"Gerekirse dava açacağız"

BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı karargahında hazırlandığı iddia edilen ‘AKP iktidarını devirme ve Gülen’i bitirme planı’ haberiyle ilgili olarak, bunun sorumluları hakkında dava açacaklarını söyledi.

cumhuriyet.com.tr

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin il kongresinde konuşmasının başında dün şehit edilen Polis Memuru Nihat Karakoca'ya Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Türk Milleti'ne başsağlığı diledi.


''Baykal dursun, dursun"

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 29 Mart seçimleri sonrasında hükümetin yarısının değiştiğini açıkladığını hatırlattı.

Bu arada, salondakilerin, ''Baykal istifa'' şeklinde slogan atmaları üzerine Başbakan Erdoğan, ''Yok, yok, yok... Aman, aman, aman... Öyle muhalefete can kurban, dursun, dursun'' dedi.

Başbakan Erdoğan, 29 Mart seçimlerinden zaferle çıktıkları halde kendi muhasebelerini yaptıklarını ancak CHP Genel Başkanı Baykal'ın her seçimde geride kalmasına rağmen muhasebesini yapmadığını ve milletin verdiği mesajı doğru okumaya çalışmadığını söyledi.

''Onlar Türkiye'nin etrafında düşman ürettiler. Biz geldik dostlar ürettik'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Şimdi kalkmış Türkiye'nin itibarından bahsediyorlar. Siz önce Türkiye'ye kaybettirdiğiniz zamanın hesabını verin. Döneminizdeki yolsuzlukların hesabını verin. 21 tane bankayı fona devrettiniz ey MHP, ey DSP, ey ANAP... Bu kapatılan, fona devredilen bankaların, bu millete maliyeti ne idi?. 40 milyar dolar... Ne yaptınız? Mecaliniz kalırsa ondan sonra gelin, sizinle bu mevzuları konuşalım. Bizim yolumuz demokrasi yoludur. Hukuk yoludur, bizim yolumuz Anayasamızda açıkça ifade edilen demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yoludur. Bizim tek bir gündem maddemiz vardır, o da bu ülkenin 4 bir yanına adaleti yaymak ve bu ülkenin her karış toprağını adaletle yönetmek ve kalkındırmaktır. İşte son günlerde, gazetelerin yaptığı haberleri görüyorsunuz. AK Parti üzerinde oynanması düşünülen oyunları görüyorsunuz. Şu anda bizler de bunları araştırıyoruz. Gerekirse biz de ilgilerle onlara yönelik olarak davaları açacağız. Bunlardan geri duramayız. Demokratik bir ortamda AK Parti'ye karşı yapılan bu gayri hukuki sürece seyirci kalamayız. Gereken ne ise bunların hepsi yapılacaktır. İşte onun için gecemizi gündüzümüze katıyor, işte onun için durmadan, bıkmadan, usanmadan milletimize hizmet etmeyi sürdürüyor, şehirlerimizi bölgelerimizi ülkemizi daha bayındır hale getirmek için canla başla çalışıyoruz.''

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gazze'nin üzerine bombalar yağarken, oralarda masum insanlar, çocuklar, hatta bebekler katledilirken bütün dünyanın sustuğunu ama kendisinin susmadığını belirterek, ''Beyefendiler sus pus kesilmişken, bu beyefendiler katliama kör ve sağır kesilmişken bu kardeşiniz korkmadan, çekinmeden, tereddüt etmeden bu aziz milletin sesi oldu ve bunu orada seslendirdi'' dedi.

Muhalefeti de eleştiren Erdoğan şunları söyledi:
''Çünkü başarısızlıklarını örtmek için yapacak başka bir iş yok. Yalanla, iftiralarla, haksız ithamlarla Ak Parti'ye çamur atmaya kadar her yolu deniyorlar. İstedikleri kadar denesinler, engel çıkarsınlar, iftira atsınlar, çamur atsınlar. Biz yetkiyi milletten, sizlerden aldık, yegane başvuru mercimiz millettir ve millete hizmet üretmeye devam edeceğiz. Milletimizin menfaatine olan yasaları çıkarana kadar Meclisi tatile sokmayacağız, eğer hizmete varlarsa beyefendiler, o zaman beyefendiler de bizlerle beraber yaz boyu Parlamentoda çalışmaya devam ederler. Biz çalışacağız, niye çünkü engelliyorlar. Ya gelirsiniz bu yasaları beraber çıkarırız ya da kusura bakmayın 1 Temmuz tatil tarihi olmayacak, durmak yok yola devam tarihi olacak.''


 

''Naylon faturalar nerede? Bunun hesabını ver sen önce"

Başbakan Erdoğan, Baykal'ın iki de bir kendilerini bir yerlerle ilişkilendirmeye çalıştığını söyleyerek, şöyle devam etti:
''Fener, mener, falan filan, Deniz Feneri... Ak Parti'nin kasasına kurulduğundan bu yana gayrimeşru bir kuruş para girmemiştir. Ne Deniz Feneri'nden ne yöneticilerinden bir kuruş girmemiştir. Bizim kasa mevcudumuz kasamız, bütçemiz hiç bir siyasi partide olmayan bir şekille sitemizde her gün ne yapar, yayımlanır kurulduğumuzdan bu yana ki herkes görsün, ki millet denetlesin bizim kasamızı. Ne oluyor, ne kadar paramız, ne kadar para giriyor, ne kadar çıkıyor millet görsün. Hep bunu istedik ve bugün de böyle yarın da böyle olacak.

Ancak ben şimdi diyorumki Sayın Baykal, Hazine'nin sana, CHP'ye verdiği parayı nereye harcadınız ki yapılan Başsavcılık denetimlerinde evet 1 trilyona yakın usulsüzlük bulundu ve bu paranın tahsiline Anayasa Mahkemesi karar verdi ve bu parayı ödediniz Sayın Baykal nereye harcadınız? Bu naylon faturalar nerede? Bunun hesabını ver sen önce. Milletin parasını nereye harcadın söyle bakalım. Anayasa Mahkemesi'nden tescillisin sen tescilli. Bak bizim öyle bir durumumuz yok. Ama sen tescillisin, önce bunun hesabını ver.''

İş Bankası'ndan, Türk Dil Kurumu'na, Tarih Kurumu'na verilmesi gereken paraların da verilmediğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''CHP'nin orada temsil edilen adamları da var ve vermedikleri için yargıya gidildi. Bizim de duyurumuz var. Sonunda yargı şu anda aklımda kaldığı kadarıyla 104 trilyona mahkum etti. Bu parayı ödeyeceksiniz dediler ve İş Bankası bu parayı ödemek durumunda kaldı...Bize dürüstlük dersi vermeye kalkıyorsun. Önce aynaya bir bak, ondan sonra çık da bunları konuş. Öyle boş dosyaları meydanlarda sallamakla dürüstlük olmuyor Sayın Baykal. Önce bunu hallet bunu...''
 

Mayınlı arazinin yüzölçümü

Başbakan Erdoğan son 1 ay içerisinde Meclis'te yaşanan tartışmaları da gündeme getirerek, Şanlıurfalıların bu tartışmaları dikkatle, ilgiyle izlediklerini bildiğini söyledi. Muhalefetin bu süreci nasıl kuru hamasetle yürüttüğünü en iyi vatandaşların bildiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yalanlarla, iftirayla, komplo teorileriyle, mayın meseleleriyle nasıl başka yerlere bu konunun çekildiğinin en yakın şahidi sizlersiniz. Bizim Suriye sınırındaki mayınlı arazimizin yüzölçümü, bunu en iyi siz biliyorsunuz, 216 kilometrekaredir. Bakın bu rakam çok önemli. Bu mayınlı arazinin bir ucundan CHP tuttu, diğer ucundan MHP tuttu, bir diğer ucundan da DTP onlara destek verdi. Sündüre sündüre lastik gibi çeke çeke iki Kıbrıs adası büyüklüğüne çıkardılar. El insaf, iki Kıbrıs adası diyorlar, ne demek biliyor musunuz? 19 bin 502 kilometrekare demek. Burası ne kadar? 216 kilometre. 19 bin kilometrekare nire, 216 kilometrekare nire, insaf insaf... Bunlar ya matematik bilmiyorlar, ya hesap kitap bilmiyorlar veyahut da bunların kılavuzları farklı. Kılavuzu karga olanın biliyorsunuz değil mi gerisini ben söylemeyim.

'Mayınlı arazileri yörede yaşayanlara dağıtalım' diye tutturdular. Acaba hayatlarında kaç kere Şanlıurfa'ya geldiler veya iktidarlarında Şanlıurfa'nın sınırındaki bir köyü gidip gördüler mi? Şanlıurfa'da tarım nasıl yapılır, nerelerde yapılır, acaba hiç incelediler mi? Bunlar Ankara'dan başlarını dışarıya uzatamaz. Seçimden seçime o da bazı Anadolu şehirlerinde şöyle bir boy gösterirler. Ondan sonra sırra kadem basarlar, yüzlerine bir daha rastlayamazsınız. Bakın buradan Şanlıurfa'dan bir kez daha sesleniyorum; biz hükümet olarak uluslararası bir yükümlülükten dolayı mayınlı arazileri temizleme kararı aldık. Suriye tarafı böyle bir güzelliği yaptı temizledi, biz de kendi tarafımızda aynı güzelliği yapalım istedik ve buraları ülkemize toprak kazandırma noktasında, organik tarım yapabilme noktasında hazırlıklarını yapalım dedik. Bütün mesele temizlik bitsin, burayı milletimize kazandıralım.''

 

''Titiziz, hassasız"

Sınırdaki mayınların, olabilecek en ucuz bedelle, en güvenilir ve en sağlıklı şekilde temizliğini yapacaklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
''Bunların dediği gibi değil, var mı bizim o ihale şartnamesinin içerisinde İsrail. Nereden çıkardınız bu İsrail'i. Olmayan bir şey, hiç ilgisi alakası yok. Ama dert başka. Çözüm var mı çözümleri de yok. Efendim diyor
'Petrolü İsrail'e verecek, madenler İsrail'e verilecek'. İnsaf ayıptır ya ayıp. Orada ta 1993'ten bu yana TPOA petrol araştırması yapıyor, çeşitli Türk firmaları orada araştırmalar yapıyor, yabancı firmalar yapıyor, zaten onlar yapılıyor ama Suriye sınırında bir güvenlik şeridimiz var. Bu güvenlik şeridi TSK'nın denetiminde ve ayrıca bu çalışmanın içerisinde Milli Savunma Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Maliye Bakanlığı var. Titiziz, hassasız, bu ülkenin, bu milletin menfaatlerine gelince Ak Parti ne CHP'si ne MHP'siyle ne DTP'siyle, hiç birisiyle mukayese dahi edilemez. Bu iddiaların tamamı yalandır. Bu kadar açık konuşuyorum, tamamı yalandır. Burada yabancıların gelip yerleşeceği, sınır güvenliğimizin tehdit altına sokulacağı, bu toprakların peşkeş çekileceği şeklindeki iddiaların tümü hırçın, kaybetmiş, paniklemiş bir muhalefetin asılsız iddialarıdır."