Gezi'nin gerçek sahipleri
Gezi Parkı'nda yaşayan evsiz Abdullah Gözüpek, "Devlet bize barınacak yer vermediği gibi yaşadığımız alanları da teker teker elimizden alıyor. Ben bu Gezi Parkı olaylarını sahipsiz insanlara karşı bir hareket olarak görüyorum. Devlet bizi resmen ölüme sürüklüyor" diyor.
cumhuriyet.com.trGezi Parkı, çevrecilerin ilk kıvılcımı çaktığı andan bu yana gündemdeki yerini koruyor. Gezi Parkı’ndan başlayıp tüm Türkiye’ye yayılan eylemlerse, AVM istemeyenler, polis terörüne başkaldıranlar, hayat tarzına müdahaleye karşı çıkanlar gibi farklı taleplerden milyonlarca insanı bir araya getirmeye devam ediyor. Peki, herkesin kendine göre bir nedenle Gezi Parkı’nı sahiplendiği bu süreç başlamadan önce orada yaşayanlar şimdi ne yapıyor? Gezi Parkı’nı mesken edinen evsizlerden söz ediyoruz…
Abdullah Gözüpek, tam 10 yıldır Gezi Parkı’nda yaşayan bir evsiz. Bugünlerde gerçekleşen eylemler uykusunu kaçırmamış, tersine havadaki festival kokusundan memnun. Eylemcilere desteği tam çünkü parkın yok edilmesini istemiyor, “bizi savunan bir tek onlar var” diyerek şöyle devam ediyor:
“Yazları Gezi Parkı’nda, kışları ise belediyenin spor salonunda kalıyoruz. Yıkanma, giyinme, tuvalet imkanımız olmasa da yazın kapalı mekanda durmaktan çok daha iyi. Paramız olmadığı için başka gidecek, gezecek yerimiz de yok. Devlet biz evsizlere kalıcı çözümler bulmadığı, barınacak yer vermediği gibi yaşadığımız alanları da elimizden teker teker alıyor. Ben bu Gezi parkı olaylarını sahipsiz insanlara karşı bir hareket olarak görüyorum. Devlet bizi resmen ölüme sürüklüyor.”
Gözüpek, Gezi Parkı’nın yerinde kalmasını isteme nedenini “Marketten su ve bisküvi alıp parkta oturup yiyoruz, fazla para harcamadan karnımızı doyuruyoruz. Psikolojik olarak da kendimizi iyi hissediyoruz, orası bizim evimiz. Ve kimse kimseyi rahatsız etmiyor, en önemlisi bu” sözleriyle anlatıyor. Gezi’de yaşamı ise şöyle tarif ediyor:
“Gezi Parkı’nda yaklaşık 30 evsiz yaşıyor. Burada her zaman disiplin vardır, iyilik vardır, güzellik vardır. Birinin yaptığı yanlışı uyarır, düzeltmeye çalışırız çünkü o yanlış bizi de olumsuz etkiler. Çevredeki polisler bize karşı anlayışlıdır. Halktan insanlar da gelir yemek bırakır. Yani bugün Gezi Parkı’nda nasıl bir dayanışma, nasıl bir birliktelik varsa, parkın evsizleri arasında da aynı durum her zaman vardır.”
‘Orası bizim evimiz’
Yaklaşık 4 yıldır Gezi Parkı’nda yaşayan Kaşif Karabıyık ise bir gününü şöyle anlatıyor:
“Gezi Parkı’nda kartonların üzerinde, üzerimizde bir battaniyeyle uyuyoruz. Sabah ezanıyla birlikte kalkıp belediyenin bize verdiği yemeği yiyoruz. Ardından o gün iş bulursak çalışıyoruz. Gece de insanları rahatsız etmemek için geç saatte, 12’ye doğru Gezi Parkı’na dönüyoruz.”
Gezi Parkı’ndaki her bir evsizin kendi alanı olduğunu, aralarına yeni insanları kolay kolay almadıklarını belirten Karabıyık, “orası bizim evimiz, evimizde mutluyuz, oranın yıkılmasına ve bizim gibi insanların hiçbir ihtiyacını karşılamayacak AVM’ler yapılmasına karşıyım” diyor.
Oraya AVM yapılırsa ne yapmayı planladığı sorusuna ise cevap veremiyor: “Onu o zaman düşüneceğiz.”
Öte yandan sayıları İstanbul’da 10 bin, Türkiye’de ise 70 bini geçen evsiz yurttaşlar için sözü verilen “Evsizler Evi” hala yapılmadı.