Gökçek'e dava yolu
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Musa Çeçen, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek'in odaya yönelik sözlerini ''çirkin'' bir saldırı olarak niteledi ve ''Oda, hukuki süreci başlattı, incelemelere göre, gerekli yasal işlem yapılacak. Herhalde dava açılır'' dedi.
cumhuriyet.com.trElektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Musa Çeçen; 1998 yılında EGO Genel Müdürlüğü ve sayaç üretici firmada incelemelerde bulundu. Konuyla ilgili bilirkişi raporu hazırlayan Haşim Aydıncak, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek'in, ''EMO'nun ideolojik davrandığı'' şeklindeki sözleriyle ilgili ortak basın toplantısı düzenledi.
Çeçen, Gökçek'in Ankara halkından fazla doğal gaz parası tahsil ettiğinin EPDK kararıyla belgelendiğini belirterek, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile katıldığı tartışma programında, yerel seçimler öncesinde kendisini kurtarabilmek için aralarında EMO'nun da yer aldığı kişi ve kurumlara saldırdığını belirtti.
Gökçek'in, EGO çalışanları hakkında açılan bir soruşturmada devletin denetim birimlerinin talebi üzerine EMO üyesi olan bilirkişiler tarafından hazırlanan raporu konu ederek, odayı tetikçilikle suçladığını belirten Çeçen, ayrıca ''odanın belediyeye karşı ideolojik bir tavır içinde olduğunu'' da söylediğini ifade ederek, şöyle devam etti:
''İçişleri Bakanlığı'nın 1998'de EMO'dan bilirkişi talep etmesi üzerine, görevlendirilen oda üyesi Haşim Aydıncak yeminli bilirkişi olarak, EGO Genel Müdürlüğü ve üretici şirketin fabrikasında incelemeler yapmış ve raporunu sunmuştur. Gökçek ise mahkeme sürecinde Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi'nden istenen bilirkişi raporuyla, EMO'nun hazırladığı bilirkişi raporunun kasıtlı olduğunun belirlendiğini ve kendi yaptıkları ihalelerin aklandığına ilişkin söylemleriyle halkı kandırmaktadır. Söz konusu rapor, mahkeme tarafından talep edilmediği gibi, ihaleye ilişkin incelemenin yapıldığı bilirkişi raporu da değildir. Gökçek'in Habertürk Kanalı'nda da alıntı yaparak okuduğu bu rapor, bizzat EGO Genel Müdürlüğü tarafından 25 Şubat 2000'de talep edilmiş, sipariş bir rapordur. Üstelik 24 Mart 2000 tarihli bu raporun '…tarafından hazırlanan bilirkişi raporları hakkında inceleme komisyonunun görüşü' şeklindeki başlığı dahi yapılan incelemenin ihale ile ilgili değil, bilirkişi raporunun incelettirilmesine ilişkin olduğunu göstermektedir.''
Çeçen, Gökçek'in o dönemde basın yayın organlarında bilirkişilere yönelik suçlamalarda bulunduğunu, ancak suçlamalara maruz kalan bilirkişiler hakkında 19 Kasım 1998 tarihinde yapılan suç duyurusunda savcılık tarafından takipsizlik kararı alındığını anımsattı. Musa Çeçen, Odanın Gökçek'in ''çirkin'' olarak nitelediği saldırılarıyla ilgili hukuki süreci başlattığını, incelemelere göre, gerekli yasal işlemin yapılacağını bildirdi.
''Rapor bütün gerçekleri yansıtmaktadır''
Haşim Aydıncak ise bilirkişi olarak bu konuya ilişkin söylenmesi gereken her şeyi raporunda yazdığını belirterek, ''Raporumla konuşurum, bu raporda 10 yıldan beri ortadadır. Bu iddia edildiği gibi 'ideolojik, taraflı ve hasmane' bir rapor değildir. Teknik, bilimsel ve objektif ölçütlere dayalı bir rapordur'' dedi.
Bu rapordaki bilimsel, teknik gerçeklerin bugüne kadar çürütülemediği için yanıltıcı birtakım spekülatif tartışmalara çekilmek istendiklerini savunan Aydıncak, şöyle devam etti:
''Rapor o günün koşullarında soruşturma konusu olan olaylarla ilgili olarak bütün gerçekleri yansıtmaktadır. Ama biz sürekli spekülasyonlarla özellikle Gökçek ve yandaşları tarafından bir tartışma zeminine çekilmek istenmekteyiz. Bu raporun içerdiği teknik gerçekler çürütülemediği için de bizlerin 'taraf olduğumuz, ideolojik davrandığımız ve tetikçilik yaptığımız' gibi değerlendirmelerle, provokatif tartışmalar zeminine çekilerek, yıpratılmamıza ve raporun etkisinin azaltılmasına yönelik bir çaba söz konusu olmuştur. Bugüne kadar bu türden sataşmalara cevap vermedik ama bu konudaki suskunluk saptanan gerçeklerin yok olduğu anlamına gelmemektedir. Rapor her şeyi yeterince belirlemektedir. Bizim inceleme konusu yaptığımız süreçteki sayaç ihalelerinde ilgili firmaya 80 milyon dolarlık iş verilmiştir. Bu iş verildikten sonra bir kurum gerçekten mükemmel sayaçlar üretecek düzeye gelir. Ama ilk alınan 10 bin sayaç, hemen akabinde yapılan ihaleler kapsamında sökülüp, değiştirilmiş ve yok edilmiştir. Birtakım insanları görevlendirip, 'Bu sayaçlar nasıldır, mükemmel midir?' diye 2000 yılında rapor almak ihale döneminde yapılan gerçekleri, ihalelerde yapılan manevraları ortadan kaldırmaz. Gökçek, bilirkişi raporunda gerçekleri çürütemediği için bilirkişileri yıpratma gibi bir taktiğe gitmektedir. Bunları çok yadırgamıyoruz.''