Halit Çelenk Baro'da anıldı

Orhan Apaydın Salonu'nda gerçekleştirilen "Savunmayı Savunmak, Halit Çelenk'i Anlamak" başlıklı toplantıda, kızları Ferda (Çelenk) Özyurda ile Serpil (Güvenç) Çelenk, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Av.Taylan Tanay ve NHKSV Başkanı Rutkay Aziz Halit Çelenk'in yaşamı ve hukuk mücadelesini anlattılar.

Kocasakal’ın yönettiği toplantıda kızı Ferda Çelenk Özyurda belgeselde de gösterilen 31 mart 2011’de İstanbul Barosu’nun “Hukuka yaptığı unutulmaz katkıları ve mücadelesi için” verdiği Mahmut Esat Bozkurt Hukuk Ödülü’nün babasının yaşarken aldığı son ödül olduğunu hatırlatarak; “Bana İstanbul Barosu’nun sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en büyük barosu olduğunu söylüyordu” diyerek anma toplantısı için teşekkür etti.

“Bugün ülkemizde bir sivil faşizm yaşanmaktadır. Faşizm sadece askeri olmamakta. Almanya’da Hitler’in orta sınıfların oyuyla iktidara geldiğini unutmayalım” diyen Serpil Çelenk Güvenç ise, bu bağlamda, babası için yapılan anmanın önaçıcı olduğunu vurguladı. Güvenç; “Onlarca avukat cezaevlerini dolduruyor. Birçoğu hakkında soruşturmalar açılmış, savunma aynen cunta dönemlerindeki gibi gasbedilmiş durumda” diyerek bugün ders çıkarılması gereken Halit Çelenk’in 12 Mart 12 Eylül sanık kürsüsündeki duruşunu hatırlattı.

AST’ta oyunları hakkında soruşturma ve davalar açılan Rutkay Aziz; “Halit Çelenk daima yanımızdaydı, bizi destekledi, savundu" diyerek onun sanata verdiği değeri vurguladı.  Taylan Tanay da; “Halit Çelenk devrimci, sosyalist bir savunmandı. Örgütlü mücadeleyi önemsedi ve gerçekleştirdi.Onun mücadele tarihi, bu topraklarda yaşayan avukatların hatırlaması, paylaşması ve yükseltmesi gereken bir mirastır" dedi.

Ümit Kocasakal ise, Halit Çelenk'in ödüle ilişkin yanıtında çağdaş hukuk alanında baronun verdiği mücadelenin süreceğine inandığını söylediğini, kendisinin de bunu bir vasiyet olarak kabul ettiğini ve çağdaş hukuka ulaşma mücadelesine ödün vermeden devam edeceklerinin altını çizdi. Kocasakal; “Yaşanılan dönem 12 Eylülleri aratmıyor, savunma yargı sisteminden tamamen dışlanmaya, hakim ile savcının kafa kafaya karar almasına çalışılıyor. Bağımsız olmayan, bir takım iktidar mücadelelerinin alanı ve vasıtası haline gelmiş bir yargı, bütün hak ve özgürlükler için bir tehdittir. Bugün Türkiye’de hiç kimsenin hukuk güvenliği yok. Her şeye karşın, hukuku hep birlikte her platformda savunacağız. ÖGM’leri kaldırmak adaleti savumak eylemle olur. Bedel ödemeyi göze almak lazım. Bu mücadeleyi kazanacağız çünkü namus,vicdan, doğru daima kazanır. Zulmün ve diktatörlüğün ilelebed hüküm sürdüğü görülmemiştir” dedi.