Gül: Atatürk'ü zamanının liderlerinden ayıran farkı...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Atatürk'ü Anma Töreni'nde konuştu.
cumhuriyet.com.trAtatürk'ün ölümünün 73.yıldönümü nedeniyle Milli Kütüphane Konferans Salonu'nda düzenlenen anma töreninde konuşmada, toplumların liderlerini farklı törenlerle andıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, "Kendilerine borçlu oldukları sevgi ve saygıyı farklı yollarla dile getirmektedirler" diyerek şöyle devam etti:
"Bizim toplumumuz da Atatürk'ü şükranla yadederken; 10 Kasımları, ona olan bağlılığını ve eserini ilelebet payidar kılma kararlılığını göstermek açısından bir vesile olarak görmektedir. Aynı zamanda Cumhuriyet'i muazzam başarılarla 88. yılına ulaştırmanın kıvancını ve mutluluğunu da yaşamaktadır. Atatürk, çağını aşan bir lider, büyük bir deha, gerçekçi bir devlet adamı ve komutan olarak; yaptıkları, başarıları, fikirleri, her şart altında muhafaza ettiği barışçı kimliği, yenilikçi ve reformist kişiliğiyle, insanlığın saygısını kazanmıştır.
Şunu gururla ifade etmek isterim ki: İnsanlık Atatürk'ün eserine, gerçekleştirdiği dönüşümlere, ülkenin kurtuluşu ve milletimizin yücelmesi için verdiği mücadeleye bugün büyük bir hayranlık duymaktadır. Mustafa Kemal, gerek savaş yıllarında gerek savaş sonrasındaki adımlarıyla, milli egemenlik ilkesine dayanan, gücünü milletten alan modern Türkiye'nin temellerini atmıştır.
Atatürk fikrî ve kurumsal manada yeni bir devletin kurulması için çalışmalarını yürütürken, bir bakıma geleceğin Türkiyesini de planlamıştır. Atatürk'ün aldığı kararları, gerçekleştirdiği reformları meşru bir temele oturtmaya çalışması, O'nun devlet adamı ve liderlik vasfının yanı sıra, milletimize duyduğu güveni de ortaya koymaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin savaş yıllarında açılması, Onun bu yönünün somut tezahüründen başka bir şey değildir."
Türkiye'nin demokrasiye uzanan yolu açılmasının öneminin Atatürk'ün yaşadığı dönemin şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, "Dolayısıyla Atatürk'ü zamanının liderlerinden ayıran farkı esas burada aramak gerektiği kanaatindeyim" dedi.
Gül şöyle devam etti:
"Atatürk'ün vefatının ardından da, aynı şuurla ilerlemesine devam eden Türkiye, Onun ideallerine her geçen gün daha da yaklaşmanın gururu içindedir. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, elde ettiğimiz kazanımlarla ülke ve millet olarak tabii ki, parlak bir geleceğe umutla bakıyoruz. Ülkemizin modernleşme çabalarının, son yıllarda gerçekleştirilen köklü reformlarla daha da bir ivme ve etkinlik kazandığı, Türkiye'nin önemli bir değişim ve dönüşüm sürecine girdiği tartışma götürmez bir gerçektir.
Halkın serbestleşme ve değişim taleplerini karşılamayı amaçlayan cesur adımlar ülkenin önünü açmıştır. Dünyada krizlerin yaşandığı bir dönemde, ekonomimiz kırılganlıklara karşı daha dayanıklı hale gelmiş, rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuşmuştur. Bunun altını özellikle çizmek isterim. Ekonomik gücün ülkenin itibarıyla doğrudan bağlantılı olduğu gözönüne alınırsa, bu söylediklerim daha iyi anlaşılacaktır.
Türkiye temel hak ve özgürlükleri genişletirken, çoğulcu demokratik normlara uyum yönünde hiç de küçümsenmeyecek mesafeler almıştır. Ülkemizin dinamizmi ve başarıları, dünyada dikkatle ve ilgiyle takip edilmektedir. Bizler de, yakaladığımız gelişme ivmesini koruyarak, yarının daha güçlü, daha huzurlu, daha müreffeh Türkiyesini elbirliğiyle inşa etmek için çalışmaya hem birlikte devam etmekteyiz."
Erdoğan'ın konuşmasından
Anma töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, vefatının 73. yılında, Gazi Mustafa Kemal'in altını çizdiği istikametten ilham alarak, bazı hususları tekrar etmekte fayda gördüğünü belirtti ve şunları söyledi.
''Bu ülkenin her bir ferdi birinci sınıf vatandaştır. Bu tartışılmaz. 74 milyonun fertleri arasında herhangi bir ayrımcılığı, eşitsizliği ve adaletsizliği asla kabul etmeyiz, buna müsamaha da göstermeyiz. Devletin tüm imkanları ve tüm kurumları karşısında herkesin eşit mesafede durmasını sağlamak, adalet anlayışımızın sarsılmaz bir gereğidir. İşte yeni anayasanın, böyle bir ruh ve anlayışla yazılması, bireyi, vatandaşı, özgürlükleri öne çıkarması, ülkenin birlik ve bütünlüğünü daha da pekiştirmesi en büyük arzumuzdur. Terörün bertaraf edilmesi ve Türkiye üzerine kirli hesapları olan çevrelerin oyunlarının bozulması da ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Bu millet, tarihi boyunca yaptığı gibi muhabbetle, uhuvvetle, samimiyet içinde birbiriyle kucaklaştığı sürece, terör ve onu maşa olarak kullanan çevreler, bir kez daha hayal kırıklığına uğrayacaktır.
Atatürk'ün, Nutuk adlı eserinde kaydettiği şu ifadeler bu noktada son derece anlamlıdır:
'Birlik ve emelde kararlı ve ısrar eden millet, mağrur ve mütecaviz her düşmanı, eninde sonunda gurur ve tecavüzünde pişman edebilir'. Evet... Millet olarak, 74 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, birlikte, beraberlikte, kardeşlikte ısrarcı olmaya devam edeceğiz. Özgürlüklerden, temel haklardan, ileri demokratik standartlardan asla taviz vermeden, nifak ve fesada asla fırsat tanımadan, Türkiye'yi büyütmeyi, yüceltmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Cumhuriyet, emin ellerdedir... Gazi Mustafa Kemal'in, diğer gazilerimiz ve şehitlerimizin hatırasına gölge düşürmeden, onlardan aldığımız kutsal emaneti yücelterek yolumuzda ilerleyeceğiz.''
Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda, vefatının 73. yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve tüm silah arkadaşlarını, tüm şehitleri ve gazileri tekrar şükranla ve rahmetle andı.