"Hanefi Avcı'yla fikir sevgilisiydik"

Devrimci Karargah soruşturması kapsamında tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın sevgilisi Kezban Küçük, Avcı ile olan ilişkisini "fikir sevgililiği" olarak tanımladı.

cumhuriyet.com.tr

Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile ilişkisi olduğu iddia edilen Kezban Küçük, NTV’de Mirgün Cabas'ın sunduğu Her Şey programında sorulara yanıt verdi. Küçük, Avcı’nın haksız yere tutuklandığını söyleyerek “Ben ona kurban olurum” dedi.

"Biz fikir sevgisiyiz" ifadesini kullanan Kezban Küçük, "Bana evlenmeden sevgili olamayız' dedi. Ben eşimden boşandım o da boşanmak üzereydi" dedi.

Devrimci Karargah'la bir ilişkisinin olmadığını, 'PKK'lı' haberleri nedeniyle irkildiğini söyleyen Küçük'ün, "Bana, 'Gülüm gel ele ele çıkalım sevgiliyiz diyelim' dedi ama..." şeklinde konuştuğu programda şunları anlattı:

Edebiyat öğretmeniyim... 22 yıl Edirne’de yaşadım ve evlendim. Bir kız çocuğum oldu. Boşandıktan sonra İstanbu’a tayin istedim...

Ne zaman ayrıldınız eşinizden?

Resmi olarak 4 ay oluyor ama 2 yıldır ciddi fiklir ayrılığı, duygusal çatışmalar yaşıyorduk.

Birkaç gündür bir başka Kezban anlatılıyor basında?

Hanefi beyle Edirne’deki hızlı okuma kursu vesilesiyle tanıştık, benim öğrencimdi. Harika bir insandır. O güne kadar gördüğüm en olağanüstü insandı...

Pekçok konuda kendisine danışıyor ve görüşmek için gerekçeler yaratıyordum. Onunla konuşmak... Bakışlarımdan, seziliyordu tabi. Sevgili olmamız konusunda, özel bir şey ama olağansütü olduğu için söylüyorum; hayatın anlamıdır bence: Yalnızca evlenmemiz şartıyla sevgili olabiliriz dedi. Ben çalkantılı bir dönemden geçiyordum, ilk aşkımla evliydim ve çoğcuğum vardı; irkildim.

‘Ben, hayatım bir kameradan izleniyormuş gibi yaşarım, her şeyi o şekilde yaparım’ dedi. Allah’a çok inanır ve ‘hesap verbilmeliyim’ dedi...

Ne kadar zamandır sevgiliydniz?

Biz fikir sevgilisiydik... Paraya hiç önem vermez ve bu anlamda da fikirlerimiz çok örtüşüyordu. En son ben 'tamam' dedim ve boşanma sürecini başlattım.

Ama o boşanmadı?

O inanılmaz derecede yüreği güzel bir insandır. Kırmadan, incitmeden yapmaya çalışıyordu. Eşini kırmak istemiyordu.

İnternet ve gazetelere düşüşünüz?

Okuldaydım ve ondan mesaj geldi. İnternette bazı haberler var. Canını sıkma’ dedi. ‘Tamam sen de canını sıkma’ dedim. Eve geldim internetten bir baktım ki çok korkunç: PKK’lı Kezban, Hanefi Avcı’yla cinsel... Dünya başıma yıklıldı, öldüm bittim. Duygusal ilişki, sevgili anladık da PKK’lı nereden çıktı? O, 'biraz dur bakalım, izleyelim ve gerekirse toplar dava açarız' dedi.

‘Gel gülüm, el ele çıkalım, biz sevgiliyiz diyelim’ dedi. ‘Ben yeni boşandım, sen boşanma aşamasındasın’ dedim ve doğru olmayacağını söyledim. O net olarak belirtmedi ama tutuklandığı gün boşanma sürecini yüzde 99 başlatacaktı. ‘Bugün bir şeyler yapacağım’ derdi.

İkna sürecine ben de katılıyordum ve kırmadan yapmaya özen gösteriyordu. Tüm mal varlığını eşine bırakmak niyetindeydi. Onun istediği her şeye 'tamam' diyordu; ben de tamam diyordum. Mal, mülk, para da gözümüz yoktu. Ben açıklayacağım dedi ve açıkladı, ‘duygusal bağımız var’ dedi.

'Kitap yazıyorum ve hayatımız değişebilir' dedi mi?

'Çok büyük haksızlıkar oluyor, insanları tehdit ediyorlar' diyordu...

Dün gözaltına alınma ve tutuklanma sürecinde bazı gazetecilere telefon etti, mesaj yolladı. Siz haberleştiniz mi?

‘Sakin ol, tutuklama çıktı, bir şey olmayacak; korkma, rahat rahat uyu, bir terk sen yetersin’ şeklinde oldu. ‘Halk galyana geldi, herkes sana inanıyor’ dedim, o da ‘onlar unutur’ dedi; acıklıydı.

...Necdet Kılıç’ın evinde bir iki kez görüştük. İkimizdik; o ve bendik. Kesinlikle ben onları tanımıyorum.

Hanefi Avcı’nın evleri arandı, evinizin aranma ihitimali size ne düşündürüyor?
Kızımı bugün korkudan babasına gönderdim. Evde hiçbir şeyim yok. Kitaplar ve üst baş var. 13 yaşında bir kızım var ve ben ona her şeyi anlattım. Muhteşem bir evlattır...

Babasını aradım ‘gel götür’ dedim. Babasının da incinmesini istemiyorum. Ayrıldık ama muhteşem biridir. Kızım onun soyadını taşıyor ve o isminin kirlenmesini istemiyorum.

...İstanbul’a taşındım. Evlenip, kendimize yeni bir hayat kuracaktık.

...Okulda çok korktum. İki hafta önce okula gelmişim ve beni kimse beni tanımıyor. Haberler çıkınca 'ben ne yapacağım' dedim. Korkunç haberler çıktı. 'Çocukların yüzüne nasıl bakacağım' diye düşündüm.

Ben onu o kadar çok seviyorum ki, assınlar kessinler...

Onunla gruur duyuyorum... Bütün bunları biliyorduk biz. ‘Çok kötü şeyler yapabilirler’ diye muğlak şeklde söylüyordu ama bir sürü insanın canı yanacağına... Bu boyutta olabileceğini ben düğşünmedim o da herhalde asla düşünmedi.

...Şunu düşünmemiştir: Devrimci Karargah olayı. Yıllardır karşısında durduğu terör örgütüyle ilişkilendirilmesi üzmüştür. İnsanlar bu kadar mı kirlenmiş... Ona hiçbir şey olmayacak, olamaz.

Kendisi izliyorsa, ‘Neden çıktı televizyona, dedikleri gerçek değil, neden anlatıyor bunları diyebilir mi?
 

Yok. Vücut dilini, samimiyeti insanlar anlar. Kimse kör ve aptal değil, herkes her şeyin farkında...

Giderken birkaç isim verdi ve başın dara düşerse bunlar yardım ederler dedi. Onu herkes seviyor ve ona bir şey yapamazlar.

Çıktıktan sonrasına dair hayalleriniz nedir? Evliliği de devam ediyor...
Bunlar çok özel şeyler, anlatmam doğru olmaz. En sonunda ‘hiçbir şey olmuyorsa, her şey onun olsun yeter ki biz beraber yaşayalım’ dedi ve ben de ‘tamam’ dedim... ‘Kitabı sattı, parayı buldu hemen birini buldu’ diyorlar. Ya ben hiçbir şey istemem, o olsun yeter...

...Örtülü arkadaşlarım okula giremiyorlardı ve ben hep onların yanındaydım. Hem öbürleri çok daha güçlüydü. Okulda herkes aksini savunurken, ‘hayır çoçuklar gimeli’ diyordum. Mücadele ediyordum. Öyle karşı çıkmıştım ki, ben bir tarafta 57 öğretmen öbür taraftaydı.

Şimdi öyle bir süreç ki, inancımı sorguluyorum. Bu inanç bunu mu emrediyor, Allah bunu mu emdrediyor. Hedefe giden yolda her şey mübah mıdır?

Ben dershaneye gitmeden önce, öğretmenlik yapmadan İzmir’de öğretmenklik semineri olmuştu. Harikaydı, hayatımın en tatmin edici zamanlarından biriydi. Herkes çok güvenilirdi; cennette yaşıyormusunuz gibiydi. Ben çok severdim onları, sonra onlar da gücü ele geçirdiler ve bir baktım ki değiştiler.

Hızlı okuma kursunda 27 okul varsı ve hepsine girebiliyorduk. Onların bir okulu vardı ve bir tek onlara giremiyordum. Sokmuyorlardı ve korkunç bir tavır konuluyordu. Çok vebale ve günaha giriyorlar.