Hak ararım ama İstanbul'da değil

Gezi Direnişi sırasında kendisini yaralayan polislere "Senin çocuğun, kardeşin yok mu" diye soruyor 16 yaşındaki M.A.T. İyileştikten sonra demokratik hak arama mücadelelerine katılmaya kararlı ama bir daha İstanbul'a gelmeyi düşünmüyor.

cumhuriyet.com.tr

Gezi Parkı protestoları sürecinde İstanbul’da, Grup Yorum’un konserine giden, sonrasında Gezi Parkı’nda dolaşmak isteyen, 16 yaşındaki lise öğrencisi M.A.T, başına atılan gaz bombasının etkisinden hala kurtulabilmiş değil. Genç, başına gaz bombası kapsülü atan polisin görmesi halinde, “Ne halin varsa gör” diyeceğini ve “Senin çocuğun, kardeşin yok mu” diye soracağını vurguluyor. Doğma büyüme İzmirli olan bir ailenin en büyük çocuğu olan M.A.T, sağlığına kavuşması ve ailesinin bu zor süreçte düze çıkması için yaşadığı ilçenin yerel yönetimi, Bayraklı Belediyesi başta olmak üzere çok sayıda kişi de destek oluyor.

22 Kasım 1997 doğumlu olan M.A.T, ölüm döşeğinden kalktıktan sonra evindeki ilk günlerinde, yakınları, arkadaşları ve mahalleli tarafından yalnız bırakılmıyor. Evinde görüştüğümüz M.A.T, yaşamını değiştiren polis şiddetini anlattı. Temmuz ayı başında İstanbul’a, Grup Yorum’un konserine giden Mustafa Ali Tonbul, İstanbul Valiliği’nin, “Gezi Parkı halkın kullanımına açıldı” duyurusu üzerine, oradaki manzarayı izlemek üzere Gezi Parkı’na doğru yöneliyor. Parka gelmezden önce Tarlabaşı’nda polisin müdahalesiyle karşılaşınca, arkadaşlarıyla birlikte atılan gaz bombalarından kaçmaya başlıyorlar.

 

‘İki dakika gecikseydi...’

İstanbul’u bilmeyen ve nereye kaçacağını kestiremeyen M.AT, polis ile dip dibe kalıyor. Polisin sıktığı gaz bombası kapsüllerinden ilki yerden sekerek başına geliyor ve orada yere yığılıyor. Ardından 5-6 metrelik mesafeden, polis başına gaz bombası kapsülünü atıyor. Arkadaşları tarafından hemen taksiye bindirilerek Taksim İlkyardım Hastanesi’ne kaldırılıyor. 23 günü yoğun bakımda olmak üzere 40 günlük süreyi bu hastanede geçiriyor. Beyin kanaması teşhisiyle tedaviye alınan 16 yaşındaki genç, doktorların yoğun çabasıyla yeniden hayata döndürülüyor. Doktorların deyimiyle, “Hastaneye getirilmekte 2 dakika daha geç kalsaydı şu an hayatta olmayacaktı”.

3 gün önce İstanbul’dan İzmir Bayraklı Doğanlar’daki evine gelen M.A.T, yaşadıklarının hiçbirini hatırlamadığını söylüyor. Sadece, konserden çıktıklarını ve arkadaşlarıyla birlikte Gezi Parkı’nda olan bitene bakmak için o yöne gittiklerini hatırladığını aktararak, “Bu ülkenin insanıyız. Başka bir ülkede yaşamıyoruz. Bizlere gösterilen bu şiddeti anlayabilmiş değilim” diyor.

 

10. sınıfa gidecek

Halen Gümüşpala Ticaret Meslek Lisesi’nde okuyor. Önümüzdeki öğretim sezonunda 10. sınıfa gidecek. Üniversitenin tarih bölümünde eğitim almak istediğini aktarıyor. Kendisine gaz bombasını 5-6 metreden atan polisin karşısına çıkması durumunda, ona ne söyleyeceğinin sorulması üzerine, “Ne diyeyim ki, ne haliniz varsa görün derim. Kaldı ki, nerede çıkacak karşıma?” diyor. M.A.T, “Bana o bombayı atanın acaba çocuğu, kardeşi yok mu? Böyle bir şey bir yakınının başına gelse ne düşünür? Çok merak ediyorum” diyor. Bu sırada aynı evde yaşadığı babaannesi Ülfet T, söz alıyor ve “Ben o bombayı atanın yüzüne tükürürüm. Utanması, sıkılması olup olmadığını sorarım. Ne demek 16 yaşında çocuğun üzerine, kafasına nişan alarak 5 metreden bomba atmak. Onun çoluğu çocuğu olup olmadığını sorarım” diyor.

M.A.T, sağlığına kavuştuktan sonra her türlü demokratik hak arayışının içinde yer alacağını da söyleyerek, “Ama İstanbul’da gitmem. İzmir’deki demokratik eylemlere katılırım” yönünde görüş belirtiyor. Aynı evde yaşadıkları dedesi Mustafa T, de olan bitene öfkeli. Dede, “Bizler ailecek Ali’nin daha saçının telini çekmedik. Yazık değil mi bu çocuğun gençliğine? Başbakan, Mısır’da ölenler için hüngür hüngür ağlıyor. Peki bizim ülkemizde Gezi Parkı protestoları sırasında ölenler için, ölümcül durumda yaralananlar için ne yapıyor? Bu nasıl anlayıştır? Ben Menderes dönemini, Demirel dönemini, 12 Eylül dönemini de gördüm, ama böyle zalimlik görmedim” diyor.

 

‘Öldürmek için hedef almışlar'

M.A.T’nin, 40 yaşındaki babası Mehmet T, oğlunun hastaneye götürüldüğü sırada nabzının atmadığını, kalbinin durma noktasında olduğunu söyleyerek, “Doktorlar neredeyse ölüyü diriltmişler. Bize yardımda bulunan herkeze minnettarız. Oğlumuzu bize bağışladılar” diyor. Görgü tanıklarının anlatımına göre oğlunun başına 5-6 metre mesafeden nişan alınarak, gaz bombası kapsülü atıldığını söyleyerek, “Oğlum, tamamen öldürülmek için hedef alınmış. Bombayı atanın kask numarası yok. İstanbul Barosu konuyla yakından ilgileniyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunduk. Süreci takip ediyoruz” diyor. Oğluna ve Gezi Parkı’na çıkmak isteyenlere karşı gösterilen şiddetle ilgili olarak da şunları söylüyor: “Bu tamamen onların acizliğini gösterir. Bir insanı neden öldürmek istersin. Demek ki gücün yok, bitmişsin ki öldürmek istiyorsun. O insana o canı sen vermedin. Allah’ın verdiği canı alacak olan Allah’ın kendisidir.”