"Günde en az üç kadın öldürülüyor"
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla çevrimiçi basın toplantısı düzenledi. EŞİK Platformu, İnsan Hakları Eylem Planı ve Meclis’e gelmesi beklenen 4. Yargı Paketi'ne ilişkin görüş ve taleplerini paylaşıp cins kırıma varan kadın cinayetlerini durdurmak için sürdürülen “Meclis Göreve” kampanyasını anlattı. Hak savunucusu Berrin Sönmez “Kadına yönelik şiddet artıyor. Bu ülkede günde en az üç kadın öldürülüyor” ifadelerini kullandı.
cumhuriyet.com.trEşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla çevrimiçi basın toplantısı düzenledi.
EŞİK Platformu; dünya kadınlarının birlik, mücadele ve dayanışma gününde, Meclis İzleme Raporlarına dayanan TBMM karnesini anlattı. EŞİK Platformu, İnsan Hakları Eylem Planı ve Meclis’e gelmesi beklenen 4. Yargı Paketi'ne ilişkin görüş ve taleplerini paylaşıp cins kırıma varan kadın cinayetlerini durdurmak için sürdürülen “Meclis Göreve” kampanyasını anlattı.
Hak savunucusu Berrin Sönmez ile Avukat Hülya Gülbahar’ın konuşmacı olduğu toplantıda dikkat çeken tespitlere yer verildi. Berrin Sönmez konuşmasında “Kadına yönelik şiddet artıyor. Bu ülkede günde en az üç kadın öldürülüyor” ifadelerini kullandı.
Sönmez şöyle konuştu:
“Parlamentonun anayasal görevleri arasında şiddetle mücadele mekanizmalarının denetlenmesi de var fakat Meclis bu görevini ifa etmiyor. Kadına yönelik şiddet artıyor. Bu ülkede günde en az üç kadın öldürülüyor. Şubat ayında en az 28 kadın öldürüldü. Bu sayının yarısı kadar da şüpheli ölümler kayda geçti. Bir o kadar da intihar vakası vardı.
‘HÜKÜMET GÖREVİNİ YAPMIYOR’
Cinayete kurban giden kadınların sayılarını hükümet bize vermiyor. Verileri tutmuyor ve şeffaf paylaşmıyor. Hükümet görevini yapmıyor. Biz günde en az beş kadın haberi duyuyoruz. Grevio raporu, iki buçuk yıldır resmi tercümesi yapılmadan bekliyor. Bu rapor İstanbul Sözleşmesi’nde görülen aksaklıkları tespit ediyor ve bu aksaklıkların giderilmesi için de yöntemler öneriyor. Gravio raporu, alınması gereken tedbirlere dikkat çeken yol haritasıdır. İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasına dönük hiçbir harekette bulunulmadı. Meclis Başkanı Gravio raporunun resmi çevirisini yapma görevini yerine getirmedi. Buna yönelik vaatte bile bulunmadı. Bu süre içerisinde; istihdamdan, eğitime kadar kadınlara yönelik hiçbir konuya yer vermeyen bütçe kanunu kabul edildi.
‘KANUN TEKLİFLERİ KABUL EDİLMİYOR’
Meclis İzleme Raporunun beş aylık rapor özetinde de belirtilmişti. Beş ayda kadınlar lehine verilen kanun tekliflerinin, araştırma önergelerinin hiçbiri kabul edilmedi. 5 aylık rapor toplama sürecinde çıkarılan kanunlardan hiçbiri kadın sorunlarına çözüm getirmek üzerine değil. Bu süre içerisinde Cumhurbaşkanı, kadının adını sadece bir kere andı onu da yanlış andı. 25 kasım için ‘Kadınla mücadele günü’ diyerek. İstanbul Sözleşmesinin uygulanması da dahil tüm bu konuları yerine getirmekle görevli kurum, parlamento içinde Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu ve bu kurum 7 aydır toplanmadı. Biz raporumuzu yayınladıktan kısa süre sonra belki de Meclis’i dönüştürme işlemimizin bir sonucu olarak 4 Martta toplandılar.”
“MECLİS ÖZEL OTURUMLA TOPLANMALI”
Avukat Hülya Gülbahar ise “İnsan Hakları Eylemsizlik Planı yapmışsınız. Kadına yönelik şiddeti önlemek için elinizde yeterli yasa var. Onları uygulayın” diyerek “Meclis yarın özel oturumla toplanmalı” çağrısında bulundu.
Gülbahar, “Geçen yıl nisan ayında çıkarılan covid affı ile hiçbir ön inceleme olmadan ve kadınlara haber vermeden; eşine, çocuğuna şiddet uygulayan insanlar salıverildi. İstanbul Sözleşmesi 56. maddesi, saldırganlar karakoldan serbest bırakıldığında bile kadınlara haber vermesini gerektiriyor. Oysa haber verilmedi. Yeni yargı paketi ile boşanan kadına verilen yoksulluk nafakasının iki veya üç yıl ile sınırlandırılması önerisi kadınları boşanmaya itecek ve bu durum da cinayetleri arttıracak” diye belirtti.
Gülbahar devamında şunları ifade etti: “Boşanma durumunda, çocuk görüşü sırasında kadınlar öldürülüyor. Evlilik yaşının 12’ye düşmesi konusu gündemde. Çocuk cinsel istismar affını yüreğimiz ağzımızda bekliyoruz. Boşanma sırasında gerçekleşen kadın cinayetlerinin önemli bölümü, ‘çocuğumu özledim, görmek istiyorum’ bahanesiyle randevulaşan erkekler tarafından işleniyor.”