'Hâlâ et fiyatları indirilemedi'

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, hayvan ithalatında alınan gümrük vergisinin yüzde 30'dan yüzde 15'e indirilmesinin hayvancılığa etkisi ve 1 Ağustos'ta yapılacak 10 bin 500 adet hayvan ithalatına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Yetkin, Türkiye'de kasaplık canlı hayvan ithalatındaki gümrük vergilerinin neredeyse sıfıra yakın bir rakama indirildiğini, karkas etin de yüzde 135'lerden yüzde 30,35'lere kadar düşürüldüğünü anımsattı. Tüm bu tedbirlere karşın hala et fiyatlarının istenilen bir yere getirilemediğini belirten Yetkin, ''Fiyatlar indirilemedi. Elbette göreceli olarak birtakım fiyatlar belli bir noktaya çekildi ama istenilen noktaya getirilemedi'' dedi.

Türkiye'de sadece 2010'da 368 milyon dolarlık canlı hayvan, karkas et ithalatı yapıldığını, 2011'in ilk 6 aylık döneminde bu rakamın 680 milyon dolar olduğunu, böyle devam etmesi halinde bu rakamın yıl sonunda 1 milyar 400 milyon dolara ulaşacağını ifade eden Yetkin, ''Sonuç alınmış mıdır? Bize göre hala alınmamıştır. Bu süreç doğru yönetilmemiştir. Buradaki strateji yanlıştır, eksiktir, Türkiye'nin gerçeklerine uygun değildir. Bunun uygun olmadığını da hem ülkemiz gerçekleriyle hem de dünya gerçekleriyle örtüşmediğini de görmekteyiz'' diye konuştu.

'15 ay sonra başa döndük'

İbrahim Yetkin, seçimlerden önce karkas et ithalatında yüzde 30 olan olarak alınan gümrük vergisinin önce yüzde 45'e, daha sonra yüzde 60'a ve en sonunda yüzde 75'e çıkarıldığını, bunun olumlu ve ithalatı zorlayıcı bir karar olduğunu belirtti. Yetkin, bununla birlikte hayvan başına 300 liralık destekleme verilmesinin de olumlu olduğunu söyledi. Bu oranın yüzde 75'e çıkmasıyla 1-15 Temmuz arasında yaptıkları araştırmaya göre ete yüzde 13-14'lük zam geldiğini, ancak bunun kamuoyunun gözünden kaçtığını belirten Yetkin, bunun üzerine kasaplık canlı hayvan ithalatında gümrük vergisinin yüzde 30'dan yüzde 15'e düşürüldüğü ifade etti. Yetkin, şunları söyledi: ''Baktılar bu iş daha tam olmamış, piyasada fiyat tam oluşmamış, arz talep dengesinde sıkıntı var. 'Biz bunu biraz daha düşürelim' dediler. Tabii yüzde 75'ten aşağı düşürme şansı yoktu, çünkü daha yeni yükseltilmişti. Düşündüler, taşındılar bu defa kasaplık canlı hayvan ithalatında çıkış yolu aradılar, çünkü bir o kapı açık kalmıştı. Yüzde 30 yüzde 15'e indi. Oda yetmedi, Türkiye'ye ithal edilen etlerde, ithalatta alınan gümrük vergileri 5 liraya fikslenmişti. Bunu da aşağı indirdiler ve ithalatı daha da kolaylaştırdılar. Onunla da yetinmedi, Et Balık Kurumu aylardan sonra 1 Ağustos'ta 10 bin 500 büyükbaş canlı kasaplık hayvan ithalatı ihalesine girmeyi ve almayı gündemine aldı. Şimdi Türkiye'de böyle bir tablo var. Bu tabloda tabii 15-16 aydır söylediğimiz bir şey vardı. Keşke beni hayat haklı çıkarmasaydı. Böyle bir süreçte Türkiye'nin hem yeterli hayvan varlığının sağlanamayacağını, üreticimizin bundan zarar edeceğini, tüketicimizin de bunu hak etmediğini defalarca söyledim. Keşke hayat beni yalanlasaydı, ben de mahcub olsaydım. 15 ay sonra tekrar biz başa döndük. Başlangıç noktamızdaki ithalat sürecini tekrar başlattık. Bu dünyanın hiçbir yerinde olmaz. Kalıcı olarak ithalat 15-16 ay sürer mi? İthalat geçici bir tedbir olarak alınır. Fiyatları düşürmek için ekonominin bir aracıdır, elbette ithalata gidilebilir. Ben bunu reddetmiyorum, bu doğaldır.''
 

'Günü birlik et fiyatlarını düşürmek'

Yetkin, bu konudaki temel stratejinin günü birlik et fiyatlarını düşürmek olduğunu belirterek, ''Getir canlı kasaplık hayvan, getir karkas et, getir işlenmiş et, getir lop et'' diye konuştu.
Sadece et fiyatlarını düşürmeye yönelik kısa vadeli bir çözüm uğruna Türkiye'de bu işin çıkmaz bir sokağa girdiğini belirten Yetkin, şunları kaydetti: ''Türkiye bana göre kalıcı, kronik bir şekilde et ithalatçısı durumuna gitmektedir, hatta gitmiştir. Eğer Türkiye'de bu uygulamayı 15 aydır sürdürüp, 15 ayın sonunda düşen gümrük vergilerini daha fazla düşürerek ithalatı cazip hale getiriyorsanız bu politika iflas etmiştir. 16 aydır sürdürdüğünüz bir politikada başarılı olamamışsanız, bundan sonra da olmanız mümkün değildir. Bu gidişat, gidişat değildir. Türkiye'de bu alanda gezmediğim yer yok. İşletmelere gidiyoruz, kendi yerli ırklarımızı tanıyamaz olduk. Bizim hayvanlar azınlığa düşmüş ahırda, azınlıkta kalmış. Bir bakıyorum yabancı hayvanlar sanki işgal kuvvetleri gibi ahırları istila etmişler. Yazık günah değil mi? Bu ülkenin 70-80 bin tane besici ne yapacak, nereye gidecek? Bu üretici bu tüketici müstahak mı ithal eti yemeye, zorunda mı? Niye yediriyoruz, zorla. Hadi bir ay, 2 ay, 3 ay yedir, ömür boyu mu yedireceksin? Bu memlekette biz ömür boyu yabancı et mi yiyeceğiz?'' Yetkin, 15-16 aydır evine ithal et sokmadığını ve alınmaması gerektiğini düşündüğünü söyledi.