Gökçeada'da deprem (30.07.2013)
Gökçeada ilçesinde 5.3 şiddetinde deprem oldu.
cumhuriyet.com.trBoğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, Gökçeada'da saat 08.33'te yerin 8.1 derinliğinde 5.3 şiddetinde deprem meydana geldi. Deprem, Çanakkale ile çevre illerden de hissedildi.
Gökçeada Belediye Başkanı Yücel Atalay, depremin merkez üssünün Kaleköy olduğunu söyledi. Depremi kuvvetlice hissettiklerini belirten Atalay, "Ada genelinde sarsıntı hissedildi. Ancak çok şükür bir sıkıntı yok" diye konuştu.
Prof. Dr. Perinçek: Anormal bir şey değil
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Perinçek, depremin sürpriz olmadığını, bölgede insanlarca hissedilmeyen yüzlerce sarsıntı olduğunu bildirdi.
Son depremle bunun net bir şekilde duyulduğunu belirten Perinçek, "Deprem, Kuzey Anadolu Fayı'nın Semadirek Adası ile Gökçeada arasındaki fay aktivitesidir. Anormal bir şey değildir" diye konuştu.
Perinçek, Kuzey Anadolu Fay hattının Saros Körfezi'nden Gökçeada'nın kuzeyine uzandığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Keşke böyle onlarca deprem olsa da beklenen büyük Marmara depremi için enerji birikmese. Çünkü enerji birikmesi çok daha kötü sonuçlar veriyor. Keşke her 10-15 günde bir böyle deprem olsa. Kuzey Anadolu Fayı Tekirdağ dolaylarında karaya çıkıyor ve Saros'da denize giriyor. Burada iki fay var, biri Gökçeada'nın yakınında denizin biraz açığında, diğeri Semadirek açıklarında. Bu fay sürekli hareket halinde. Deprem kesinlikle sürpriz değil. Derinlik bu depremde çok önemli değil."
Öte yandan, deprem Bursa ve Balıkesir'de de hissedildi.
AFAD: Herhangi bir olumsuz ihbar alınmamıştır
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'ndan (AFAD) yapılan açıklamada, saat 08.33'te, merkez üssü Çanakkale'nin Gökçeada ilçesinin Kaleköy mevkisi olan 5.3 büyüklüğünde deprem meydana geldiği anımsatıldı.
Bölgedeki deprem aktivitesinin 7 gün 24 saat takip edildiği belirtilen açıklamada, "Deprem civar illerde de hissedilmiş olup, Çanakkale İl AFAD, Gökçeada İl Jandarma ve İlçe Emniyet ile yapılan görüşmelerde şu an itibarıyla herhangi bir olumsuz ihbara rastlanılmamıştır" ifadesi kullanıldı.
Depremin başta Çanakkale ve Balıkesir'de olmak üzere civar illerde de hissedildiği ve herhangi bir can kaybı veya hasara yol açmadığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Söz konusu depremi takip eden bir saat içerisinde AFAD Ulusal Deprem Gözlem İstasyonları tarafından büyüklükleri 2.1 ile 4.1 arasında değişen 26 artçı deprem kaydedildi. Deprem dış merkezine 16 kilometre uzaklıktaki Gökçeada istasyonunda en yüksek ivme değeri K-G yönünde 86.6 gal olarak ölçülmüştür."
Vali: Çok şükür bir sıkıntı yok
Çanakkale Valisi Ahmet Çınar, depremin merkez üssünün Gökçeada Kaleköy olduğunu anımsatarak, "Gökçeada kaymakamımızla görüşmem oldu. Çok şükür bir sıkıntı yok. Adada köylerimiz var. Hali hazırda buralarda incelemelerimiz sürüyor. Allah korusun" diye konuştu.
Öte yandan 8.33'de meydana gelen depremin ardından, 3.6, 3.1, 2.2, 1.6, 1.6, 2.2, 2.3 ve 4.0 şiddetinde artçı sarsıntılar kaydedildi.
UDİM: Artçılar devam ediyor
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi'nden (UDİM) yapılan açıklamada, Çanakkale Kaleköy-Gökçeada açıkları Ege Denizi'nde 08.33'de aletsel büyüklüğü 5.3 olan şiddetlice bir deprem meydana geldiği hatırlatıldı.
Depremin, merkez üstü Ege Denizi ve odak derinliği yaklaşık 10 kilometre civarı sığ odaklı olduğu kaydedilen açıklamada, depremin, başta Çanakkale ili ve ilçeleri olmak üzere Kuzey Ege ve Marmara Bölgesi'nde hissedildiği belirtildi.
UDİM tarafından işletilmekte olan deprem istasyonlarından gelen veriler ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının deprem istasyonlarından alınan verilerin karşılaştırılması ve karşılıklı istişare sonucunda depremin büyüklüğünün 5.3 olarak hesaplandığı bildirilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi: "Bölge tektonik açıdan Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Ege Denizi'ndeki devamı niteliğinde olup sismik etkinlik itibarıyla zaman zaman bu tür ve orta büyüklükte depremler üretebilen bir tektonik rejim içerisinde yer almaktadır. Bölgede aletsel dönemde meydana gelmiş en etkili deprem 1983 yılı Athos (Yunanistan) adası açıkları 6.9 büyüklüğündeki Kuzey Ege Denizi depremidir. Depremin ardından aletsel büyüklükleri 1.6-4.0 arası değişen 12 artçı deprem yaklaşık bir saat içerisinde kaydedilmiştir. Depremin meydana geldiği bölge I. Derece Deprem Bölgesi içerisinde yer almaktadır. Bölgede yaşayan vatandaşlarımızın depreme dayanıklı binalarda oturmaları veya satın alacakları konutların depreme dayanıklı olarak inşa edilmiş olması afete karşı alınacak en güvenli tedbir olacaktır."
Prof. Dr. Ercan: İstanbul'da bir depremi tetiklemesi söz konusu değildir
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, Saros-Limni kolunun üretebileceği deprem büyüklüğünün 7-7.3 arasında olduğunu kaydetti. Ercan, Gökçeada'da yıkıcılık eşik değerinin 6.3 olduğuna dikkati çekerek, "Bu kol üzerinde 6.3'e kadar oluşabilecek bir deprem Türkiye'de yıkıcı olmayacaktır" dedi.
Depremin başka depremleri tetikleme ihtimaline de değinen Prof. Dr. Ercan, şöyle konuştu: "Bunun İstanbul depremi ile ilgili ilişkisi şöyle vardır, İstanbul Kuzey Anadolu Kırığı'nın doğu ucunda, Gökçeada ise batı kolu üzerinde yer almaktır. İstanbul'da bir depremi tetiklemesi söz konusu değildir. İzmir'de göçüntü kırıkları egemen, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz, Bakırçay göçüntü kırıklarının işleyişleri Kuzey Anadolu Kırığı'ndan tamamen bağımsız. Bu depremin Foça'da, Karaburun'da, Bodrum'da, Marmaris'te bir deprem yaratma olasılığı yoktur."
Prof. Ercan, depemin büyüklüğüne ilişkin farklı kurumlardan farklı değerler verilmesiyle ilgili de "Burada Kandilli'ye inanmak gerekiyor. Bizim deprem ağımız bu bölgede oldukça sık" diye konuştu.
Prof. Dr. Gülen: Korkulacak bir durum söz konusu değil
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Levent Gülen, bölgede depremlerin doğal karşılanması gerektiğini söyledi. Bölge halkının telaş etmemesi gerektiğini vurgulayan Gülen, "Bölgede yaşanan depremler son derece doğal, panik yapmaya gerek yok. Kuzey Anadolu fay hattının geçiş bölgesinde böyle depremlerin olması normal karşılanmalı. Bundan dolayı halkımızın telaş etmesine gerek yok" diye konuştu.
"Kuzey Anadolu fay hattı, Karlıova'dan başlayıp, Marmara Denizi'ni geçerek Gelibolu ve Saros Körfezi'nden devam ediyor" diyen Gülen, sözlerini şöyle tamamladı: "Yani Gökçeada'nın bulunduğu bölgeden geçiyor. Ege Denizi içinde de böyle bir geçiş var. Deprem de bu fay hattının çevresinde oldu, gayet normal. Fay hattının geçtiği bölgede bu tür depremlerin büyütülecek bir durumu yok. 5 şiddetine kadar depremlerin olması gayet doğal. Fay hattının deniz içindeki geçişinde bu tür depremler olur. Geçmiş yıllarda da buna benzer deprem aktiviteleri olmuştu, korkulacak bir durum söz konusu değil."
DOHAD: Depremin Marmara ile hiçbir ilgisi yok
Doğa Hareketleri Araştırma Deneği (DOHAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Agalday, Marmara Ereğilisi başta olmak üzere bölgedeki sismik çalışmalarının devam ettiğini belirterek, bu kapsamda Barbaros beldesinde de deprem gözleme istasyonu kurulacağını söyledi.
Deprem gözlem istasyonu sayısını sürekli arttırdıklarını, bu hattın Saros Körfezi'ne kadar devam edeceğini aktaran Agalday, şunları kaydetti: "Ayrıca İstanbul Valilği tarafından kabul edilen projemizle Silivri, Büyükçekmece, Avcılar, Kadıköy, Zeytinburnu, Büyükada lokasyonlarında 10 istasyon daha kurulacak. Tüm bu çalışmalarla Marmara Denizi'ndeki yer hareketlerini tamamen gözlem altına almayı amaçlıyoruz. Aslında daha ileriki aşamalar için bazı çalışmalarımız da var. Japonya'nın kullandığı erken uyarı sistemi var. Mesela Gökçeada'da olan deprem 5 büyüklüğünde değil de 7 büyüklüğünde olabilirdi. Bu sabah Gökçeada açıklarında olan depremin Marmara ile hiçbir ilgisi yok. Ege'nin faylarında meydana geldi."
Gözlem istasyonlarını Türksat uydusuna bağlamak için çalıştıklarını ifade eden Agalday, şöyle devam etti: "Türksat üzerinden verilerin aktarımı yapıldığı zaman, Gökçeada'da olan depremi Tekirdağ en azından 20 saniye önceden haber alacaktı. Çünkü uydulardan gelen iletişim çok hızlı oluyor ve orada teknik bir durum var. Deprem dalgaları çok yavaş geldiğinden Türksat'tan veri ilettiğimiz zaman anında Tekirdağ'daki ilgili birimler çok daha çabuk depremden, hatta deprem olmadan önce, aynı Japonya'daki gibi haberi olacak. Tekirdağ için de bu yönde bir çalışmamız var."
Prof. Dr. Ersoy: Tsunami meydana gelebilir, bu sürpriz olmaz
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, 5.3'lük depremin merkez üssünün Gökçeada'nın kuzey kıyıları olduğunu, aynı bölgede 8 Ocak'ta da 6.2'lik deprem meydana geldiğini söyledi.
Marmara Denizi'ndeki düşey taban hareketlerinde tsunami meydana gelebileceğine dikkati çeken Ersoy, "Bu, çok doğaldır. Hem Marmara'da hem de Saroz çevresinde tsunami meydana gelebilir, bu sürpriz olmaz. Kuzey Ege ile Marmara'nın durumu ayrı. Marmara'daki bir deprem Kuzey Ege'de tsunami oluşturmaz, Marmara'nın içinde oluşturur. Kuzey Ege'de bir deprem olursa oranın tsunamisi de Marmara'yı etkilemez. İkisi birbirinden farklı bölgeler" şeklinde konuştu.
Ersoy, Gökçeada'daki depremin Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın batısındaki Saroz Körfezi çevresinin depremselliğiyle ilgili olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: "Kuzey Anadolu Fay Hattı, Marmara Denizi'nden geçtikten sonra Gelibolu Yarımadası üzerinde karaya çıkar, sonra batıya doğru Saroz Körfezi'nde tekrar denize girer. Kuzey Anadolu Fay Hattı, Saroz Körfezi'nde dallanır, parçalara ayrılır. Saroz Körfezi de bu fay hatlarının yaptığı çöküntü sonucu oluşmuştur. Gökçeada da tektonik olarak depremlerle yükselmiş bir ada. Gökçeada'nın üzerinde bazı deprem oluşturabilecek faylar var. Meydana gelen 5.3'lük deprem, bölgenin deprem konusunda aktif ve dinamik olduğunun göstergesidir. Her an daha büyük bir deprem olacağını düşünüp hazırlıklı olmak gerekiyor. Yapılarımızı buna göre inşa etmemiz gerekiyor. Deprem ve tsunami konusunda bilgilerimizi artırmamız gerekiyor."
Depremin Kuzey Anadolu fay zonunun en batısında oluştuğunu vurgulayan Ersoy, depremin yer kabuğunun stresini boşaltmadığını, aksine bölgenin aktif olduğunu ortaya koyduğunu bildirdi.
Ersoy, söz konusu bölgede daha önce de açıklanmış bazı etkili depremlerin meydana geldiğini hatırlatarak, şunları kaydetti: "Bu bölgede Kuzey Anadolu Fayı'nın saçılması, bir başka deyişle kollara ayrılması sonucu orta kısım çökerek Saros Körfezi'ni oluşturmaktadır. Bu fay zonunun güneyinde yer alan Gökçeada ise bu fay hareketleriyle yükselmiş bir yükselim alanıdır. Morfolojisini fayların ve depremlerin yarattığı tektonizmaya borçlu olan Gökçeada'nın kuzey kısmı bu yüzden daha sarp araziye sahip olup, kıyıları aktif faylarla kesilmektedir. Söz konusu bu deprem kara üzerindeki Tepeköy-Kuzu limanı arasındaki güncel fayların biri üzerinde gerçekleşmiş olabilir. Fakat bunun arazi gözlemleriyle denetlenmesi gerekmektedir."
Bu depremlerin Saros ile Tekirdağ Deniz Çukuru arasında kırılan Kuzey Anadolu fay zonunun bölgeyi geçici bir süre için rahatlattığını, ancak fayın her iki ucunun olduğu bölgelere gerilim yüklediğini dile getiren Ersoy, Gökçeada'da meydana gelen depremlerin bu gerilimin sonucu oluştuğunu aktardı.
Ersoy, "Teknik olarak beklenebilecek bir durumdur. Bu depremler yer kabuğunu kırma sınırları içindedir. Bu deprem bu bölgede yer kabuğunun stresini boşaltmamıştır. Tam aksine bu bölgenin depremsellik açısından tektonik olarak aktif olduğunu göstermektedir" ifadelerini kullandı.