"Gül'ün yargılanması kaçınılmaz"

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, mevcut fiili duruma göre, yargılanmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek ''Sayın Cumhurbaşkanı'nın yargılama sonucunda aklanacağı kanısındayım'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Gül ile ilgili ''kayıp trilyon'' fezlekesinin, Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra 4 Eylül 2007'de Başbakanlığa gönderildiğini söyledi.

Dosyanın, 4 Eylül 2007 ile Ocak 2008 tarihleri arasında, cumhuriyet savcılığı, Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı arasında gidip geldiğini iddia eden Kart, ''Ankara Cumhuriyet Savcılığı, dosyanın içinden çıkamayarak, dosyayı gereği yapılmak üzere Başbakanlığa gönderiyor. Ama buraya gitmeden önce dosya, 7 Ocak 2008'de Adalet Bakanlığı'ndan geçiyor. Bu tarihten itibaren Cumhurbaşkanıyla ilgili dosyayı ara ki bulasın. Adalet Bakanlığı, olayın sürekli gündemde tutulması nedeniyle 'kayıp trilyon' dosyasını bulduğunu ifade etti'' diye konuştu.

Kart, TBMM Başkanvekili ve AKP Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, AKP İstanbul Milletvekili Hüseyin Besli ile AKP Sıvas Milletvekili Mustafa Açıkalın hakkında ''zimmet'' ve ''nitelikli zimmet'' dosyalarının bulunduğunu ileri sürerek, Pakdil'in 2 dosyasından birisinin, Eyüp Cumhuriyet Savcılığı'nca işlemden kaldırıldığını, diğer dosyanın akıbetinin bilinmediğini söyledi. Kart, Adalet Bakanlığı'nın, Besli ve Açıkalın ile ilgili dosyaların akıbetinin araştırıldığını açıkladığını belirterek, ''Aradan geçen 2 yıla rağmen bu dosyaların akıbetini halen bilemiyoruz'' dedi.

Suç dosyalarını gizleyenler, bu dosyaları sümenaltı edenler ve bunların hesabını vermeyenlerin, ülkeye hizmet etme amaçlarından söz edilemeyeceğini anlatan Kart, bir savcının, milletvekilliği devam eden kişi hakkında, dosyayı nasıl ortadan kaldırabileceğini öğrenmek istedi. Kart, ''Cumhurbaşkanı ile ilgili bir fezleke Başbakanlık ile Adalet Bakanlığında nasıl sümenaltı edilebilir? Kayıp trilyon dosyasında Hazine zararından bugüne kadar herhangi bir tahsilat yapıldı mı?'' sorularını yöneltti.
 

"Böyle bir travmayı kaldıramaz"

Kart, bir taraftan cezası 8 yıla kadar çıkan dosyalara el sürülmezken, diğer taraftan devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü kavramı içinde kalıp kalmadığı tartışmalı, temel cezası 1,5 yıl olan suç ve suçluyu övmek fiilinden dönem sonu beklenmeden milletvekilliğinin düşürülmesinin söz konusu olduğunu söyledi.

Bunun; Türkiye'nin 1991-1994 döneminde yaşadığı toplumsal ve siyasi travmayı daha ağır şekilde yaşaması anlamına geldiğini savunan Kart, ''Türkiye, Güneydoğu ya da Kürt sorunu konusunda, böylesine belli bir olgunluk döneminin yakalandığı bir iklimde, böyle bir travmayı kaldıramaz'' diye konuştu.

CHP'li Kart, dokunulmazlık kurumunun yeniden düzenlenmesi, Anayasa'nın 14, 76 ve 83. maddelerini kapsayacak şekilde bir düzenleme yapılmasını isteyerek, bunun dışında getirilecek bir çözümün, toplumsal travmayı ve bunun ağır sonuçlarını ortadan kaldıramayacağını kaydetti.


"İfadesi, kaçınılmaz olarak kullanılacaktır"

Mevcut fiili duruma, mevzuata göre, Cumhurbaşkanı'nın yargılanmasının kaçınılmaz olduğunu ileri süren Kart, bunun engellenmesinin söz konusu olamayacağını söyledi.

Kart, 1924 Anayasası'na göre, Cumhurbaşkanının, milletvekili gibi dokunulmazlık statüsüne tabi olduğunu ancak, 1961 ve 1982 Anayasalarında bu konuda düzenleme bulunmadığını anımsattı. Kart, ''Öyle anlaşılıyor ki Anayasa koyucu, Cumhurbaşkanlarının yüz kızartıcı nitelikte, kişisel bir suç işleyeceğine ihtimal vermiyor. Bugünleri, AKP iktidarının kimliğini tasavvur edemeyen bir Anayasa koyucu anlayışı söz konusu'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanının, ''kişisel suçlamalardan dolayı yargılanmaması'' diye bir şeyin düşünülemeyeceğini öne süren Kart, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Cumhurbaşkanı da insandır, adi veya yüz kızartıcısı nitelikte bir kişisel suç her zaman işleyebilir. Hukuk devletinde esas olan, herkesin yargılanmasıdır. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, hukukun o bilinen, evrensel kavramından söz ediyor. Bu kavramı başka türlü yorumlamak, ancak AKP iktidarının başarabileceği bir yaklaşım olabilir. Cumhurbaşkanlığı, talihsiz bir açıklama yapmıştır. İlgili mahkeme kararında 'şüpheli' sıfatının kullanılmasına saplanıp kalmıştır. 'Şüpheli' ifadesi, kaçınılmaz olarak kullanılacaktır, ceza muhakemesinde, hukuki, teknik bir kavramdır.

Sayın Cumhurbaşkanı'nın yargılama sonucunda aklanacağı kanısındayım. Sayın Cumhurbaşkanı'nın, beraat edeceğinin ifade edilmesi, Sayın Cumhurbaşkanı hakkındaki davanın görülmemesinin bir gerekçesi olamaz. Sayın Cumhurbaşkanı'nın aklanmasını diliyorum.''