Peker'e ait olduğunu söylediği internet sitesi ''Gençtürk Haber'' ile kendi sitesi ''Toplumsal Haberde'' yazı yazdığını, ancak diğer internet sitelerinin buradaki yazıları kopyalayarak kullandıklarını ileri sürdü.
Özoğlu, Kuvayı Milliye Derneği 1919 bünyesinde motorize ekip kurulacağı iddiasına ilişkin, bunun kendisine yapılan bir tezgah olduğunu öne sürerek, bu konuda devlet memuru olmamasına rağmen İçişleri Bakanlığı müfettişlerine de 8 saat ifade verdiğini söyledi.
Birinci davanın sanığı Erkut Ersoy'un bu işin başında kendisinin olduğunu yazdığını anımsatan Ali Özoğlu, Ersoy'u tanımadığın ileri sürerek, ''Tutuklandığım her gün Rabbime 'Bu herifi benle karşılaştırma, bu herifi öldüreceğim' dedim. Bir gece aynı koğuşta kaldık. Gardiyanlar zor aldı elimden. Vurdum mu, hayır. Şizofren bir durum'' diye konuştu. Özese'nin başka bir sorusu üzerine de Durmuş Ali Özoğlu, Hakkari Şemdinli'ye turistik amaçla gittiğini, fotoğraf sanatçısı olduğunu, fotoğraf çekmek için her yere gidebileceğini kaydetti.
O dönemde askeri okul öğrencileri olan sanıklar Noyan Çalıkuşu ve Mehmet Ali Çelebi ile yaptığı sohbetlerin askeri okula sızmak olarak algılandığını ifade eden Özoğlu, bir telefon konuşmasında emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un siyasi parti kurma girişiminde olduğunun söylenmesine ilişkin de şunları kaydetti: ''Tolon'a yakın olduğunu söyleyen biri geldi. Parti kuracaklarını söyledi. Partinin İstanbul il başkanlığını yapmamı istedi. ''Genel başkanlığını dahi yapmam'' dedim. Bunlar İşçi Partisi ile çok yakınlar. Benim ideolojim İşçi Partisi ile uyuşmaz. Çok ciddiye almadığım için kestim attım.''
Başka bir soru üzerine de Özoğlu, sanık Ercüment Ovalı ve Bedrettin Dalan arasında Yeditepe Üniversitesinde yapılacak bir iş ortaklığının söz konusu olduğunu ileri sürerek, ''Ercüment Ovalı, bilim adamıdır, ticaretten anlamaz. 'Dalan ile ticari ilişkiye girecekseniz ben aracı olayım, benim üzerimden gidin, hem ben para kazanayım hem de işi sağlama alalım' dedim. 'Benim yayın evim dar boğazda, Ovalı arkadaşım, ticaret yapayım' dedim'' diye konuştu.
Tutuklu sanık Kemal Aydın ile yaptığı bir telefon konuşmasına ilişkin soruya da Özoğlu, Yargıtay Onursal Başkanı Sabih Kanadoğlu'nun kitap çıkartmak istediğini öğrendiğini, bu kitabın kendi yayın evinden çıkarılması için yapılan konuşma olduğunu söyledi.
Sorgu tamamlandı
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Özoğlu, üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin, ''Savunmanızda, 'ABD, tezkereden dolayı Ecevit hükümetine darbe yaparak, yerine AK Parti hükümetini getirdi', dediniz. Somut deliliniz nedir?'' şeklindeki sorusuna, bu yöndeki delilin Bülent Ecevit'in açıklaması olduğunu söyledi.
Özoğlu, ''Amerika'ya, 'Irak meselesinde yanında değiliz' dedi. Ondan sonra kopuş başladı. Kemal Derviş getirilip bakan yapıldı. Sonra da Ecevit hükümeti gitti'' diye konuştu.
Özese'nin, ''Başka somut deliliniz var mı?'' sorusuna karşılık da Özoğlu, Bülent Ecevit'in o dönemde korumalığını yapan milletvekili Recai Birgün'ün açıklamaları olduğunu belirterek, ''Peki o gün neden konuşmadınız? Korumalık sizin asli görevinizdi. Birgün'ün Behçet Oktay cinayetine birebir tanık olduğuna inanıyorum. Oktay'ın yakın arkadaşıdır. Oktay'ın öldürülmesinin en önemli nedeni, gömülen silahların kim tarafından gömüldüğünü bilmesidir. O gün sustuğu gibi Behçet Oktay cinayetinde de sustu'' dedi.
Özoğlu, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun sorusu üzerine de Özel Kuvvetler Komutanlığında bir görevi olmadığını söyledi.
Haşıloğlu'nun, ''Askeri psikolojik harp belgelerini nasıl elde ettiniz?'' sorusuna karşılık da Özoğlu, bu belgelerin kendisine ait olmadığını, kendi delilleri arasına konulduğunu belirterek, bunların ders notları olduğunun anlaşıldığını dile getirdi.
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun kendi internet sitesinde yazı yazamadığını da kaydeden Özoğlu, ''Vakti olmadığını söyledi. 'İleriki zamanda yazarım' dedi. Ben tutuklandım'' şeklinde konuştu.
Özoğlu, savunmasının başında izlettiği ''Hristiyanlığın Truva Atı'' adlı belgeselin de kendisine ait olmadığını, kendisine postayla ya da internet ortamında gelmiş olabileceğini söyledi.
Durmuş Ali Özoğlu'nun çapraz sorgusunun ardından avukatı Cavit Subaşı da savunmasını tamamladı. Mahkeme heyeti, duruşmayı yarın saat 09.00'a erteledi.