"Hayati tehlikeye dair bir bulgu tespit edilmedi"
İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu hakkında Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından hazırlanan raporda, ''sanığın hastalık tablosunun bu haliyle cezaevi şartlarında hayati tehlike oluşturacağına dair tıbbi bulgu tespit edilmediği'' belirtildi.
cumhuriyet.com.trİstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı'na bağlı Gastroenteroloji Bilim Dalı'nda tedavi gören Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu hakkında Adli Tıp Kurumu'nca düzenlenen rapor, davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaştı.
Raporda, Adli Tıp Genel Kurulu'nun 28 Ocak 2010 tarihli oturumunda bilirkişi olarak davet edilen İÜ İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dali Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Çetin Karaca'nın aynı tarihli raporuna yer verildi.
Bu raporda, hepatit B virüsüne bağlı karaciğer sirozu tanısı ile hastanın yatmakta olduğu İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Gastroenteroloji Servisi ve diğer merkezlerde saptanan bulgu ve yapılan tetkiklerin değerlendirildiği belirtildi.
Raporda, hastanın fiziki muayenesinde karaciğer sirozunun periferik yetersizlik bulguları tespit edilmemiş olduğu, hepatomegalisi olmadığı, splenomegalisi mevcut olduğu, sağ göz kısmında ve sağ ağız komissüründe hafif zaaf tespit edildiği kaydedildi.
Aynı raporda, laboratuvar testlerine bakıldığında ise 1984 yılından beri ''e'' antijeni pozitif kronik B hepatiti olduğu bilinen hastanın uzun süreden beri adefovir dipivoksil kullandığı belirtilerek, hastanın virolojik ve biyosimik olarak tedaviye yanıtlı olduğu belirtildi.
Raporda, hastanın kompoze siroz döneminde olup hepatosellüler karsinom açısından 6 ayda bir USG ve AFP, adefovir tedavisine yanıt devamlılığı ve direncin tespit edilebilmesi için de 6 ayda bir HBV-DNA kantitatif düzeyi, dekampansasyon açısından da 2 ay da bir biyokimya takibinin uygun olduğu ifade edildi.
Raporun sonuç bölümünde de kronik karaciğer hastalığı olan Hilmioğlu'nun, halihazırda Child-Pugh sınıflamasına göre siroz hastalığının A evresinde bulunduğu vurgulanarak, ''Hastalık tablosunun bu haliyle cezaevi şartlarında hayati tehlike oluşturacağına dair tıbbi bulgu tespit edilmediği, hastalığı nedeniyle 2 ayda aralıkla bir üniversite hastanesi hepatoloji bölümünde takiplerinin yaptırılmasının uygun bulunduğu'' ifadelerine yer verildi.
Muhalefet şerhi
Aralarında adli tıp, analitik kimya, kardiyoloji, göz hastalıkları, ortapedi, nöroloji, iç hastalıkları, genel cerrahi, göğüs ve kalp cerrahi ve kardiyolojinin de bulunduğu 34 uzmanın imzasının bulunduğu bilirkişi raporuna, birer kadın hastalıkları ve doğum ile analitik kimya ve 2 adli tıp uzmanının muhalefet şerhi koyduğu görüldü.
Bu uzmanların muhalefet kararında da ilgili hakkında verilen raporların içerik incelenmesi sonucunda, Hilmioğlu'nda mevcut olan kronik hepatit B-kombanse karaciğer sirozu ve buna bağlı gelişmiş olan özofagus varisleri olduğu belirtilerek, uygun olmayan ve stresli koşullarda bu hastalığın yakından izlenemeyeceği, hastalığın son evre döneme ulaşması ve kanama gibi ölümcül komplikasyonların engellenemeyeceğinin açıkça anlaşıldığı kaydedildi.
Muhalefet şerhinde, bu raporlar doğrultusunda Hilmioğlu'nun cezaevine gönderilmesi halinde bu hastalığa bağlı tıbbi durumunun hayatı için kesin bir tehlike oluşturacağı tıbbi kanaatine varıldığı vurgulandı.
Savunması doktor kontrolünde alınmalı
Öte yandan, Hilmioğlu'nun yattığı İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı tarafından mahkemeye gönderilen yazıda da sanığın savunmasının alınabilmesi için duruşma salonuna bir doktor eşliğinde ambulansla getirilip götürülmesi ve doktorun da duruşma salonunda bulunması gerektiği belirtildi.
Sanığın savunmasını oturarak yapması ve 45 dakikada bir 15 dakika mola verilmesi gerektiği ifade edilen yazıda, savunmasının bir günden fazla sürmesi halinde aynı işlemlerin diğer günlerde de yapılmasının uygun olacağı kaydedildi.