"Hayal ve Hakikat"söyleşileri sona erdi
İstanbul Modern'in, 16 Eylül 2011-22 Ocak 2012 tarihleri arasında düzenlediği, 74 sanatçının eserlerinin yer aldığı 'Hayal ve Hakikat - Türkiye'den Modern ve Çağdaş Kadın Sanatçılar' sergisi bağlamında,Tamara Mansimov'un desteğiyle gerçekleşen, 57 küratör, eleştirmen ve sanatçının katıldığı söyleşiler 4 Ocak'ta sona erdi.
cumhuriyet.com.trOlabildiğince geniş kapsamda kadınlarımızın sanat tarihindeki ağırlığına, yaratıcılıklarına dikkat çeken, plastik sanatların dışında İdil Biret, Jale Parla, Derya Alabora gibi müzik, edebiyat, sinema ve diğer sanat alanlarının önemli isimlerine de uzanan bu söyleşilerde sanatçıların yapıtları, sanat anlayışları dile getirildi. Sanatçılar bu söyleşilerde “Sanat” ve “Kadın” bağlamında deneyimleriyle temellenen “feminizim” anlayışlarını, kadın sanatçı olmanın artı ve eksilerini de ortaya koydular. Sanatta ölçünün; "cinsiyet farkı değil kalite" olduğunun altınnı çizdiler.
Küratörlerden Zeynep İnankur’un yönettiği, aynı kuşağı temsil eden seramik ve heykel sanatının önemli isimleri; Candeğer Furtun, Seyhun Topuz, Meriç Hızal’ın katıldığı son söyleşide 1964'te kurduğu atölyesinde seramik çalışmalarını sürdürmekte olan Candeğer Furtun, çalışmalarının yönü, malzemesi, çeşitli tarihlerde açtığı sergilerin içeriği üzerinde bilgilendirdi. Furtun 2010’da açılan sergisinden de örnekler vererek; “Çevremde ki oluşumların, olayların, atmosferin bende bıraktığı izleri, düşünceleri ve duyguları insan gövdesini kullanarak aktarmaya çalışıyorum” dedi. Heykel sanatını geometrik-soyut bir anlatım aracı olarak gören Seyhun Topuz’dan bu sergide yer alan "Ortak Bellek" adlı çalışmasının eski ahşap yap-bozları anımsatan oyuncak kültürüne otobiyografik bir gönderme olduğunu, Meriç Hızal’dan görmeye alışık olduğumuz doğal oluşumları farklı boyutlarda heykel sanatına nasıl taşıdığını slaytlarla da gördük. Her üç sanatçı, kendi yolculuklarında özellikle de heykel alanında yaşadıkları en büyük güçlüğün muhafaza sorunu olduğunu ama daha da önemlisi 21. yüzyılda hala sanata gösterilen "ucube" gibi müdahale, saygısızlık, bilinçsizlik ve korumasızlık olduğunun altını çizdiler. Sanatçılar, %1 gibi mimaride sanata imkan sağlayan hakların korunup, uygulanması, taleplerin dile getirilmesinde "oda" şeklinde bir örgütlenmenin gereğini belirttiler.