Havuzsuz şampiyon İYİK

İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nün (İYİK) filmlere konu olacak bir öyküsü var. 1943’te Suat Erler, Abbas Sakarya ve arkadaşlarınca kurulan İYİK, Türk spor tarihinin ilk ihtisas kulübü unvanına da sahip. Tesis için kendilerine verilen Hatice Sultan Yalısı’nı harap bir şekildeyken alıp yeniledi spor tutkunları... 11 yıl art arda sutopunda Türkiye şampiyonu olan kulübün ismi ‘yüzme ihtisas’ ama havuzu yok. 65 yıllık tarihi olan İYİK, 120 kez Türkiye şampiyonluğu elde edip 700’ün üzerinde Türkiye rekoru kırarken olimpiyatlara da 9 sporcu gönderen tek yüzme kulübü... Su sporlarına en fazla antrenör ve sporcu yetiştiren kulüp yöneticileri ve sporcuları havuzlarının olmamasından yakınıyor. Zor dönemde görev alan ve eski sporcuları bir araya getirerek külübü ayakta tutmaya çalışan İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü Başkanı Caner Aksüt’le yaşadıklarını ve beklentilerini konuştuk. Aksüt, “Bu kararla spora gönül verenler ve milli takım oyuncuları cezalandırıldı. Başarılı bir kulübe bu yapılmamalıydı. Milli sporcularımız harçlıklarıyla havuz saatinin parasını ödüyor. Bu nedenle sporu bırakan birçok oyuncumuz oldu. Bize yapılanı ayıp olarak nitelendiriyorum” dedi.

- Havuzunuz hangi gerekçeyle elinizden alındı?

Caner Aksüt: Bu kurumun bir sözleşmesi var. Kontrat bitiyordu. Ancak mukavele bittiği zaman hemen çıkarılmamız gerekmiyordu. Bu nedenle İYİK olarak iş yapamaz hale getirildik. Tesisten çıkartılalı 2 yıl geçti. Hâlâ havuzumuz yok. O alana otel yapılacaktı ama nerede? Madem kullanmayacaktınız, o zaman niye çıkardınız? O binayı kullanılabilir hale İYİK getirdi.

- Bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

C.A: Türkiye kendi değerini bilmiyor. Kendi çocuklarına ve sporcularına hizmet etmesi gerekli. Dünyanın hiçbir yerinde birçok şampiyonluk yaşamış bir takım bu durumda bırakılmaz. Milli takıma yüzücü yetiştirmiş bir kulübü el üstünde tutmak gerekirken havuzumuz elimizden alındı. Bu kadar sporcu nerede maç yapacak? Kimsenin bizi düşündüğü yok. Bari başka bir yere geçtikten sonra çıkarsalardı. Bu kadar sporcu ortada kalmazdı.

- Antrenmanlara devam ediyor musunuz?

C.A: Evet, yılmadan devam ediyoruz. Ancak havuzlara saat ücreti ödüyoruz. Son Avrupa Şampiyonası’nda yer alan Milli Genç Sutopu Takımı’ndaki sporcularımız bile para verip havuza giriyor. Bu nedenle sporu bırakan birçok kişi oldu. Bu bir ülkenin kendi kendini dinamitlemesidir. Başka hiçbir açıklaması yok. Şöyle düşünmek lazım; bir insan milli takımda oynuyor ve Türk bayrağını temsil ediyor. Aynı adama siz diyorsunuz ki ‘Bunların bir anlamı yok. Senin elinden her şeyini alırız, spor yaptırmayız.’ Böyle bir olay gerçekleştiği zaman o kişi ülkesine nasıl saygı gösterir ya da ne kadar güvenebilir? Destek beklerken düştüğümüz duruma bakın. Çok büyük bir sorumsuzluk var. Finale çıkan bir takımın havuzunun olmaması kötü bir durum. Kendi havuzumuzda oynamamız gereken maçı rakibimiz G.Saray’ın tesislerinde yaptık. Belki havuzumuz olsaydı kendi saha ve seyirci avantajımızı kullanıp G.Saray’ı yenerek şampiyon olabilirdik.

- Havuzun elinizden alınması sizi ve sporcularınızı nasıl etkiledi?

C.A: Bu karar spora gönül verenleri cezalandırdı. Yanlış yere vurdular. Sonuçta milli takım oyuncusu cezalandırıldı. Başarılı bir kulübe bu yapılmamalıydı. Tesisimizi elimizden aldılar, zor da olsa bunu kabul ediyoruz. Ancak Türk sporunun geleceği için kulübümüze yer bulmaları gerekli. Bu şekilde ortada bırakılmamalıydık. Şu anda doğru dürüst hiçbir yerde antreman yapamıyoruz. Göçebe hayatı yaşıyoruz. Kulüp olarak devam edemiyoruz. Üyeler belli bir yer olmadığı için gelemiyor. Üyelik sistemimiz çöktü. Üyesi olmayan bir kulüp nasıl devam edecek, nasıl yaşayacak? Hangi parayla sporcularına destek olacak?

- Yüzme İhtisas Kulübü başkanlığını kazandığınız zaman kulübün kasası boş ve tesisi yoktu. Kulübü kapatmayı düşündünüz mü?

C.A: Zor bir dönemde başkan oldum. 2 yıldır bu göreve devam ediyorum. Başkanlığa geldikten sonra eski sporcular kulübe sahip çıktı. Başka kulüplerde oynamalarına karşın bize yardımcı olabilmek için takımlarını bırakıp geri geldiler. Bu nedenle kulübü devam ettirme kararı aldık. Duygusallıkla, gönül bağıyla hareket ettik. Amatör bir ruhun olduğu yerde her zaman varım. Ancak yerimizden çıkarılmamız sporcularımızı çok etkiledi. Sporcular milli takımda oynamanın önemsiz olduğunu ifade etmeye başladı.