Hamzaoğlu sahnede
15 Şubat’tan beri tutuklu olan Prof. Dr. Hamzaoğlu’yla dayanışmak için hekim arkadaşlarının oynayacağı “Hamzaoğlu” oyunu 12 Haziran’da Şişli Kent’te sahnelenecek. Danışmanlığını Genco Erkal’ın yaptığı oyunda Hamzaoğlu’nu KHK ile üniversiteden atılan Ümit Biçer canlandırıyor.
Miyase İlknurDilovası raporunu yayımladığında “tahrikçi”, “yalancı”, “sahte bilim adamı” olarak yaftalanmıştı tahrik ettiği işadamları ve idareciler tarafından. Barış Bildirisi’ne imza attığında ise “terör propagandası” yapmakla suçlanarak yüzlerce meslektaşı gibi üniversiteden kovulmuştu. Bu durumu protesto etmek için Haldun Taner’in 1961’de kendileriyle aynı kaderi paylaşan akademisyenler için yazdığı “Timsah” oyununu sahnelediler. Oyunun başrolünü, yani İvan’ı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu oynamıştı. Eşbaşkanı olduğu siyasi platform adına açıklamalar yaptığında ise “bu adamın rahat duracağı yok” denip tutuklanarak cezaevine yollandı. Hamzaoğlu, 15 Şubat’tan beri tutuklu. Tabip arkadaşları bu kez de onunla dayanışmak için sahneye çıkacaklar.
Senaryosunu gazetemiz yazarı ve eski Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez’in yazdığı “Hamzaoğlu” adlı oyun 12 Haziran 2018 akşamı Şişli Kent Cemil Candaş Salonu’nda sahnelenecek. Oyunun yönetmenliğini Gülsüm Soydan, danışmanlığını Genco Erkal’ın yaptığı oyunda Hamzaoğlu’nu KHK ile üniversiteden atılan Ümit Biçer canlandırıyor. Hamzaoğlu ile dayanışmak adına sahnelenecek oyunda eski Tabipler Odası Genel Başkanı Özdemir Aktan dışında, Mustafa Sülkü, Aslı Davas, Zelal Ekinci, Özgür Müftüoğlu, Aslı Odman, Cengiz Erçin, Ali Özyurt, Özlem Özkan, Ali Çerkezoğlu, Selçuk Erez, Taner Gören, Hüseyin Keskin, İncilay Erdoğan, Cem Terzi, Şebnem Korur Fincancı, Nazmi Algan, Mehmet Uhri, Naz Yeni, Haydar Durak, Feride Aksu Tanık, Filiz Arıöz, Sadık Çayan Mullamahmutoğlu ve Samet Mengüç rol alıyor.
Oyunun provasını izlemek için geçen hafta Selçuk Erez’le buluştuğumuzda, “Bu iktidar devam ederse tabiplerimiz bu gidişle profesyonel oyuncu olacak” diye takıldık. Selçuk Hoca’nın yanıtı ilginçti: “Eee ne yapalım? Demokratik ülkelerde insanlar itirazlarını, protestolarını ya yürüyüş yaparak, ya basın toplantısı yaparak ya da bildiri hazırlayarak gösteriyor. Bizim ülkemizde yasalarda bu hak olmasına karşın pratikte uygulamak imkânsız. Gösteri yaptığınızda sizi gaza boğuyor. Basın toplantısı yaptığında salonu basıyor, sizi gözaltına alıyor. Bildiri yazıp açıkladığınızda hem işinizden hem de özgürlüğünüzü kaybediyorsunuz. Hoş dışarıda ne kadar özgürüz? O da ayrı tartışma konusu ya... Bu nedenle Tabipler Odası olarak biz de sanat yaparak eleştirilerimizi, itirazlarımızı dile getiriyoruz.”
Selçuk Hoca’nın sözleri, baskı altındaki toplumlarda neden sanatın her alanında patlama olduğunun bir kanıtı. Çünkü sanat direnmektir.
“Hamzaoğlu” oyununda iç içe üç öykü var birbiriyle bağlantılı. Birinci öykü Onur Hamzaoğlu’nun hapisteki ve hapisten çıktıktan sonraki öyküsü. Bu öykü içinde Selçuk Erez, Hamzaoğlu’nun yerel idarecileri ve bölgede halkı zehirleyen sanayicileri kızdıran tahrik eden Dilovası Raporu ile Hindistan’ın Bopal şehrindeki böcek ilacı patlaması sonucu 18 bin kişinin hayatını kaybetmesine yol açan olayda kapitalizmin yüksek kâr uğruna insan hayatını hiçe sayan anlayışının benzerliğini gözümüze sokan ikinci bir öykü var. Bu iki öykünün içinde bir üçüncü öykü de Körler ülkesinde, daha doğrusu doğuştan gözleri olmayan bir ülkeye yolunu şaşırıp düşmüş bir gözlünün hikâyesi var. Senaryonun son kısmındaki bu “Körler Ülkesi”nde tek gözlü olan Nunez’in başına gelenleri okuyunca Âşık Mahzuni’nin “Körler meclisi’nde gözlü görünmez” dizeleri aklımıza geldi. Körler meclisinde ya da körler ülkesinde gözlü görünmez belki ama eğer o gözlü olan “Ben kör değilim olanı biteni görüyorum” demediği sürece bu geçerli. Olana bitene kayıtsız kalıp sırtını döner, görmezden gelirse gözü olmayan ya da gözü olup da görmeyenlerden görene bir zarar gelmez. Tersi olduğunda ise akıbeti, Onur Hamzaoğlu ve onunla dayanışmak için ikinci kez sahneye çıkacak olan KHK mağduru arkadaşları gibi olur.
12 Haziran akşamında Şişli Kent Cemil Candaş Salonu’nda sahnelenecek “Hamzaoğlu” oyunu umarız doktorlarımızın son oyunu olur. Dileriz bundan sonra sadece keyif için, zevk için sadece sanat yapmak için ve tabii kendileri isterlerse sahneye çıkıp oyun sergilerler. Körler ülkesinde gözleri olmayanların gözleri belki açılırsa hani diye... Yoksa oyuncu kadrosu tabiplerden oluşan daha çok oyun izleyeceğiz vesselam...